-36-üniversite

47 9 8
                                    

"Peki neredeydin o kadar Zaman?" Dedi. Korkmuştu kendime birşey yapacağım için.
"Dedim ya Aruz. Mezarlıktaydım" sinirle ellerini saçlarından geçirdi.
"Ulan 5 saat boyunca mezarda mıydın?!" Sesi yüksek çıkmıştı.
"Sizin benden sakladığınız birşey var" Dedi. Gece ve bana bakarak.
"Ne saklıyorsunuz benden!" Başımı kaldırarak ona baktım.
"Gece sen git biz Aruz'la yalnız konuşacağız" Gece kafasını sallayarak çıktı odadan.
"Cevap?"
Gözlerimi kapatıp açtım. Ayağı kalktım ve sıkıca sarıldım ona.
"Seni seviyorum. Lütfen, söyleyeceğim şeyi Zaman'la söyleyeceğim ama şimdi söyleyemem sevgilim" dedim kokusunu içime çekerken. Oda beni hiç bırakmayacakmış gibi sarılırken bana baktı.
Dudaklarıda, dudaklarımı sardı...
Utanmıyordum artık ondan. Utanılacak birşey bulamıyordum ki...
Kollarımı, boynuna doladım ve anın tadını çıkarmaya başladım.
"Sen" Dedi ve dudaklarımızı ayırdı.
"Sen kendini affettirmeye çok iyi başarıyorsun" hafifçe güldüm.
"3. Sınıf lafı ama Yinede söyleyeyim. Sana çekmişim" gözlerini devirerek yatağa oturdu. Bende içerisi havalansın diye kapıyı açmaya gidecektim ki o görüntüyü görene kadar.
Kapıda ağzı yere kadar açılmış bizi izleyen bir Gökhan vardı.
"Gökhan orada ne yapıyorsun?"
"Ka-Ka-kanka siz ö-" kendi kendine sözünü böldü.
"Tövbe yarabbim tövbe sen bu kızı affet" onun bu haline güldüm.
Şebek!
"Gerizekalı kapıdan izleyeceğine gelsene buraya ben seni bir güzel seveyim!" Gökhan, korkarak aşağıya doğru inmesiyle bir patırtı çıkması bir oldu.
"Lan! Aruz varya elime bir geç Nasıl döveceğim seni!" Ardından acı bir inleme oluştu.
"Sen kimi dövüyorsun! Geliyorum oraya" koşma sesleri çıktıktan sonra "gelde yakala" Dedi ve kapı kapanma sesi geldi. Aruz, yataktan kalkarak yanağımı öptü.
"Ben şu malı yakalayıp geliyorum" diyerek gitti.

Gece'den
Çok korkuyordum çok. Hazal'ın kafalarındaki şeyler olurken birine birşey olacaktı. İç sesim böyle diyordu çünkü.
"Söylemekeyecek misin aşkitoşkom?"
"Hazal birşeyler planlıyor. Anıl, Buse ve babasına cehennem azabı çektirecek ama birine birşey olacak gözündeki sinir birşey görmüyor" Kaşlarını çattı.
"Ne diyorsun ya!"
"Gökhan, ben ciddiyim. Önce Buse ve Anıl'a oynayacak sonra babasının bütün mal mülkünü elinden alacak"
Gökhan sinirle elini saçlarının arasından geçirdi.
"Bu kız iyi değil. Onunla konuşmamız lazım"

Gökhan'dan
Hemen arabama atlayarak Hazalların evine sürdüm. Ne yapıyordu bu kız!
Kapıya vurduğum anda kendiliğinden geri gitti. Açık mıydı yani?
İçimdeki tereddüte engel olamayarak yukarı çıktım ve hafif olan kapıdan içeriye baktım.
Oha!
Onlar?
Çüş!

Hazal'dan
Telefonumu elime alarak Gece'yi aradım.
Üçüncü çalışta açmıştı.
"Alo Gece, ben Aruz'u hallettim" uzun süren bir sessizliği bozdu Gece.
"Hazal, bence bu kadar yeter. Korkuttuk işte"
"Gece, sen ciddi misin?"
"Evet gayet ciddiyim" sağ elimle alnımı ovdum.
"Düşüneceğim" telefonumu, yatağın bir kenarına fırlatıp bende uzandım yanına...

Ertesi Gün
Lanet olası zil sesi.
Lanet olası zil sesi.
Lanet olası zil sesi.

"Kim o!" Diyerek kükredim ikinci katta olmama aldırış etmeyerek.
"Benim" dedi sesinden anladığım Aruz.
Yorgunluktan açamadığım gözlerim, dağınık olan saçlarım ve dünden kalan giysilerimle muhteşem (!) görünüyordum. Aşağı inerek kapıyı açtım.
"Vay, vay, vay daha uyanamamışsın?" Başımı olumlu anlamda salladım.
"Saat 6 ama çoktan hazır olman gerekiyordu."
Gözlerimi irileştirdim.
"Saat sabahın 6'sı ve sen beni uyandırıyorsun?!"
Sinirle ayağımı yere vurdum.
Sakin ol Hazal. Şimdi banyoya gidecek, tipine düzen verecek üstünü giyinecek ve gideceksin okuluna.
O değilde şaka maka üniversiteli olmuştum.
Aruz, çoktan koltukta yerini almışken bende banyoya giderek biraz önce düşündüğüm şeyleri yaptım.
Yani önce dişlerimi fırçaladım sonra yüzüme çeki düzen verdim. Saçlarımı düzleştirdim ve parfüm sürdüm.
Bir hışımla yukarı çıktım ve üzerime serbest kıyafet giydim. Sonuçta üniversitenin üniforması yoktu ya.

Son SarılmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin