"pick me up of the ground...just once more."

280 23 16
                                    

"Hamilelik."

Dylan kanlanmış gözlerini tek bir noktaya dikmiş,sadece bunu söyleyebiliyordu.Hamilelik.

İçimdeki şey bir canlı değildi,sadece zehirle dolu bir sıvıydı ama bir şeyler yapmazsak bu sıvı beni ölüme götürebilirdi.

Götürecekti de.

Dylan kurumuş pembe dudaklarını nemli diliyle hızla ıslattı ve ardından dişini sıktı.

"Bunu...o mu yaptı?"

Dylan gözlerini Hayley'e dikti.Benim konuşacak mecalim yoktu,Hayley benim yerime soruları cevaplıyordu.Ne komikti,yaşantım belki de bu yatakta sonlanacaktı.

"Bu Danny'nin işi.Bize istediği zararı verdiğini söylemişti.Sanırım buymuş."

Dylan daha fazla sinirlenmek istemiyordu,kendini kasmaktan kaskatı kesilmişti zaten.Ona yapabildiğim tek şey gözlerimi üzerine dikmekti.Belki beni anlamıyordu,belki rahatsız oluyordu ama üzerimde ona tek kelime konuşabilecek enerjim yoktu.

Bu şey beni tüketiyordu.

Hayley elinde tozlu bir kitapla içeri girdiğinde Dylan hızla yataktan kalktı ve Hayley'in yanına ilerledi.Elindeki kitaba anlayabiliyormuş gibi bir göz gezdirdi,ve ona bir bakış attı.Yardım istiyor gibiydi,bizi bu durumdan kurtarması için ablasından başka kimsemiz yoktu.

Bu ikimizi de paramparça ediyordu.Ama sanırım en çok onu.

O daha önce sevgilisini kaybetmemişti.Yaşamak üzere olduğu şey işte buydu,sevgilisini kaybetmek üzere olan kişi oydu bu kez.

"Pekala,Jasmin.Sana iyi gelecek şeyi buldum.Emin ol hiçbir sorun yok."

Göz ucuyla Dylan'a baktı.

"Bu iş için sen lazımsın,Dylan.Ve Jas,Austin'i aramalıyız."

Kaşlarımı çattım ve Hayley'e baktım.

"O niyeymiş?" dedim,dudaklarımı yaladıktan sonra.

"Bu iş için sevdiklerinin yanında olması gerekli."

Dylan bana bir bakış attı.Öyle çaresizdi ki,deli gibi kıskanmasına rağmen gözüyle telefona baktı.

"O halde arayalım şu akbabayı."

Telefonu eline aldı ve derin bir iç çektikten sonra Austin'in ismi üzerine dokundu,ve telefonu bana uzattı.

Telefonu elime aldım ve kapattıp yanıma attım.Bu hareketime bir anlam vermemiş olmalılardı.Dylan'ın eli havada kalmış,boş gözlerle bana bakıyordu.

"Benim sevdiğim yanımda." Dedim Hayley'e,ve zoraki de olsa gülümsedim.Dylan'ın havadaki elini tuttum ve elimden geldiğince içtenlikle sıktım.Gözlerimin ona gülümsediğinden emindim.Dylan hüzünle karışık mutlulukla gözünü kırpıştırdı ve Hayley'e dönüp gülümsedi.Bunu duymak hoşuna gitmiş olmalıydı.Ölüm döşeğindeki sevgilisinden duyacağı belki de son güzel şeydi.

"Ne gerekiyorsa yapmaya hazırım."

"Pekala," dedi Hayley."Arabayı ben süreceğim o halde-"

"Ben sürerim." Dedi Dylan.Hayley'in araba sürüşü oldukça tehlikeli olabiliyordu.

"Hadi ama Dylan.Yolu bilmiyorsun.Ayrıca Jas'e gözün gibi bakman gerekecek.Dikkatli süreceğim,merak etme."

Hayley gözlerini Dylan'a dikmiş bakıyordu.Emindim ki Dylan'ın Hayley'in bu bakışına diyebilecek hiçbir şeyi yoktu.Başını usulca salladı.

"Uzun bir yolculuğa çıkıyoruz.Siyah balçığa yatacaksın.1 gün boyunca o balçıkta yatman gerek."

Kalan az nefesimle Hayley'e itiraz etmeye hazırlanıyordum ki,Dylan benim yerime söze girdi.

Darkest Days // Dylan o'Brien #2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin