Komik, kendi halinde dişli bir kadın karakter! Koca mavi gözü ve 'Deli Feride' lakabıyla gerçekten de sevilesi. Minyon, maskot bir dişi! Feride!
Disiplin adamı, karizma, kendinden hiç taviz vermeyen ama gizli bir romantik olan adam! İsmi gibi kendi...
Düşünmeden sevmek olur mu? Bunu bir düşünelim. Düşünürken de esas kızımızın esas oğlanımıza karşı takındığı son cüretkâr davranışın keyfine varalım. O esas çocuk bunu haketti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hissettiğim ilk duygu, öpüşmenin ne kadar güzel bir şey olduğuydu.
Sıcaktı.
Yumuşaktı ve insanın nefesini kesecek kadar da arzu yüklüydü.
Etrafımdaki her şey donmuş gibiydi. O beni öpmeye devam ederken hala irice açılmış gözlerimi sonunda kapatmayı akıl edip, ona karşılık verdim.
Dudakları, dudaklarımı kavrarken, nefesinin ılıklığını ve içtiği kokteylin tadını aldım. Elleri hala kollarımı tutuyordu, bu yüzden onu kendime çekip de öpücüğü derinleştiremiyordum. Oysaki çok istiyordum!
Hayatım boyunca öpülmenin nasıl bir duygu olacağını merak edip durmuştum. Ve şimdi ilk elden, bunun tadını alabiliyordum. Kesinlikle müthiş hissettiriyordu. Kendimi yüce hissediyordum ya da özel.
Bir öpücüğün bir kadına neler yaptığı konusunda artık bir fikrim vardı.
Başını yana yatırdı ve dilinin dilime dolandığını hissettim. Ağzımı biraz daha aralayıp ona karşılık verecek olmuştum ki, birden gürültülü bir korna sesi duyuldu.
İkimiz de donup kaldık.
Daha sonra Bera kendisini geri çekip, afallamış gözlerle bana baktı. İfadesini çözmek güçtü, bu öpücükten etkilenmiş miydi? Beni neden öpmüştü ve neden şimdi dehşet bir ifadeyle bana bakıyordu?
Ellerini saçlarından geçirerek sanki bir vebalıymışım gibi hızla benden uzaklaştı ve derin nefesler almaya devam etti. Verdiği tepki...korkunçtu! Sanki onu ben öpmüşüm gibi gözleri resmen alevler saçıyordu.
Yağmur gittikçe hızlanmaya devam ederken, hayatımda ilk defa öpülmüş ve ardından da müthiş bir hayal kırıklığı ile yere çakılmış bir bayan olarak, irademi toparladım ve şaşkınlıkla ona bakmaya devam ettim.
"Siz ne-?"
Sözümü anında keserek, "Evine git asistan!" diye gürledi. Sonra cebinden telefonunu çıkarıp hızla numaraları tuşladı.
Daha sonra kulağına dayayıp, barın önüne bir taksi istedi. Beni görmezden geliyordu. Yaptığı çok normal bir şeymiş gibi davranıyordu.
Anladım, pişman olduğu çok belliydi ama bana bunun altındaki neden lazımdı. Beni neden öpmüştü? Neden öpme ihtiyacı duymuştu?
Öncesinde çok sessizdi, benim konuşmalarıma tepki vermiyor sadece gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Sonrasında ise kendimi onun kollarında, hiç tatmadığım bir öpücükle kıvrandırılırken bulmuştum.
