-23- Hazal'ın büyük şoku

74 15 3
                                    

Multide; Demiroşkom var
"Umrumda mı sanıyorsun?" Dedim.
"Aruz bu mu?" Dedi Demir.
"Evet" dedim kısık bir sesle.
"Hadi birader naş" Dedi Demir.
Aruz bize yaklaşarak "sen kime naş dediğini sanıyorsun?"
"Aruza dediğimi sanıyorum" Dedi.
"Adımı nereden biliyorsun sen benim?" Diye sorduğunda Demir çarpık bir gülümsemeyle "Dünyanın en pislik adamının ismini Nasıl bilmeyeceğim?" Aruz yumruğunu sıktı.
"Sana bunu ödeteceğim." Dedikten sonra oradan ayrıldı.
"Laf dalaşına girdiğim için özür dilerim"
Gülümsedim. "Önemli değil. Senin elinde olan birşey değil" o da bana gülümsedi.
"Senin en son hoşlandığın bir çocuk vardı ne oldu?"
"Gaylerle dalga geçmek için beni kendine çekmiş" Dedi. İçim acıdı. Bu da onun eliyle olan birşey değildi. O da bir insan yani o kimki Demir'le dalga geçyor?
"Adı neydi onun?"  Biraz düşündükten sonra hatırladı.
"Mehmet Levent" Dedi.
"Peki" dedikten sonra ona sarıldım.
"Hadi sende evine git artık benimde gözlerim ağrıyor yatacağım" dedim. Başıyla onayladı ve oda bana sarıldı.
"Baybay Prenses" eve girdim ve odama çıktım. Hala evde hiçkimse yoktu. Bilgisayarımı çıkardım ve Facebook'tan 'mehmet Levent" adlı kişilere baktım. 1 ortak arkadaş yazısı gelince hemen tıkladım.
Çocuğun profiline baktığımda bir ölüp geri gelmedim değildi ama o benim düşmanımdı.
Özelden çocuğa,
'Selam' yazdım ve konuşma başladı.
'Selam güzellik'
'😉'
'Hahaha bir yerde görüşmek ister misin nerede oturuyorsun?"
"Mavi cafeyi biliyor musun?"
"Evet"
"O Zaman ben makyajımı tazeleyeyim 10 dakikaya orada buluşalım'
'Ok bb'
'Bb'
Bir an o güzelliği ona gösterecektim ama gizliliğe devam edelim. Hem belki bunlarla uğraşırsam Aruz'u unuturdum.
Siyah yoğunluklu bir makyaj yaptıktan sonra çantamı alıp evden çıktım. Cafeye geldiğimde Mehmet'i gördüm. O da beni farkedince bana gülümsedi ve gözünü kırptı.
"Naber?" Allah'ım ya birde soruyor berbat anladın mı berbat!
"İyidir sen?"
"Bende iyi" bana nedense çapkın çapkın gülümsüyordu.
"Ne oldu?" Diye sorduğumda bana "bu gece bende misin?" Sorduğu soru karşısında kaşlarımı kaldırdım. Ama ona dersini vermem için -HERKESLE YAPAN- moduna bürünmeme lazımdı.
"Bu soru mu şimdi Canım?" Dedim ve yalandan bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Güldü. Gerçekten berbat gülüyordu. SIRF bu gülüşü duymamak için nelerimi vermezdim ama!
"O Zaman gel de gidelim" Dedi. "Ben bir tuvalete gideyim sonra gideriz" dedim. Başını salladı. Tuvalete geldiğimde aynadan kendime baktım. Tam bir sürtük gibi olmuştum. Kendime güldükten sonra ne olacağının planını yapmaya başladım. Şimdi lüks bir yere giderdik, daha sonra bu biraz yakınlaşırdı bana bende basardım tokadı daha sonra birkaç şey söyleyerek giderdim. Evet evet muhteşem bir plan!
Mehmet'in yanına gittikten sonra onun arabasına bindik. Lamborghini'ydi arabası. Evine geldiğimizde tahmin ettiğim gibi lükstü. Evin içine ise nihayet girdiğimizde planım tıkır tıkır işlemeye başladı. Demir beni öpmeye çalıştığında ona gülümsedim.
"Beni öpmeme izin vereceğimi mi sandın yoksa?" Dedim. Kaşlarını çattı.
"Ben eşcinsellerle dalga geçenlere biryerimle Gülerim Canım öpmekte ne oluyormuş" dedim ve güldüm. Evden dışarı tam çıkarken ona baktım. "Birşey unuttum"
"Ney?" Diye sorduğunda yanına gittim ve değerlisine tekme attım. "Tamam oldu" diyerek evden çıktım. Kendi kendime gülerken aslında ağlanacak halime güldüğümü anladım. Bir taksi çevirerek eve gitmeye başladım. Geldiğimizde teşekkür ederek taksici abiye parayı verdim. Eve girdiğimde yine hiçkimse yoktu. Merdivenlerden çıkarken ise karşımda birini görünce çığlık attım. O kişi de bana baktığında o da çığlık attı.
"Ne oluyor ya sen başıma bela mısın kızım şimdi de evime girmiş" diye bağırdım. Aruz'un kardeşi de bana baktı. "Burası senin evin mi?" Dedi Kaşlarını kaldırarak.
"Evet Canım içeride olduğuma göre?" Dedim.
"Bence senin değil Enes'in evi." Dedikten sonra birden afalladım. Enes'i nereden tanıyordu. Kızın elbiselerine bakınca bir tuhaflık olduğunu anladım çünkü üzerinde sadece bir gömlek vardı. Ki o gömlek tahminimce Enes'indi.
"Buse, kim gelmiş?" Diye bir bağırış duyduğumda bunun Enes olduğunu anladım. Enes içeri girdiğinde ise altında havlu vardı. Yıkanmıştı galiba ama yıkanması umrumda bile değildi.
"Enes!" Diye cırladım.
"Sen bizim bu kız yüzünden kavga ettiğimizi biliyorsun ve bu kızı bizim evimize alıyorsun ayrıca abuk subuk şeyler mi yapıyorsun!" Elimden gelinceye kadar bağırmıştım.
"Hazal, bak gel anlatacağım"
"Neyi anlatacaksın Canım? Yattık işte kızım kıt mısın?" Dedi bana küçümser bakışlarla adı Buse olan kız.
"Sana acıyorum kızım. Seni de... Sana hiçbirşey yapmıyorum çünkü içimde sana dair tek bir şey bile yok" dedim ve evden koşarak çıktım.
Arabama atladım ve nereye gittiğimi bilmeden sürmeye başladım.

