***HAZAL***
Uyandığımda tüm yerler papatyalar içindeydi. Kaşlarımı çattım. Bir köpek havlamasıyla yerimden sıçradım. Alfa yanıma geldiğinde ona uykulu gözlerle baktım. Bana dilini çıkarıyordu. Galiba gezdirilmek istiyordu.
"Anladım Alfa birazdan gezdireceğim" dedim. Kapının açılmasıyla içeri Aruz girdi.
"Papatyalarını beğendin mi cadı?" Gözlerimi devirdim. Tamam, tamam kızmayın onu affedeceğim ama biraz sürünsün o da erkek değil mi?
"Konuşmuyorsun değil mi?" Başımı salladım.
"Seninle tek zamanlı düşünseydim şu an senin yanında bile olmazdım. Ama bak şu hale yanındayım. O kızlarda kardeşimin arkadaşları, maaşallah hepsine erkek ayarlamamı istiyorlar. Bazıları bnnide istedi ama benim başım bağlı değil mi papatya büyülü cadım?"
Papatya büyülü cadım mı? Sevdim bunu!
"peki" dedim. Gözlerini devirdi. "Aruz, bir an bile benden ayrılmayı düşündün mü?" dudağını ısırdı.
"Belki de şu an düşünüyorumdur" Dedi. Bunu dediği an belki kalbim yerinden çıkacaktı belki de ölecektim. Cadısından ayrı Pockemon yaşayabilir mi?
"Düşünüyor musun?"
"İyiliğin için belki düşünebilirim"
"Ama benim iyiliğim için senin benim yanımda durman lazım"
"Dün anlattığım hikayeyi hatırlıyor musun?" Enes bana hikaye anlatmıştı, ow! O Aruz'du tabii ya!
"Evet"
"Ben belki senin güneşini kapatıyorumdur"
"Ama ben Ay'a alıştım. Ay'da dik durabildim, güneşe çıkarırsan solarım. Sen demedin mi diğer çiçeklerden ayrısın diye ayrıyım işte" dediğimde bana gülümsedi ve koskocaman sarıldı. Koskocaman dememin sebebi birdaha sayılamayacak gibi sarıldı. İçine çekti kokumu.
"Neden bana birdaha sarılamıyacakmış gibi sarıldın?" Gözlerim dolmaya başladığında birden bire dudağımda bir baskı hissettim.
Hah! Yine aynı şeyi yapıyordu!
Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında bilmeden kapattığım gözlerimi yavaşça açtım.
"Aru-" parmağını dudağıma bastırdı.
"Şimdi ben konuşacağım. Senin artık Güneş'e alışman lazım Hazal" Beni hiç öpemeyecek gibi öptüğünde, birdaha hiç sarılamıyacakmış gibi sarıldığında anladım. Benden ayrılacaktı. Nasıl bu kadar zalim olabilir bir insan nasıl bu kadar kör olabilir!
Ben Güneşi istemiyorum!
"Ay seni yıpratıyor, eğer Birgün ölürsen o Adam gibi hep beklerim seni. Ama bilki benim yüzümden olmayacak. Şimdi bunu yaptığım için benim yüzümden olmayacak..." Bir veda konuşmasından sonra odamdan ayrıldı.
"Sakın ağlama Hazal, sakın bunu yapma" kendi kendime bunu fısıldıyordum ama gözlerim beni hiçbir zaman dinlemediği için şimdi de dinlemiyorlardı. Başımı yastığa gömdüm ve tavana baktım. Gözyaşlarım şakaklarıma gittiğinde kalbimdeki acı sanki göz yaşlarıma dolmuş gibi beynime geçti.
***1 SAAT SONRA***
Gözlerimi açtığımda yere baktım. Papatyadan eser bile yoktu. Kaşlarımı çattım. Aynada kendime baktığımda ağlamamış gibiydimde. Hemen saate baktım.
Saat 3'tü. 3 mü!
Ama daha biraz önce sabahtı!
Ne çabuk yarın olmuştu!
Rüya görmüş olamazdım değil mi?
Galiba rüyaydı.
Şükürler olsun...
Her ne kadar kızmış olsamda ayrılmamız fikri çok sinir bozucuydu.
Kalktım ve mutfağa doğru gittim.
Mutfak tezgahına oturmuş birini gördüm. Yüzünü seçemiyordum. Kaşlarımı çattım. Galiba her kimse uyumuştu çünkü başı arkaya düşmüştü. Yoksa hırsız mı!
Ya beni öldürürse!
Beni farketmemesi umuduyla Enes'in kaldığı odaya parmak ucuyla ilerledim. Enes'i hafifçe dürttükten sonra adını fısıldadım.
"Ne var Hazal?" Diye sordu uykulu bir sesle. Sessiz ol işareti yaptığımda tek gözünü açtı.
"Ney ney?" Dedi fısıldayarak.
"hırssız var" diğer gözünü açarak kollarının üzerinde doğruldu.
"Alfa?" Alfa ya! Ne olmuştu acaba!
"Bilmiyorum ortalıkta yok"
"Şaka yapıyorsan fena yaparım" başımı salladım. Enes, odasından bir kütük çıkarttığında gözlerimi büyüttüm.
"Onu ne Zaman Oray'a koydun?"
"Boşver"
Fısıldaşıyorduk. Birlikte mutfağa gittiğimizde hırsız ayakta bize arkadını dönüktü. Enes sessizce yanına yaklaştı ve arkasına odunla vurduğu an her kimse yere düştü. Yerdeki bir küfür mırıldandığında sesi tanıdık gelmişti. Koşarak ışığı açtığımda Hersek'inin Aruz olduğunu farkettim.
"Enes" bana baktığında ona sakince "hemen yerdeki kişiye bak" dedim. Yerdeki Aruz'a bakınca birkaç küfür mırıldandı. Büyük bir kahkahadan sonra Aruz'un yanına çöktüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Sarılma
Roman pour Adolescents@ Tüm Hakları Saklıdır @ "Enes'e onun adını sordum. İleride aşık olacağım adamın adını söyledi. "Aruz"dedi. Sonra Aruz yanımıza geldi, Enes'le tokalaştılar falan teşekkür ettim şarkı için. "Birşey değil" dedi. Hah! Birşey değilmiş. Sen geldin girdi...