38. Bölüm

8.4K 705 172
                                    

Mult Yağmur Tekiner

Bölüm ithafı @Derin857 εїз aybikeylmz canımsınız!

Selam, ⭐️'a dokunmayı unutmayın olur mu?

Bu bölümde şöyle birşey yapalım mı, herkes Sarmaşık'ta en çok beğendiği cümleyi yorum'a eklesin. Bu bölüm ya da herhangi bir bölümden olabilir. Azcık yorumlaşalım, özledim sizi. Bekliyorum, keyifli okumalar 💙






"Kırmızı mı düşünüyorsun yoksa koyu birşeyler mi alalım sana?"

"Hayır diyorum Yağmur, gerçekten olmaz."

"Sana fikrini sormadım canım. On dakikaya ordayım hazırlansan iyi edersin."

"Hayır, dur!" Ah, kapattı! Elbette kapattı, Yağmur'du bu. Çok değil, bir kaç dakika önce beni aramış, bu akşam baloda giyeceğim tek parça kıyafetim yok inanabiliyor musun! diye çığlıklarıyla harmanladığı cümlesiyle kulaklarımı sağır etmişti. Sonrasında ben gelmeyeceğimi söylemiştim, tam üç kere. O kısmı hiç duymamış gibi yaparak sana da şu renk elbise alırız ne dersin? deyip gitmeyeceğim balo için renk seçmeye zorlamıştı. Ve evet, belki de iki dakika bile sürmeyen konuşmamızın ardından dediğim hiçbirşeyi umursamayıp buraya geliyordu. Gerçekten, öfkelenmeye bile vakit bulamadığım bu durum karşısında ne tepki vereceğimi bilemiyordum. Zira üzerimdeki şaşkınlığı henüz atabilmiş değildim. Ben yatağın üzerinde oturmuş ne yapacağımı düşünürken mesaj geldi.

"Hala bekliyorsun değil mi? Dokuz dakikan kaldı!"

Ah! Yağmur, gerçekten.. İzleniyormuşum hissi beni ele geçirirken sanırım iki dakikamı etrafta kamera aramakla harcamıştım. Sonra ne yapıyorsun Eylül? sorusu içimde yankılanınca, fazla diretmeyip Yağmur'un dediği gibi hazırlanmaya başladım. Nasılsa bir şekilde istediğini yaptıracaktı..

Alel acele bir hazırlanmanın ardından Yağmur'un ben geldim aşağıdayım mesajını görünce idrak edememiş, bir kaç defa okumuştum. Tabii ya! Buna nasıl dikkat etmezdim. Ben Yağmur'a evin adresini hiç bir zaman vermemiştim ki. Hem neden Haldun Bey'in yanında kalıyor oluşuma hiç şaşırmamıştı. Savaş.. Anlatmış mıydı bunları. Kafamda bunlar dönerken çantamı çabucak alıp odadan çıktım. O sırada merdivenlerden inmek üzere olan Haldun Bey'le göz göze geldim. Yine maskelerinden birini yüzüne geçirmiş, bakışlarının soğukluğuyla ruhumu üşütüyordu. Tedirgin ama bir o kadar sıcak bir şekilde lafa atıldım.

"Şey, Merhaba Haldun Bey."

"Yağmur sana mı geldi." Yine tuhaf maskelerinden birini kullanıyordu sanırım, pekala..

"Evet, aslında gitmek istemiyordum ama.." Konuşmama izin vermeden etrafına göz attıktan sonra bir kaç adımda yanıma geldi.

"Senin burada kaldığını nereden biliyor?"

"Ben.. Ben hiçbirşey söylemedim, gerçekten."

Bir süre içimi titretecek soğuklukta gözlerime baktı. Sanki adı gözlerimde yazıyormuş gibi dişlerinin arasından kendi kendine mırıldandı.

"Elbette, Savaş.."

Başka bir noktaya diktiği gözlerini yeniden benimle buluşturduğunda yutkunma ihtiyacıma engel olamamıştım. O kadar çok, tehlikeli görünüyordu ki şuan.

"Sana Savaş'la görüşmemeni söylediğimi hatırlıyorum."

"Ben.. Ben görüşmüyorum." Yalancı.

SARMAŞIK(KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin