Servet Amcayla arabaya doğru ilerlerken içimdeki o tuhaf korkuya bir türlü engel olamıyordum. Bunca şeyin sebebini bile bilemiyorken öylece ortasına düşmüş olmak beni tedirgin ediyordu. Üstelik şu mahkeme duvarı gibi suratı olan Haldun Bey, kötü senaryolarımı çürütmek konusunda bana hiç yardımcı olmamıştı.
Arabaya yaklaştığımızda Servet Amca hala garipsediğim bir nezaketle kapımı açıp içeriye girmemi beklemişti.
"Ben açabilirim, sorun değil."
"Benim için de sorun değil, rahatsız olmuyorum."
Ama ben oluyorum, demek istedim. Fakat öyle içten gülümsemişti ki, üsteleyip canını sıkmak yerine arabaya bindim. Nasılsa yakında kaçacaktım buradan.
Servet Amca'da arabadaki yerini aldığında sessiz adamla sessiz yolculuğumuz başlamıştı. Yaklaşık on beş dakika süren yolculuğun ardından fazlasıyla büyük bir bina çarptı gözüme. Ben yine cama yapışmış sinek rolümü üstlenirken içinden bir sürü insan çıkan bu kocaman yerin ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. İncelediğim binanın altından geçen bir yola doğru ilerledik. Girdiğimiz yerde öyle çok araba vardı ki, hangisinin modelini incelemem gerektiğini şaşırmıştım. İyi de biz nasıl böyle kolay girmiştik bunca arabanın olduğu yere? Yoksa o adam buradaki arabaların da mı sahibiydi? Kafamda duran mantıksız sorulara dayanamayarak sordum.
"Burası neresi Servet Amca?"
Önce biraz duraksasa da bekletmeden cevap verdi.
"Otopark."
"Haldun Bey'in otoparkı mı?"
Yine tok kahkahalarından birini atıverdi. Neye güldüğünü anlamasam da arabayı durdurduğunda geldiğimizi anladım. İyi de burada hiç kıyafet dükkanı yoktu ki.
"Evet küçük hanım, Avm Haldun Bey'e ait olduğu için otoparkta onun oluyor nihayetinde."
Anlamamış gözlerimle ona bakarken o da neden öyle baktığımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Arabadan indiğinde ben de onun açmasına fırsat vermeden çabucak indim. Birlikte bilmediğim bir yere doğru yürürken arabayı elindeki düğmeli küçük kumandayla tahminimce kapatmıştı. Çıkan sesi sevmiştim.
"Avm mi? O ne?"
Olduğu yerde duraksayıp yüzünü bana çevirdi. Tek kaşı kalkmış bir şekilde bana bakarken yanlış bir şey söyleyip söylemediğimi düşünüyordum.
"Gerçekten bilmiyor musun yoksa benimle alay mı ediyorsun?"
O böyle söyleyince kelime dağarcığımda bu kelimenin anlamını tekrar aratma gereği duydum. Fakat hayır, bilmediğime emindim. Kızacağından korkarak tedirgin bir şekilde cevap verdim.
"Bilmem gereken bir şey miydi?"
Gözlerine inen garip bir kederle uzaklara bakıp hafif çıkan sakallarını kaşıdı. Sonra toparlanıp bana bakarak gülümsedi.
"Alışveriş Merkezinin kısalmış ismi, bir çok mağazanın bir çatı altında olduğu bir yer. Hem sadece mağaza da değil; sinema, bowling, lunapark falan da var içlerinde. Gel benimle, sana gezdirirken her şeyi göstereceğim."
Heyecanla Servet Amca'nın yanına giderken kendi kendine açılan bir kapının içinden geçtik. Öyle ki açmak için elimi uzatacağım sırada bir anda ortadan ikiye doğru açılmış, şaşkınlıktan kalakaldığım için Servet Amca'nın itelemesiyle geçmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK(KİTAP OLDU!)
Romance"Hiç ölmek istedin mi?" Beklemediğim bu soru karşısında ilk önce şaşırmış sonra kıkırdamıştım. "Neden güldün?" Oturduğum yerden kalkıp eğilerek reverans yaptım. "Karşınızda defalarca intihara kalkışan bir kız var bayım." Suratı ifadesizdi fakat umur...