***ENES***
-1 SAAT ÖNCE-
Fenerbahçe-Galatasaray maçının tekrarını izlerken kapı çaldı. Acaba Hazal mı? Diye kendi kendime sorarken kapıyı açtım. Karşımda Aruz'un tiki kardeşi vardı.
"Ne istiyorsun?"
"Aruz burda mı?"
"Hayır"
"Peki yine de gireceğim" yüzsüz dedim kendi içimden. Ama Arux için kardeşi annesinden kalan tek şey olduğu için gereksiz bir sevgi besliyordu ona. İçeriye geçti.
"Madem kalacaksın ben kahve yapacağım kendime bekle" dedim. Mutfağa giderek kendime kahve yaptım. Geri döndüğümde ise birden önüme çıktı. Bilerek kahveyi üstüme döktüğünde ona ne kadar bağırmak istesem de bastırdım.
"İyi misin kızım sen ne yapıyorsun?" Bana tek gözünü kırptıktan sonra bende yanlışlıkla dökmüş gibi yaparak onun üstüne gıcıklığına döktüm. Çığlık attı. "Yıkanmam lazım ama benim böyle olmaz seni terbiyesiz!" Diye cırladığında ona banyoyu gösterdim. Girdi ve duş aldı. YARIM saat sonra "Enes bana giyecek birşeyler ver" diyerek bağırdı.
"Banane böyle çık" diye mırıldandım.
"Ne dedin?"
"Veriyorum" diyerek en eskittiğim beyaz gömleğimi verdim ona bakmadan. O duştan çıktığında ise benimde üstüme döküldüğü için bende yıkandım. Kapı çaldığında duşumu bitirmiştim.
"Kim gelmiş Buse?" Diye bağırdığımda içeri geçtiğim an Hazal'ı gördüm.
"Enes!" Diye bağırdı ve
"Sen bizim bu kız yüzünden kavga ettiğimizi biliyorsun ve bu kızı bizim evimize alıyorsun ayrıca abuk subuk şeyler yapıyorsun!" Dedi.
"Hazal bak gel anlatacağım" Buse lafımı kesti ve "Neyi anlatacaksın Canım? Yattık işte kızım kıt mısın!" Diyerek bağırdı. Allah'ın gerizekalısı!
"Sana acıyorum kızım. Seni de... Sana hiçbirşey yapmıyorum çünkü içimde sana dair hiçbirşey yok" Dedi ve gitti.
"Sen burda bekle" dedim. Üstüme hızlı hızlı iç çamaşırımı ve pantolon, tişörtümü giydim. Buse'nin önüne geldim ve kolunu tuttum.
"Ya buradan gidersin ya da sonu senin için kötü olur" dedim.
"Gitmiyorum" dediğinde ise bileğini kavradım ve dışarıya attım. Kapıyı kapattığımda bana saydırıyordu. Gülüp geçtiğimde aklıma Hazal geldi. Aradığımda ulaşılamıyor cevabı geldiğinde iyice telaşlandım.
Aras'ın yanında olamazdı değil mi?

Son SarılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin