Multide; Enes var
Hayrola Zümrüt?"
"Hayrola derken?"
"Neden böyle giyindin?"
"Kızım, bugün senin doğum günün ya dün giyinirken uyuya kalmıştın bizde annen sayesinde seni yatağına yatırdık ondan sonra sabah olunca da giyinip sana geldik"
Ahh!
Bugün benim doğumgünüm!
"Haaa, şey öyleydi değil mi? hay Allah başka gün kutlasak olmuyor mu?"Oflayarak bana baktı "Abi kızın doğumgünü kızdan çok düşünüyoruz!"
"iyi be." diyerek gözlerimi devirdim.
Aklıma gelen şeyle gözlerimi pörtlettim."Kız doğumgünüme Çakıl'ı da çağıralım mı?" diyerek sinsice gülümsedim.
Utanarak odamdan yastık aldı ve kafasına bastırdı."Tamam be birşey demedik. Hemen de utan"
Başını yastıktan çekti. Eyvah işte şimdi ağzını açacak gözünü yumacaktı!
"Yazlıktada grinin elli tonu gibi kırmızının 50 tonu kızaran bendim sahiden"
O OLAYI HATIRLATMASAYDI OLMUYORDU!Annem birden odaya dalınca ikimizde yerimizde zıpladık. Bu kadın karabasan gibi hep bizi basıyordu!
'SÜPER MOM'
kendi dediğime güldüm."Zümrüt, benim kızım delirdi mi doğruyu söyle anayım ben, ana!"
"rara odaya 3 harfli gibi girersen tabii ki de korkarım yani. Delirttin beni deli oldum ay öleceğim şimdi burda" kendimi yere attım. Sol gözümü açtığımda annem hala bana bakıyordu.
"Rara ne kız?" annemin adı Rabia'ydı ve ben ona hep 'rara' diyordum.
"Anniş hatırlamadın mı ben hep sana 'rara' diyorum ya"
Annem kaşlarını çattı. Bu kadın doğrusu gerçekten iyi değildi bir de bana deli diyor!
Hah!
"Neyse Rabia anneciğim biz de alışverişe gidecektik zaten" dedi Zümrüt.
Ney ney ney
Alışverişe mi gidecektik?
Annem anlayışla çıktığında Zümrüt'e baktım. "Alışverişe mi?""Yok canım, denize!"
çarpık bir gülümseme yerleşti yüzüme. Zümrüt kaşlarını çattı "Hazalcığım, sen delirmeye mi başladın?"
"evet canım ben sana birdaha o olayı hatırlatırsan seni grinin elli tonu gibi kırmızının elli tonuna gelinceye kadar gıdıklarım demedim mi?" gözlerini yumdu ve geri geri adımlamaya başladı ondan hızlı oldum ve odamın kapısını kilitledim.
"Ya Hazal üstümde elbise var ama canım başka zaman yap şu işi"
"banane elbise giymeseydin"
o olayı hatırladıkça yüzümü tırnaklayasım geliyordu!
-3 Yıl Önce-
Yazlıktaydık. Kızlarla plaj voleybolu yapmaya karar verdik. Neden plajda olduğunu söyleyeyim çünkü orda benden 4 yaş büyük olan Enes vardı. Takımları belirledikten sonra oynamaya başladık. Bizim takımda bizim yazlıktan arkadaşlar karşı takımdaysa adı galiba Zümrüt olan bir kız ve onun arkadaşları vardı. Aslında Zümrüt'te benim arkadaşımdı ama o kadar fazla kaynaşamamıştık. Bizim takımdan bir kız karşı takıma topu atarken Enes bizi izlemeye geldi.
EVET HAZAL İŞTE HAYATININ FIRSATI!
Karşı takım topu bana attığında bende yapıştırdım smaçı. Topun nereye gittiğine baktığımda Enes'e gelmişti!
"Şey çok özür dilerim Enes"
"Topunuzu keserim Hazal, bu top birdaha bana gelmeyecek!" Espritüel bir ses tonuyla söylemişti.
Zaten sıcaktan pembeleşmiş yanaklarım muhtemelen şu an yüzüme kırmızı ruj sürmüşüm gibi duruyordu.
Sırıttım.
"Ta- tamam Enes"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Sarılma
Ficção Adolescente@ Tüm Hakları Saklıdır @ "Enes'e onun adını sordum. İleride aşık olacağım adamın adını söyledi. "Aruz"dedi. Sonra Aruz yanımıza geldi, Enes'le tokalaştılar falan teşekkür ettim şarkı için. "Birşey değil" dedi. Hah! Birşey değilmiş. Sen geldin girdi...