"enough..."

278 22 43
                                    

"Jas,su getirir misin?" dedi Hayley zorla yutkunmaya çalışırken.Evine gelmiştik,hastanede yapılması gereken bütün müdaheleler yapılmıştı.

Mutfağa girip bardağa uzandım ve dolaptan suyu aldım.Bardağa soğuk su dolarken elime gelen üşümeyle irkildim ve suyu taşırdım.

"Lanet olsun," diyebildim,ve suyu yerine koyup elimde bardakla Hayley'in odasına girdim.

Ağlıyordu.

Yanına hızla ilerledim,bardağı komodinin üzerine koydum ve yüzüne yapışan turuncu saçları yüzünden çektim.Kızarmış burnunu çekti ve kızarmaya yüz tutmuş gözlerini gözlerimle buluşturdu.

"Yalan söylüyorlar,değil mi?"

Yatakta doğrulmaya çalıştı,kolunu tutup onu yukarıya doğru çektim.

Doktorlar Hayley'e,gördüğü şeyin halüsinasyon olduğunu söylemişti.Hayley ilk başta gerçek olduğuna inandırmaya çalıştı herkesi,ama herkes ona deliymiş gibi,acır gözlerle bakınca daha fazla üstelemedi.

Ona hastanede yaşadığım şeyi henüz söylememiştim,çünkü doktorlar onun heyecanlanmaması gerektiğini söylemişlerdi.Bunun nedenini bilmiyordum,ama onu üzmek de istemiyordum.

"Hayley-"

"Benden yardım istedi.Onu kurtarmam gerekliymiş,karanlıkta yaşamaya dayanamıyormuş...Aynen bunları söyledi," dedi ve hıçkırarak sessizce ağlamaya başladı.İğne izi olmuş ellerini yüzüne kapattı ve öylece ağlamaya devam etti.

"Bunun bir yolu var mı?" dedim ve gözlerimi yumdum.Alacağım cevap hayatımın seyrini değiştirecekti.

Hayley elini yüzünden çekti ve toparlandı.Gözyaşlarını sildi,derin bir nefes alıp ağzından verdi.Ve bana baktı.

"Var."

Gülümsedi,yapmacık bir gülümsemeydi bu.Komodindeki suyu aldı,kafasına dikti ve suyu 5 yudumda bitirdi.

"Bu çok zor.Ama bunu başaracağım.Hayatım boyunca zırlak bir insan olmak istemiyorum,"dedi ve bardağı aldığı yere geri koydu.

Dylan geri mi dönecekti?

Nefes alma sebebime tekrar kavuşabilecek miydim?

"Hastanede gördüğüm şey halüsinasyon olmasaydı bundan yüzde yüz emin olabilirdim," dedi ve iç çekti.

Kafam allak bullak olmuştu.

"Neyden,Hayley?Anlat bana..N'olur,dayanamıyorum artık..."

Hayley bana baktı.

"Bunu başarabilmemiz için Dylan'ın bize görünmesi gerekiyordu.En azından bir kere.Sen onu gerçekçi bir şekilde rüyanda gördüğünü söylediğinde bu olur sandım ama...Rüya olmamalı.Gerçekten ona gidip dokunmalıyız,buradaymışçasına.Ve ben bunu başardım sanmıştım!"

Elini alnına götürdü ve şakaklarını ovuşturmaya başladı.Kesik kesik nefesler alabiliyordum,gözlerim dolmuştu.

Yaşadığım şeyi ona anlatmalıydım.

"Hayley...A-aslında sen-"

Telefonum çaldı,bakmak istemiyordum.Dünyadan soyutlanıp bu işi bir an önce halletmem gerekiyordu.Ekrana kaçamak bir bakış attığımda Austin yazdığını gördüm.

Ona hastanede yaptığı şey için kızgın olduğumu bildiği halde beni bu kadar ısrarla aramazdı herhalde diye düşündüm,yine de omuz silkip telefonu meşgule attım.

"O gün evimize gelenler Austin ve salak arkadaşı değildi,bundan haberin var değil mi?" diye sordu Hayley aceleyle.

"Var,var,Austin bana her şeyi anlattı.Dinle,mesele o değil.Senin hastanede-"

Darkest Days // Dylan o'Brien #2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin