Bölüm 1 : Asla Telefon Başında Bekleme

98.8K 4.4K 664
                                    

Evet sevgili arkadaşlarım  ...ilk bölümü göndermiş bulunmaktayım. Umarım beğenirsiniz  ...Nefretten Gelen Aşk isimli hikayeme gösterdiğiniz ilgiyi bu hikayeme de göstermenizi umuyorum. Güzel fikirler var aklımda  ..okuduğunuza pişman olmayacağınızı söyleyebilirim. Lütfen yorum ve votelerinizi eksik etmeyin, arkadaşlarınıza da önerin olur mu? Çok çok minnettar olurum. :)

________

Hangi kadın telefon başında beklememiştir ki? Şimdi sıra sende. Bekle ya da bekleme. Ama akıl sağlığın için beklemesen daha iyi olur tabiki...

Aynanın karşısına geçmiş, yeni yeni çıkmaya başlayan bıyıklarıma baktım. Hazırlıksız yakalanıp bir kere jiletle aldım diye hemen çıkmaya başlamışlardı. Evet belki de dünyanın en bakımsız, en çirkin kızı olabilirdim ama vücudumda kıl gördüğüm zaman onu hemen söker atardım. Hemen odama gidip veet yüz ağda bant paketini aldım ve geri gelip aynanın önüne geçtim. Ayna boyuma göre biraz daha yüksekte kalıyordu. Neden böyleydi orasını hala düşünüyordum.
Ah, ev arkadaşım Gözde'nin boyu benden daha uzundu ve bu aynanın karşısında o daha çok vakit geçiriyordu.
Doğal olarak da ayna onun boyuna göre ayarlanmıştı. Aynada kendi alnımı görebiliyordum ancak ayak uçlarımda yükselirsem çirkin suratımla karşı karşıya gelebiliyordum yine de.

Veet ağda bandını aynanın yanında duran çekmece dolabının üzerine koydum ve eğer aynanın karşısında olur da vakit geçirmek istersem diye her zaman hazırda beklettiğim ve her zaman da kullandığım küçük taburemi alıp geldim. Evde çoğu şeye boyum yetişmediği zaman bu tabure imdadıma yetişiyordu.

Tabireye çıktığım zaman şöyle bir kendimi süzdüm. Bembeyaz bir tenim vardı ama bu iyi bir şey değildi bana göre. Ben buğday tenli kadınların daha güzel olduğunu düşünüyordum. Benim gibi porselen takımına kimse bakmıyordu haliyle. Kimsenin bana bakmamasının –kimseden kastım, tahmin edileceği üzere erkeklerdi elbette- diğer sebepleri yüzümün küçüklüğüne karşın kocaman mavi gözlerimdi. Gözde çok güzel gözlerimin olduğunu söylerdi. Sıkıntı da ordaydı zaten, gözlerim dışında tek bir güzel yerim yoktu.

Boyum kısaydı..Gözde 1.80 boyundaydı ben ise onun ancak göğüs hizasına geliyordum..tabi o topuklu ayakkabılarını giymediği zamanlarda. Kirpiklerim çok uzundu, Gözde kirpiklerimin de güzel olduğunu söylerdi. Her defasında gözlerimi devirir geçerdim. Aynaya her baktığımda kendimi güzel değil çirkin görüyordum. Ve kimse güzel olduğuma beni inandıramazdı. Güneşe çıktığım zaman beliren çillerim vardı. Dudaklarım yine yüzümün görünüşüne göre dolgun ve büyüktü. Gözde dudaklarımın çok tatlı olduğunu ve bunun beni farklı gösterdiğini ama söylediğinin iyi bir şey olduğunu söylerdi. Sevgili arkadaşım kendime karşı olan bu nefretimin daha doğrusu beğensizliğimin farkındaydı.. fırsat buldukça orama burama iltifat etmekten geri kalmazdı. Yine de dudaklarımı bazen benim de beğendiğim oluyordu.

Arada bazen aynanın karşısına geçip makyaj bende nasıl durur diyerek Gözde'nin makyaj koleksiyonuyla oynayıp dudaklarıma baktığımda memnun olurdum çünkü kırmızı beyaz tenime yakışıyordu ve dudaklarım da dolgun olduğu için hoş duruyorlardı.

Aptal gibi selfieler çekip özellikle dudaklarımı odak noktası yapar daha sonra yüzümü temizler telefonu elime alıp çektiğim resimlere bakınca ise bütün hevesim söner, çektiğim her resimde çirkinliğim bir kat daha yüzüme vurulurdu ve ben de hepsini tek tek silerdim.

Kendime karşı acayip bir tavrım vardı. Saçlarım uzundu ve siyahtı. Ancak kıvırcıktı. Çok çabuk kabarıyorlardı, asla açık bırakamıyordum. Ya Gözde'den topuz yapmasını rica ediyordum ya da ben at kuyruğu yapıp gidiyordum işe. Ah evet, özel bir şirkette genel müdürün asistanlığını yapıyordum. Kadının yanında çanta gibi geziyordum deyim yerindeyse ama işimden memnundum. İyi bir maaşım vardı, sıkıntı yoktu.

Sanaldan Gerçeğe | TAMAMLANDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin