"izin vermiyorum!"
İznini alan yok, Rüzgar. Bunu insanlar ne Zaman ve Nasıl anlayacak ki? Çık hayatımdan! Çık! Umrumda mı sanıyorsun?"izin veriyorsun" dedim sesimin titremesine izin vermeden.
"vermiyorum" Dedi bana yakınlaşarak.
"veriyorsun" dedim korkusuzca yerimde durarken.
aramızdaki mesafeyi kapattı ve "vermiyorum!" dedi bende
"ve-ri-yor-sun!" dedim. Hecelemiştim!
Nasıl anlayacaktı bu gerizekalı?sınıf kapısından Anıl gözüktü. Ne çabuk gelmişti öyle!
"izin veriyorsun Rüzgar" dedi ve sırıttı.
Rüzgar ona bakarken, bende kolunun altından geçtim. Zafer gülümsememi ona gösterirken hala olayın şaşkınlığındaydı.
Anıl ve ben okuldan çıktık. Benim evime geldiğimizde Anıl'ı içeri davet ettim.
Koltuğa oturdum ve yanıma oturmasını işaret ettim. Geldi ve oturdu. Neden bilmiyorum ama gözümden iki yaş geçti. Yüzüme baktığında kaşlarını çattı ve"o sana bir şey mi yaptı Hazal?"
başımı hayır dercesine iki yana salladım.
"neden ağlıyorsun o zaman?" dedi, bende bilmiyordum. "Bilmem" dedim ve güldüm. güldü.
Bir kaç film izledik ve saate baktığımda okul biteli yarım saat olmuştu.
Zil çaldı ve "Hazal, kızım kapıyı açsana" diye bağıran bir kadın sesi duydum.
Lanet!
Annemdi.
"Anıl beni takip et" odama gittim ve onun için dolabımı açtım içeri girdi.
Kapıyı açtım ve "Annecim bende tam dışarı çıkıyordum. Ödevlerimi yaptım. Dersimi çalıştım baybay" dedim ve odama koştum.
Kapıyı kilitledim ve dolabımı açtım.
Anıl baygın halde yatıyordu! Hemen Anıl'ı sürükledim ve odamın en ortasına zemine koydum. Ağzından köpükler çıkmaya başladığında korkmaya başlamıştım!"Anıl?" sesim endişeli çıkmıştı. "Anıl açsana gözlerini!"
Veee
3
2
1ağlamaya başlamıştım.
"Anıl"
"Noldu gülüm korktun mu" gülüyordu!
Gülüyordu! ve gülüyordu!"Anıl gerçekten mi?" sesim sert çıkmıştı. Aklıma bu akşam gireceğim etüt geldi ve son yarım saatim kalmıştı! "Anıl üstümü giyineceğim dışarı çıkar mısın?" dedim ve anlayışla çıktı.
üstüme kolları yırtık siyah bir bluz giydim altıma da yırtık siyah bir pantolon. Saçlarımı da taradıktan sonra salona geçtim.
Anıl annemle konuşuyordu ben de çantamı aldım ve yanlarına gittim.
"Anneciğim?"
"kızım Anıl oğlumu çok sevdim neden hiç bana sevgili olduğunuzu anlatmadın?" dedi. Sev- Ney ney ney?
SEVGİLİ Mİ?!
"Daha yeniyiz Sevinç anneciğim" Anneciğim? kahkaha attım ve"Anıl beni okula bırakır mısın etütüm var" dedim.
"benim de orda okulum var ve benim de etütüm var"
Nasıl yani?
ben neden onu hiç görmemiştim ki?"Tamam" dedim ve çıktık. Arabaya bindiğimizde "Anne ha?" dedim ve kahkaha attım.
"Tabii ki de sevgilim. Anneciğim dedim anneme!" kahkaha attı.
okul yolunda bir kıra gelmiştik. "Bayağı okula geldik yani" dedim.
Güldü ve arabadan çıkıp benim kapımı açtı.
Elimi tuttu ve beni oradaki ağacın birine götürdü. Ağacın üstünde bir pankart vardı. Nedenİni bilmeden sesli okudum.
"HAZAL SENİ SEVİYORUM. HAYATIMIN ANLAMI OLUR MUSUN?"
bir dakika ne?!
Ona döndüm ve "senin hayatının anlamı olabilirim?" dedim.
Beni alnımdan öptü.
Yaptığımız ne kadar doğru?
Onu seviyor muyum?
İntikam için mi onunla sevgili oldum?
Arabaya bindik ve okulun yolunu tuttuk.
Etüt sınıfına geçtik ve Yanyana oturduk.
Daha doğrusu o öyle istedi. Rüzgar bize tip tip bakıyordu. Gerçi baksın veya bakmasın çokta fark etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Sarılma
Novela Juvenil@ Tüm Hakları Saklıdır @ "Enes'e onun adını sordum. İleride aşık olacağım adamın adını söyledi. "Aruz"dedi. Sonra Aruz yanımıza geldi, Enes'le tokalaştılar falan teşekkür ettim şarkı için. "Birşey değil" dedi. Hah! Birşey değilmiş. Sen geldin girdi...