Multi, Bora..
"Selam, babacığım!" Dedim önümdeki babam bakarak.
Taksiden ineli yaklaşık 5 dakika oluyordu ve ben babamın odasının içine girmiştim bile.
"Ha-Hazal?" Sahte olanından güldüm.
"Evet Hazal. Ee, işler nasıl?" Kaşlarını çatarak yanıma geldi.
"Sen iyi misin?"
"Hiç olmadığım kadar iyiyim meral etme sen"
Ah, bu adam beni öldürecekti birgün. Bu gereksiz saflığı hele.
Be adam ben seninle konuşmak için buraya gelir miyim sence?
"Neden geldin?"
Dudağımı sarkıttım.
"Kızını istemiyor musun yoksa burada. Merak etme gideceğim zaten..." Diyerek masasının önünden geçtim. Parmaklarımı, masada sürüklerken birde patron koltuğuna yayılarak oturdum.
"Hey, ileri gidiyorsun" dedi sert (!) tonuyla.
"İleri gitmeyi severim. Yarıştaymış gibi düşün, ileri gitmeden kazanamazsın"
Daha sonra ise çekip gittim.
Tahmin ettiğimden çok daha iyi gidiyordu herşey.
Binanın karşı kaldırımına geçerek oturdum.
'Demir arıyor...'
"Efendim Demir?"
"Koydun mu böcüğü?" Kahkaha attım.
"Tabikside koydum. Sen kayda al sonra dinleriz şarkı gibi neyse benim taksi çevirmem lazım-"
Sesimi net bir tonla böldü.
"Taksi falan bulmuyorsun ben 10 dakika sonra oradayım" ve telefonu kapattı.
Aman buda bir havalar bir havalar sanırsınız James Bond. Alt tarafı böcek yerleştirdik yani.
Çok geçmeden yanımda bir hareketlilik oldu.
"Ne çabuk geldin"
"Kimi beklediğine göre değişir" sol tarafıma baktığımda bizim okuldan bir çocuğu gördüm.
Şaşırmış yüzüm anında yerini gülümsemeye bırakırken cevap verdim.
"Arkadaşımı bekliyordum. Senin burda ne işin var?"
Derin bir of çekti.
"Bilmem inanır mısın ama bende tam karşı binadaki Halil adlı beye gidecektim" kahkaha attım.
"Halil bey şuan çok sinirli bence sonra konuşun" kaşları çatıldı ve sinirle elini saçlarından geçirdi.
"Herşey bozuldu"
Yoksa?
Yoksa bir iş birlikçi mi bulmuştum?
"Aylardır üzerinde çalıştığım herşey gitti"
Gözlerimi kıstım.
"İntikam falan mı aalcaktın?"
"Sevmiyorum sadece ve bana yaptıklarının cezasını verecektim ama" sinirle ayağını yere vurdu.
"Ama ******* şansı izin vermedi"
"Hey, sakin ol. Bende ona birşeyler yapmaya çalışıyordum." Ayağa kalkarak üzerini silkeledi.
"Ne tür birşey?"
Evet, yakalamıştım işte şansı. Bende ayağa kalkarak ona anlatmaya başladım.🕊🔱🕊🔱🕊🔱🕊🔱
"Açıkçası hayran kaldım. Dışı melek içi şeytan" dedi gülerek. Bende güldüm.
"Öyle olabilir" elini bana doğru uzattı.
"Ben Bora ve sen?"
Bir korna sesi ile irkildim.
"Hadi Hazal ağaç oldum çiçek açıyorum" güldüm.
"Kim olduğumu duydun"
"Evet. Şey telefon numaranı alabilir miyim?" Gülümsedim.
"Hadi artık gel!"
Aman be Deniz. Bir konuşturtmadın çocukla.
"Okulda veririm hadi baybay" diyerek arabaya uçtum.
"Ne var Deniz ne?"
Sinsi bir sırıtış yerleştirdi yüzüne.
"Hadi hayırlısı Hazal hanım." Yanağına sert olmayan bir tokat attım.
"Senin yine kafa yukarlarda. Ne hayrından bahsediyosun? Alt tarafı babamın işi için ortak olduk yani hayırla ilgisi yok"
Kaşlarını çattı.
"Neden açıklama yaptın?"
"Açıklama yapmamı istedin" bu çocuk cidden iyi değil. Önce hadi hayırlısı diyor sonra nodon oçoklomo yopton? Diyor."Ben cidden seni anlayamadım gitti Deniz. Neyse hadi benii evime bırak yarın okulum ve yapacağım çok şey var."
************
Aruz'un evinin kapısından içeriye sessizce girdim. İçeride galiba Aruz'un bir arkadaşı vardı çünkü konuşuyorlardı.
"Haksız mıyım Aruz?" Aruz, hafifçe güldü. Ne güzel gülüyorsun sen ya!
Acaba ne konuşuyorlar böyle?
"Bencede haklısın. Kız güzeldi yani, Hazal'la sevgili olmasam-" sinirle odaya daldım.
"Benimle sevgili olmasan?" evet, sesim haddinden fazla çıkıyordu.
"A- ama sevgiliyiz yani öyle birşey olamaz" bahaneye bak ya!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Sarılma
Teen Fiction@ Tüm Hakları Saklıdır @ "Enes'e onun adını sordum. İleride aşık olacağım adamın adını söyledi. "Aruz"dedi. Sonra Aruz yanımıza geldi, Enes'le tokalaştılar falan teşekkür ettim şarkı için. "Birşey değil" dedi. Hah! Birşey değilmiş. Sen geldin girdi...