Dylan bir melek gibi uyurken,Austin,Hayley ve ben Austin'in bize getirdiği Tayland yemeğini yiyorduk.Austin'in gözü sürekli duvardaki saatteydi.Yemeği bitince hızla ayağa kalkıp yemek kabını çöpe attı ve bana seslendi.
"Jas,Dylan uyanana kadar seninle konuşabilir miyim?"
"Konuşalım?"
"Yemeğini bitirince dışarı gel.Biraz yürürüz."
Bir anlam veremediğim için kaşlarımı çatıp ona baktım,ama en ufak bir değişiklik olmadan onayımı bekliyordu.Başımı salladım ve ağır ağır makarnamı çiğnerken Austin'in aceleyle evden çıkışını izledim.
"Bu da neydi şimdi?"
"Bilmiyorum."
Hayley çatalını plastik tabağına koydu,gözleri dalgın dalgın tek bir noktaya bakıyordu.
"Az çok tahmin edebiliyorum ama." dedim ve ben de çatalımı kabıma koydum.
"Gelir gelmez anlat,olur mu?Ben Dylan'ın yanına gidiyorum."
"Tamam."
Dylan'ın beni hatırlıyor olması Austin'i hem şaşırtmış,hem de sevindirmişti.Konuşmamız da bunun üzerine olacaktı büyük ihtimalle.Austin'in kafasında çok şey dönüyordu,tahmin edebiliyordum.
Merdivenleri ağır ağır indiğimde Austin'in kapının yanına yaslanmış beni bekliyor olduğunu gördüm.
"Yemeğini bitirmiş miydin?" diye sordu.
"Devam ederim dönünce.Konu nedir?"
"Pekala.Konu..." Boğazını temizledi ve yürümeye başladık.
"Yemek almak için arabayla dolaşırken...Uzunca bir süre hangi restorantı daha çok sevdiğinizi bilmediğimden-"
"Austin,konuya gir.Beni korkutuyorsun."
"Her neyse.yemeği alırken Will aradı." Yürümeyi kesti,omuzlarımdan tuttu ve gözlerime baktı.Öyle derin bakıyordu ki,kötü bir haber olduğunu o an anlamıştım."
"Ne var,Austin?N-nova?Nova'ya mı bir şey olmuş?"
Austin kıkırdadı.
"O güvende,merak etme.Konumuz bu değil."
"Öyleyse ne?Beni kanser mi etmek istiyorsun?"
"Pekala...Will Avrupa'da büyük bir turne ayarladığını,2 ay süreceğini söyledi."
Duraksadım ve Austin'i inceledim.Gitmeyeceğim demesini beklerken...
"Artık senin iyi olduğundan emin olduğum için...gitmeye karar verdim."dedi ve omuz silkti.
"Ne zaman başlıyor?"
"2 gün sonra ilk konser.Bu gece yola çıkmalıyız."
"Bu gece mi?Ama-" Söylediği her şey beni daha telaşlı bir ruh haline sokuyordu.
"Artık bana ihtiyacın kalmadı,Jasmin.Ama grubumun bana ihtiyacı var."
"Çok erken...Bu kadar erken mi gideceksin?"
"Yapabileceğim bir şey yok,Jas."
Gözlerine gözlerimi diktim ve o rahatsız olana kadar öylece baktım.
"Ne?"
"Gitmek istiyor musun?"
"Bu bir soru mu?Elbette-"
"Bana dürüst ol,Austin."
"Pekala..." Düşünür gibi yaptı. "Evet.İstiyorum." Gülümsedi."Artık bana ihtiyacın yok.Senden ayrılmak benim için çok zor,bunu bil.Ama elimden gelen her yardımı yaptım,ve bana bir ihtiyaç kalmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darkest Days // Dylan o'Brien #2
Fantasy[City Of Vultures adlı kitabımın ikincisidir.Bunu okumadan önce onu okumanızı tavsiye ederim.]