-4- Anıl

159 28 0
                                    


"Naber Hazal" dedi.
"İyi, sen?" Diye sordum. Arkamızdan bir öksürük sesi geldi.
Bulut'tu ben onunla konuşmuyordum. Malum bir insan başkalarını doldurmak isteyen bir hayvanla konuşmaz.
"Naber, Rüzgar?" Sesi sert çıkmıştı.
"Neyse Rüzgar ben gidiyorum" dedim ve sınıfa doğru yürümeye başladım. Yavaş yavaş zilin çalmasını bekleyerek yürürken en sonunda kapıya gelmiştim. Şimdi zil çalsın Allah'ım!
Dışarıdaki hocalar beni fark ettiğimnde kiralarsak kapının kulbunu tuttum. Açtığımda tüm gözler beni bulmuştu bile.
Kapıdan içeri girdim ve sırama oturdum.
Elçin ve diğerleri bana tip tip bakıyordu
AHHH!
Hayır konuşmamızın sesini almışlardı!
Tam Zümrüt'e seslenecektim ki zil çaldı.
"oha sana Hazal!" Zümrüt bana mı seslendi ne?
"Efendim Canım?" ağzını açtı ve
"Kızım sen sağır mısın? Derste Bulut kendisi senin exin olur hatırlıyorsan, Rüzgar'a 'o kız benim sevgilimdi, bir şey yaptım hemen hocalara ispitledi!' Diye bağırdı. Sen herhalde uyuyordun"
Bir dakika bir dakika ne?!
O okulda torpil patlatmıştı ve ben bunu sadece biliyordum! Hocalara falan ispitlemedim!
Ve asıl ispitçi olan o!
Bana Nasıl böyle bir şey söyleyebilir? Ben onun iyiliği için ondan ayrıldım!
Buraya kadar Bulut!
Buraya kadar...
Rüzgar! Rüzgar buna inanmış mıydı?
Lütfen inanmamış olsun! Lütfen!
Gerçi inansın daha yeni tanıştığım bir çocuğa bunlar için yalvaracak değildim ya...

DİĞER GÜN🌙

Öğle tenefüssü olmuştu.
Maç i
izlemek için Elçin, ben ve Zümrüt arka bahçeye gittik. Bizim erkekler ve futbol oynuyorlardı.
Oturma yerine gittik ve oturduk. Yanıma Rüzgar geldi, "Hazal?" Sesi sert çıkmıştı yine ne yaptım acaba?
"Noldu Rüzgar?"
"Bulut'u sen mi söyledin?"
"Hayır!" Bana öyle yalancıymışım gibi baktı ki ona bir bakış atmam yeterli oldu. Burada kalamazdım, "Madem bana inanmıyorsun o Zaman ona inan Rüzgar!" Dedim ve gittim.
Koşarken Zümrüt'ler arkamdan "Hazal, dur!" Diye bağırıyordu. Koşarak sınıfa gittim.
Ağlıyor muydum?
Hayır ağlamamalıydım!

Zümrüt'ler koşarak sınıfa geldi ve yanıma oturdular.
Ağlamayı kestim.
"Hazal o malı bırak ya abi gerizekalı işte!" Diye bağırdı.
"Takmayacağım zaten"
Rüzgar yanıma geldi ve
"Özür dilerim Hazal ben yanlış anlamışım"
"Banane" dedim.
Gerçekten umursamıyordum.
Şaşkınlıkla bana bakıyorlardı.
"Gider misin?" Dedim net bir tonda. Azda olsa üzgün bir ifadeyle gitti.

-1 GÜN SONRA-

Okula gitmemiştim. Sitedeki salıncaklarda kendi kendime sallanıyordum. Siteden çok arkadaşım vardı, ama okula gitmişlerdi.
Birden bire salıncak durdu.
Biri durdurmuştu.
Arkama baktım ve Anıl'ı gördüm.
Anıl bizim sitenin 'badboy'uydu. Hiçkimseyle konuşmazdı.
Öyle kişileri hiç sevmezdim de zaten yani o ne demek hiç kimseyle konuşmam tavırları?
Herkesle konuşan da ölecek, konuşmayanda!
Bana baktı ve "Sen Rüzgar'ınki misin?"
Rüzgar'ınki mi? Hayır! Hayır!
"Hayır nereden çıkardın ki? Arkadaşıysan hiç konuşmayalım bence!" Dedim ve salıncaktan kalktım. Üstümde siyah bir tshirt vardı altımda da siyah bir pantolonu, siyah bir bot, deri siyah bir ceket. Gözlerime de hafif siyah bir makyaj yapmıştım.
Kolumu tuttu dur dercesine ve "Bende sen onunkisin diye sana akıl vermeyi düşünüyordum ama" beni süzdü ve "daha iyi bir yolu seçmişsin" dedi.
Haklıydı da!.
"Eee, sen kimsin" dedim ve salıncağa geri oturdum. Yanıma oturdu. "ben mi? Beni tanımıyor musun gerçekten? Senin ilerde aşık olacağın kişi" dedi.
Şaşkınlıkla ona baktım. "Veya aşık olduğun kişi" dedi.
Ve telefonum çaldı.
Zümrüt, arıyor...
Salıncaktan kalktım ve açma düğmesine bastım
"efendim Zümrüt?" Dedim. Zümrüt'te bana "Napıyorsun kız neden gelmedin hasta mısın yoksa aşkım, kıyamam ya"
"İyi Canım iyi birşeyim yok. Dışardayım ben şimdi eve gidince konuşalım"
"Tamam"
"Neden benden bahsetmedin?"
Ukala! Neden senden bahsedeyim ki!
"Neden bahsedeyim?"
"Hani aşık falan oldun ya"sırıttı.
Gözlerimi devirdim.
"Sana aşık olmam için... Yada dur sana aşık olmam"
Eve gittim.

             -1 HAFTA SONRA-
Okula hazırlandım.
Saçlarımı düzleştirdim.
Okula yürüyecektim. Dışarı çıktım ve önüme siyah spor bir araba çıktı. İçinde kim vardı bilin?
Anıl!
"Gel Hazal'ım seni ben bırakacağım"
"Tamam, ama sadece bırakacaksın"
Arabaya bindim.
Okulun önüne geldiğimizde Rüzgar gözünü bize dikmişti. Anıl'a döndüm ve "görüşürüz" dedim. "Baybay Hazal'ım" Dedi Hazal'ım mı?
Ve birden yanağımdan öptü. Elimi yüzüne geçirmemek için çok zor durmuştum.
Arabadan çıktım ve sınıfa gittim.
Rüzgar yanıma burnundan soluyarak geldi ve
"Hazal birdaha o çocukla konuşmayacaksın veya görüşmeyeceksin bile beni anladın mı!". Bağırmıştı.
Bana bağıramazdı.
"Bunu bana sen mi söylüyorsun! Lütfen artık benden uzak dur. Hem belki sevgilim nerden biliyorsun? Kim sana bunu deme Hakkı'mı sunuyor acaba?"
yüzünü buruşturdu.
"Vay be!"
"Susar mısın artık? Kafamı şişirdin!"
"Ya yaptığım şey için milyonlarca defa özür dilerim o benim arkadaşımdı sen-!"
"Ben bundan sonra senin hiçbirşeyinim!"
Yüksek bir tonla konuşuyorduk. Aramıza Zümrüt girdi ve,
"SAKİN OLUR MUSUNUZ" diye bağırdı.

"oluruz" telefonumu çıkardım ikiside meraklı gözlerle bana bakıyordu.

"Alo Anıl beni okuldan alır mısın?"

"tabii ki de alırım nereye peki?"

"bize" şaşkın şaşkın dinlerken ben hiçbirşey olmamış gibi davranıyordum fakat, ikisi de konuşmamızı duymuştu.

Son SarılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin