"can't believe it"

268 18 20
                                    

İçeri girdiğimde Dylan yatağa oturmuş,şakaklarını sıkıyordu.Sinirlendiği nefes alış verişinden belli oluyordu.Beni görebilmesi için yere oturdum ve gözlerini gözlerimle buluşturup gülümsedim.

"Hey."

Dylan istemsizce gülümsedi ve dudağını yaladı.

"Bana sinirli kalamadığını biliyorum."

"Sana sinirli değilim."

Tekrar ciddileşmiş,ayağa kalkmıştı.Ben de usulca ayağa kalktım ve gözlerimle onu izlemeye koyuldum.Yatağın ucuna oturduğumda cam kenarından dışarıyı izlediğini farkettim.

"Yasemin.Bazı şeyleri açığa kavuşturmalıyız."

"Ne gibi?"

Bana döndü ve baktı.Derin bir nefes alıp ağzından nefesini verdi ve yutkundu.

"Austin'e karşı ne hissediyorsan bana anlatmalısın.Onu öptüğünü söylemiştin.Başka bir adamın dudaklarına dudakların değdiğinde neler hissettiğini merak ediyorum."

Sesinde en ufak bir duygu yoktu.Söylediklerinden çok,bu duygusuzluğu beni üzmüştü.

Ayağa kalktım ve ona yaklaştım.

"Sen Nina'yı öperken ne hissediyordun,Dylan?Hem de ben hayattayken.Hem de acı çekiyor olduğumu bile bile."

Başını iki yana salladı.

"İkisi aynı şey değil."

Gözü kapıya kaydı.

"Hayley neden bu kadar seviniyor Austin'in bu açıklamasına?Ablam olarak beni desteklemesi gerekmez miydi?"

"Bunu ona sormalısın."

Dudaklarımı ısırdım.Buna ben de anlam veremiyordum.Derdi neydi bu kızın?Neden bu kadar seviniyordu?

"Sana olanları açıkladım,Dylan.Haklısın...Ben..yüzsüzlük ettim.Değil mi?Yani..s-seni öpmek artık hakkım değil."

Dylan gözlerini yüzüme dikti.Gözleri kayıyordu.

"Yasemin..Tanrı aşkına,aşağılık kompleksinden kurtul artık.Çocuk değiliz,büyür müsün?"

Söyledikleri karşısında verebildiğim tek tepki öylece ona bakmaktı.Kalbimi eline almış,"şurasına basınca ne oluyor?" diye oyuncak inceleyen çocuklar gibi onunla oynuyordu.

Gözlerimi kırpıştırdım,ağlamamalıydım.Dediği gibi,büyümeliydim.

"Evet..Haklısın."

Dylan gözlerini üzerimde gezdirdi.

"Belki bir süre uzak kalmalıyız.Beni suçlamamayı öğrenene kadar."

Dylan esnedi,elini ensesine götürdü ve yatağa baktı.

"Yasemin.4 gündür uyumuyorum.Ne dediğimin farkında bile değilim."

"Sadece bilinçaltından geçenleri bana aktardın." dedim ve gülümsedim."Freud'un da dediği gibi."

"Lütfen.." bana yaklaştı ve ellerimi tuttu."Özür dilerim.Gerçekten.Sadece..." İç çekti."Ben yokken ondan hoşlanmış olabileceğin gerçeği beni kahrediyor."

"Bunu bana yakıştırman da beni kahrediyor."

"Sen beni kıskanmaz mıydın?O en sevdiğin grubun solisti,Tanrı aşkına!Benimle tanışmadan önce ona aşıktın!"

Gözlerimi devirdim ve dudaklarına yapıştım.

Bunu beklemediğinden emindim,öyle ki önce biraz duraksadı.Sonra öpücüğüme karşılık verdi,hem de oldukça tutkuluydu.

Ondan ayrılıp gözlerine baktım.Gözleri kapalıydı,yavaşça açtı ve gözleri gözlerimle buluştu.

"Üzgünüm...Ben..s-sadece fazla yorgunum."

"Anlıyorum."Gülümsedim ve dudağının kenarına bir öpücük kondurdum.

Dylan gözlerini üzerimde gezdirdi.

"Belki de fazla yorgun değilimdir."

Kapıya ilerledi,kapıyı kilitledi ve tekrar bana hızla yakınlaşıp vücutlarımızı birbirine yapıştırdı.

"H..h..hayley-" diyebildim nefesimin arasından.Bu çocuk her dokunuşunda nefesimi kesiyordu.

"Ne olmuş Hayley'e?" dedi Dylan ve beni yatağa yatırıp üzerime eğildi.

"Boşver..t-tamam." dedim ve ensesinden onu kendime çektim.Dylan dudaklarımı adeta sömürüyor,iştahla tadıma bakıyordu.

Bu dakikalar hiç bitmesin istiyordum.


Dylan ile yatakta sadece iç çamaşırlarımızla yatarken,onun saçlarını okşuyor,ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum.Onu kaybettiğimi sanmıştım,tanrım...Ne kadar büyük bir kabustu bu benim için.Dylan şimdi aldığı her nefesle yanımdaydı,canlı bir şekilde.

Beni öpüyor,seviyor,benimle konuşuyor ve hatta benimle sevişiyordu.

Yüzümdeki tebessüme engel olamadan yüzünü izlemeye devam ettim.Dudakları aralanmış,derin bir şekilde uyuyordu.Dudaklarına küçük bir buse kondurdum ve uykum olmamasına rağmen uykunun beni kollarına almasını bekledim.

Darkest Days // Dylan o'Brien #2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin