42. Bölüm

7K 740 228
                                    

Multiye eklediğim müziğin klibi.. sözleri.. resmen Sarmaşığı anlatıyor. İzlediğimde öyle çok duygulandım ki, belki siz de seversiniz. Dinleyin küçük farelerim, kelebeklerim 🙏🏻

Lütfen vote atmayı unutmayın 🦋

Help, adlı yayınladığım bölüme yorum yaparak beni acayip derecede motive eden yorumlar oldu. Çok çok teşekkür ederim, beni görmezden gelmediğiniz için.. Bu bölüm size gelsin, Sizi seviyorum 💙

@sessizlerekalan67
SSelly501
@AdelynnStark
@befrun
@riri-bns
@NightLight777
@hayalimsin225
@SudeKaya2263
@destannalev
@nnidio
@aksen3
@sipahiler
@KitapKurtu2004
@cnsudmrts
aybikeylmz
@gamzemkocak
@Nesligiller
@derinarmii
@nnurinan

Eklemediklerim varsa lütfen affedin, zor duruyorum şuan. Uykusuzluktan ölebilirim. Neyse, keyifli okumalar 🦋


Gözlerime bakıyor olduğunuz kısacık bir an bile çehremde hüküm süren yüzlerce çiçeğin açmasına neden oluyordu bayım. Fakat şimdi, size bakmadığım zamanlarda dahi gözlerinizi üzerimde hissetsem, bunun ağırlığıyla öleceğimi biliyorum.


Duyduğum her bir kelimenin etkisi üzerimde bir çığ gibi büyüyor, nefes almama dahi müsaade etmiyordu. Tuna'nın dediği her bir kelime sanki peşinden getirdiği onlarca soruyla üzerime devrilmiş, bunca zaman cevabını aradığım her ne varsa ağırlığıyla arsızca ruhumu eziyordu.

Bunca zaman nasıl oldu da anlamamıştım. Savaş'ın annesinin öldüğünü bildiğimden Nergis Hanım'ın Haldun Bey'in eşi olabileceği ihtimali kafamda çok öncelerden çürüyüvermişti. Şimdiyse anne özlemiyle kavrulan sevdiğim adamın babası, eşinin kısmen de olsa yaşadığını oğlundan saklıyordu. Bu, bu ne tür bir acımasızlıktı böyle.

Kafamda bu düşüncelerin ardı ardına sıralanması, aldığım cevaplar yerine yepyeni fakat leş kokan sorular eklemişti. Bu defa cevap için bekleyecek ya da sabredecek bir ben göremiyordum içimde. Zira tam karşımda kalbimin içine gülüşünden tutamlar sakladığım adamın saklamaya çalıştığı mutsuzluk sebebini artık biliyordum.

O çok sık bana bakmıyor fakat ben engel olamadığım bir dürtüyle gözlerimi ona dikmekten kendimi alıkoyamıyordum. Nedense tamda şimdi, daha farklı görünüyordu gözlerime.

Ruhunuzun söküklerini görebiliyorum bayım. Ve bu yıpranmışlık, beni mahvediyor. İzin verin, kalbimin size dair topladığı her ne varsa ruhumun deliğinden geçireyim. Siyah bir ruhtan topladığım mavi iplerle dikeyim her bir köşenizi..


"Na-nasıl yani? Nergis Hanım... Öldü mü?"

Kelimeler dudaklarımdan acımasızca firar ederken her birinin ruhumda bıraktığı kan tadını dilimin ucunda hissediyordum.

"Bilmiyor muydun? Savaş o yüzden bu halde. Eskiden.. Böyle değildi. Tabii yine toparla.. Dur kızım nereye!"

Ayaklarım benden bağımsız bir şekilde hareket ediyor, sanki bütün uzuvlarım bana koş emrini vermiş gibi kendimi durduramıyordum. İlk önce dikkat çekmemek adına koşar adımlarla ilerlemiş, okuldan çıktığım gibi de var gücümle koşmaya başlamıştım. O an ardımda bıraktığım eşyaların ya da üzerimde asılı kalan bir kaç çift gözün hiç bir önemi yoktu. Önemli olan tek şey almak istediğim cevaplardı nihayetinde. Bunca zaman bunları anlamamış oluşuma ayrı bir sinirleniyor bu kadar saf olduğum için içimdeki küçüğe henüz yeni türettiğim küfürler bahşediyordum.

SARMAŞIK(KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin