"flash light"

292 21 15
                                    

Gözlerimi açtığımda elim Dylan'ın elleri arasında terlemişti,saat gecenin bir yarısı olmuştu ve ben terden ölmek üzereydim.Dylan yatağımın yanındaki sandalyede uyuyakalmış,başı dizlerime düşmüştü.Elleri kucağımda,huzurla uyuyordu meleğim.

Ne zamandır uyuduğumu bilmiyordum,öylece odayı inceledim.Herkes bitkin düşmüş olmalıydı,evde sessizlik hakimdi.Austin,Kat..Kim bilir neredeydiler.

Dylan'ı uyandırmak istemedim,ama karnım ne haldeydi merak ediyordum.Sağ elimi yavaşça Dylan'ın elinin arasından aldım ve yorganın altındaki karnımı yokladım.

Şişlik inmişti.Tişörtümü kaldırdığımda karnımdaki siyahlığın da yok olduğunu gördüğümde istemsizce gülümsedim.

Ağrım,sızım yoktu.Terim de öyle.Sanki sıradan bir uykudan uyanmışım gibi rahattım,ve sebebini bilmiyordum.Bunu nasıl yok etmişlerdi?

Ben yokken Dylan neler yaşamıştı?

Çok ağlamış mıydı?

Hiç umutsuzluğa kapılmış mıydı?

Ellerimi hiç bırakmamıştı,bu belliydi.Ne zamandır ellerimiz birlikteydi?

Sağ elimi uzun saçları arasına soktum ve nazikçe okşadım.Bundan hoşlandığını biliyordum,umarım uykusundan uyandırmazdım onu.

Dylan yutkundu ve derin bir nefes aldı.Sandalyede oturuyordu,rahat olmadığı her halinden belliydi.

"Uyandırmalıyım," diye geçirdim içimden."Uyandığımı bilmeli."

Saçlarını okşamayı kesemedim,gülümseyerek sadece bir kısmını görebildiğim yüzüne bakıyordum.Sol elimi de elinin altından çektiğimde kıpırdandı ve başını usulca kaldırıp odaya göz attı.Bana döndüğünde sadece tek gözü açıktı.Algılaması biraz uzun sürdü,sol eliyle başını kaşırken bana bakmaya devam etti.

Doğruldum,yatakla bütünleşmiş gibiydim sanki.Sırtımı dikleştirdim ve ona yaklaştım.Hala anlayamamıştı,öylece bakıyordu.

Yanağına uzandım ve küçük bir öpücük kondurdum.Gülümsedim ve fısıldadım,

"Yanıma yatmalısın."

Dylan derin bir nefes aldı ve kısık gözleriyle bana bakmaya devam etti.Bu hali çok şapşaldı,ona kıyamıyordum.En iyisi onu yatağa benim yatırmamdı.

Yataktan kalktığımda ne kadar iyi hissettiğimi farkettim.Uzun ve ağır geçen bir hastalıktan sonra iyileştiğinizi farkettiğiniz o sabah var ya,tam olarak öyle hissediyordum.Huzur dolu,mutlu,ve enerjik.

Ölümü tadacağımı düşünmüştüm,ama artık iyiydim.

Dylan'ın sırtına dokundum ve onu kolundan tutup oturduğu sandalyeden kaldırdım.Mırıldandı ama ne yaptığının farkında değildi.Bense hiç olmadığım kadar dinçtim.

Yatağa oturtup,terden sırılsıklam olmuş tişörtünü çıkardım ve gözlerim vücudunda gezinirken bu yaptığımı nasıl karşılayacağını düşündüm.Gülümseyişi aklımda canlandığında onun yüzüne baktım,ve hala yarı uykuda olduğunu farkettim.Yorganla üstünü örttüm ve burnunun ucundan öpüp alnımı alnına yasladım.Vücudu pes etmişti,çok uzun süredir uyumuyor olmalıydı.

Başımı kaldırıp başucundaki dijital saate baktım.Saat 06:35'ti.

Birkaç ay öncesinde Austin'in yatağında uyanıp saate baktığımda da saatin aynı olduğunu farketmiştim.Ne büyük acılar çekmiştim,ama artık hiç biri kalmamıştı.Hatırlamak dahi istemiyordum.

Odadan çıkıp kapıyı usulca örttüm ve karanlık koridora göz gezdirdim.Karşımda gördüğüm silüetle sıçradım ve elimi kalbime koydum.Hızla atıyordu.

Darkest Days // Dylan o'Brien #2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin