"the Wall"

248 26 27
                                    

"Yasemin?" dedi bana.Duyduğum sesin onun sesi olduğuna inanmayı öyle istiyordum ki.

"Sadece boş bir hayalsin,"dedim ve ne zaman oluştuğunu bilmediğim göz yaşlarımı sildim.Hastanedeki yatağımda sol kolumun üstünde yatıyordum,odada kimse yoktu.Austin neredeydi?

Yatakta doğruldum ve yatağımın tam karşısında bana bakıyor olduğunu gördüm.Üstünde kahverengi,vücudunu saran en sevdiğim bluz,altında dar siyah pantolonu vardı.

"Çok..." boğazını temizledi,elini burnuna götürdü ve ağlamak üzere olduğunu belli etmemeye çalıştı. "Değişmişsin."

"Sen yokken hayat bana iyi davranmıyor," dedim ve yataktan kalkıp hastane terliklerimi giydim.Ne de olsa lanet bir hayaldi,ona dokunamıyor,kokusunu içime çekemiyordum.Ne yaparsam yapayım onu geri getiremiyordum,ve bu yüzden sesiyle yetinmek canımı fazlasıyla yakıyordu.

"Austin sana iyi bakmıyor mu?" dedi,gözlerini bir saniyeliğine benden ayırıp yere baktı ve tekrar gözlerimle birleştirdi.

"Yo,o...iyi bakıyor.Bana benden iyi bakıyor."

Başını onaylarcasına salladı.Gözlerinin altında belli belirsiz morluklar vardı,canı bir şeylere sıkkın gibiydi,asla gitmesini istemediğim hayalimin.

Ona yaklaştım,nefes alış verişi hızlandı.

"Madem benim hayalimsin...neden sürekli yanımda değilsin?"

Yüzünden hafif bir tebessüm geçti.

"Hayalin miyim?" dedi ve burnunu çekti."Hayal olarak kalmamı ister miydin?"

"Sen gözümün önünde öldürüldün,Dylan." dedi ve gözyaşlarımın akmasına bir defa da olsa izin verdim."O günden beri nefes alamıyorum,yaşayamıyorum."

Ona doğru yürüdüm.Dibindeydim artık,sanki aldığı nefesi hissediyordum.Sanki kalp atışını duyuyordum,sanki bu mümkünmüş gibi.Yüzümdeki her noktaya ayrı güzellikle bakıyordu.

"Ama Austin seni mutlu ediyor,öyle değil mi?" dedi,elini yüzüme doğru uzattı,ama sonra benim bir ateş olduğumu hatırlarcasına geri çekti.

"Sadece yaşamama yardım ediyor," dedim,gözlerine baktım.Gözyaşlarımı silmek için elimi kaldırdığımda bana değmemek için bir adım geri kaçtı.

"Sana dokunamayacağımı biliyorum,lütfen...kaçma benden," dedim ve elimi yanağına doğru uzattım.O yaşarken,onu sakinleştirmek için yaptığım tek hamle buydu,onun tek ihtiyacı olan şey yanağını okşayıp gözlerinin derinliklerine bakmamdı.

Bana dokunmamak için tekrar benden uzaklaştığında kalbimde bir hançer hissettim.

"Yapamam,Yasemin.Dokunamam sana," dedi ve bir adım daha uzaklaştı.Sonunda duvara yaklaşmıştı,kaçabileceği bir yer kalmamıştı.

"Benden bu kadar mı nefret ediyorsun?"

"Bunun sonsuza kadar sürmesi için her şeyi yapardım," dedi ve gözlerini indirdi.

Duvara başını yasladı ve tavana bakıp derin bir nefes verdi.O tavana bakarken ona doğru uzandım,gözlerimi yumdum ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurduğumda...

bu öpücüğü hissettim.

Ondan hızla uzaklaştım ve ona baktım.Başını hızla iki yana sallıyordu.

"Benim hatam.Benim hatam,söylemeliydim.Affet," dedi.

"Dylan..." Nefes alamıyordum.Dylan karşımda duruyordu işte,onu öpebilmiştim.Onun nefesini duymuş,kokusunu alabilmiştim.

Darkest Days // Dylan o'Brien #2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin