En sondaki yazıyı mutlaka okuyun efenim.
Sevgiler.TANITIM
Aşıktı toprak gözlüsü. Güzel gözleri, aşık olduğu kişiyi görünce ışıl ışıl parlardı. Bakmaya, tutmaya kıyamadığı o erkeksi, güçlü, sıcak elleri başka bir kızın elini tutardı. Canı yanardı o zaman genç kızın.
Canından bile çok sevdiği toprak gözlüsü, başka bir kızın elini tutarken, nasıl canı yanmasındı ki?
Her şeyini bilirdi Aslı, O'nun. Neyi sever, neye kızar, çayına kaç şeker atar, kahvesini nasıl içer, en çok hangi kitabı sever, neyi ister ..hepsini bilirdi. Mehmet'in kendisinden bile daha yakındı Aslı, O'na.
Bebeklikleri, çocuklukları, gençlikleri birdi onların. Kalpleri birdi. Ama Aslı, seviyordu işte çocukluk arkadaşını. Çok seviyordu hem de. İçi gidiyordu Mehmet'ine bakarken. Mehmet ona dostça sarılıp, öperken içi gidiyordu genç kızın. Titriyordu elleri, eriyordu kalbi. Öyle güzel bakardı ki Mehmet kendisine...toprak gözlerini öyle güzel gezdirirdi ki Aslı'nın üzerinde. Bir de tatlı tatlı gülümserdi ya hani! İşte Aslı, kaybederdi kendini.
Mehmet'i onu sevse, onu görse, onu bilse, onu öpse, onun elini tutsa olmaz mıydı? Ne gerek vardı yabancı ellere? Onun için titreyen, onun tenine değecek olmanın heyecanıyla terleyen kendi elleri dururken, neden başka bir kızın elini tutardı ki Mehmet? Kalbi onun için delicesine çarparken, nasıl da fark etmezdi bunu genç adam?
Peki ya Mehmet? Horoz ibiğini(Öyle derdi Aslı'sına Mehmet) paylaşabilir miydi kimseyle? O da gizli seviyordu Aslı'sını...Hem de ne sevmek!
GİRİŞ
Sev, gör, al beni. Daha fazla dayanacak gücüm kalmadı Mehmet. Sana bakan gözlerim, sesini duyan kulaklarım, tenine dokunan ellerim...hiçbirini istemiyorum artık. Bu kadar canım yanarken olmaz. Daha fazla olamaz.
Ya sen de sev, ya da seni hissetmeyecek kadar kopup gideyim hayattan.
Duy Mehmet. Duy beni. Her yanıma geldiğinde sağır olan o kulaklarını aç bu defa. Kalbim nasıl da göğsümü delip çıkacakmış gibi gürültüyle atıyor.
Bil artık Mehmet.
Çocukluk arkadaşın, artık dayanamıyor...senin aşkından her geçen gün ölüyor.
Küçük kız elinin tersiyle gözyaşlarını silerek yaklaştı pencereye. Yüreğinde tarifi mümkün olmayan bir acı vardı. Anlayamıyordu bu acıyı. Neden bu kadar canının yandığını anlayamıyordu.
Mehmet'i çamurlu elleriyle Hale'nin elini tutmuş, düşmesin diye ona yardımcı olmuştu. Ne vardı bunda bu kadar üzülecek?
Hem Mehmet kendisine de uzatmıştı o çamurlu ellerini. Ne yapmıştı o zaman genç kız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanaldan Gerçeğe | TAMAMLANDI!
RomanceKomik, kendi halinde dişli bir kadın karakter! Koca mavi gözü ve 'Deli Feride' lakabıyla gerçekten de sevilesi. Minyon, maskot bir dişi! Feride! Disiplin adamı, karizma, kendinden hiç taviz vermeyen ama gizli bir romantik olan adam! İsmi gibi kendi...