Gitmek üzereyken olduğu yerde durdu birden. Ama öyle bir durdu ki, mayına ayağı takılmışta çektiğinde öleceğinden korkuyormuş gibi. Sanki bir adım daha atsa ikimizde parçalara ayrılacakmışız gibi.. Bir kaç saniye daha gergin sırtı bana dönük bir şekilde kalıp sonra yürümeye devam etti. Uydurduğumu biliyordum fakat attığı her adımda büyük bir mayın suratıma doğru patlıyormuş gibi hissediyordum. Acıyı bilirdim.. Hele ki kirpiklerini bile ezberlediğim bu adamın acısına elimi uzatsam avuçlayacak gibiydim. Biraz kurcalasam bu kargaşada büyük bir enkaz bulacağımı biliyordum..
"Bekle!"
Çalan telefonum bütün dikkatimi dağıtırken ıslanan kıyafetlerimin arasında kuru kaldığı için şükredip cebimden çıkardım. Savaş'ın ardından baktığımda çoktan uzaklaştığını görmüştüm. Pekala. Yine de bunun peşini bırakmayacaktım.
Israrla çalan telefonumu hızla kulağıma götürdüm.
"Efendim Ozan?"
"İş aradığını duydum."
Direk konuya girmesi beni duraksatırken görmeyeceğini bilsemde kaşlarımı çattım.
"Üzerime dinleme cihazı falan mı yerleştirdin?"
Birden gülüverdi söylediğime, oysa ki ben fazlasıyla ciddiydim.
"Sana iş buldum."
"Gerçekten mi?"
"Hı hım"
"Hiç tecrübem yok biliyorsun değil mi? Hem, ne işi?"
"Benimle birlikte Mavi'de çalışmaya ne dersin?"
Birden sevinsem mi üzülsem mi bilememiştim. Elbette çalışabilirdim fakat insanlarla bu kadar iç içe olmak bana iyi gelir miydi? Belki bana gelirdi de, ihtiyarla ufaklık ne derlerdi buna? İyiden iyiye delirmiştim. Gittikçe eski sahibim Ahmet'emi benziyordum ne. Hem Savaş'ta vardı, kızar mıydı ki bana.
"Eylül?"
"Ah, şey. Ben bunu bir düşünsem olur mu?"
"Olur, gelsene yanıma. Sıkıldım, kalabalıkta değil hem."
İtiraz etmek için cümleye başlayacağımı anlamış gibi devam etti.
"Lütfen, bir saatcik? Söz fazla değil."
Nedendir bilmiyorum gitmek istedim birden. Öyle bir söylemişti ki, cümlesinden akan bana olan ihtiyacı içime süzülüvermişti.
"Peki."
Güldü mü bilmiyorum fakat eğer tebessümün sesi duyulabilseydi kulaklarımın sağır olacağına emindim. Bu, beni korkutmuştu..
' ' ' ' '
"Susmak hobilerinden biri sanırım."
Geriliyorum Ozan, neden geçmedi hala? Neden alışamadım tüm bunlara. Yoksa, hiç mi alışamayacağım dersin?
Ben yine diyecek birşey bulamayınca o konuştu.
"Nasıl, alıştın mı okula?"
"Bilmem, sanırım. Alışmak önemli mi?"
Sahi, önemi var mıydı ki? Gerek var mıydı alışmaya.
"Bilmem, sanırım."
Gülümsedim benden alıntı ettiği kelimelere. Eğer başka bir hayatım daha olsaydı, el değmemiş. Ozan'ı daha çok severdim. İyi çocuktu. Sanırım, belki de çok kötüydü. Bir erkeği iki taraflı sınıflandırma hakkım olmamıştı hiç. Tek tarafım vardı, kötü. Çok kötü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK(KİTAP OLDU!)
Romance"Hiç ölmek istedin mi?" Beklemediğim bu soru karşısında ilk önce şaşırmış sonra kıkırdamıştım. "Neden güldün?" Oturduğum yerden kalkıp eğilerek reverans yaptım. "Karşınızda defalarca intihara kalkışan bir kız var bayım." Suratı ifadesizdi fakat umur...