Teni tene kazır aşk. Hem de öyle bir kazır ki, bir daha silinmemecesine izler oluşturur bedende. Aşığın halinden, aşık anlar. Aşk dokunmadan sakinleşir mi? Dokunsa bile sakinleşemez. Kapılır gider bir fırtınaya...
Ömründe halt etmiş adam, bir başka kadını sevdiğini düşünerek. Sevmeye hakaret etmiş. Onun Feride'si, gerçek sevgiymiş meğer. Şimdi daha da bütünleşti, daha da çıplağa büründü gerçek. Teni tene kazıdı, gönülü gönüle... Yürekler gibi, tenler de bir artık.
Arabanın önünden dolanıp, hızlı, emin adımlarla kendi tarafına doğru yürürken, oracıkta son nefesimi vereceğimi düşündüm. Kapıyı hızla açıp bana keskin bir bakış attı sonra da çevik bir hareketle kendini koltuğa bırakıp kapıyı gürültüyle kapattı. Bir an için kapı elinde kalacak diye düşündüm.Kontağı çevirdikten sonra arabayı kaldırımdan öyle bir indirdi ki neredeyse koltuktan havalanıp, başımı arabanın tavanına çarpacaktım.
Kendisi bu sarsıntıdan hiç etkilenmemiş gibi görünerek hızla sokaktan çıktı. İki sokağı yıldırım hızıyla geçtikten sonra Sevim teyze ile kendinin oturduğu sokağa hızlı bir giriş yaptı. Maksimum belki iki dakika bile sürmemişti. Arabayı apartmanın önüne park etti ve bana sert bir bakış attıktan sonra hızla kapıyı açıp arabadan indi.
Ellerim titriyordu. Sadece ellerim de değil, bütün vücudum titriyordu. Üzerimde hala kırmızı elbise vardı. Gerçi, davete gitmeden önce Bera'nın evinde hazırlandığım için, çıkardığım gündelik kıyafetim Bera'nın evinde kalmıştı. Makyajım kim bilir ağlamaktan ne hale gelmişti? Ayaklarım çıplaktı! Önüme bıraktığı koşu ayakkabılarımı giymeye vaktim bile olmamıştı!
Kemerimi çözerken, birden kapım açıldı.
Arabadan içeriye hafif bir rüzgar girdi daha sonra uzun yapılı bedeni görüş alanımı kapadı ve ellerini uzatıp neredeyse emniyet kemerini çekiştirerek çözdü.
Kollarını belime doladı ve beni kaldırıp yeniden omuzuna attı.
"Kahrolası bir bebek gibi beni kucaklamaktan nefret ediyorum!" diye tısladım omuzlarına, sırtına yumruklarımı indirirken. "Bırak beni! Yürümeyi biliyorum!"
Ancak hiçbir şey söylemedi. Gürültüyle arabanın kapısını çarptı ve hızla kendi etrafında dönüp apartmana yöneldi.
Ben yine bir asansör servisi mi olacak diye düşünürken o merdivenlere yöneldi.
"Saçmalama!" diye çıkıştım onu vazgeçirmeye çalışarak. "Beni üç kat boyunca merdivende taşıyamazsın!" Aman Allah'ım, ya düşürürse? "Asansör Bera! Merdiven değil!"
Apartmanda kimseler duymasın diye kısık sesle söylenmeye devam ettim. "Merdiven inmiyorsun, merdiven çıkıyorsun! Yorulursan, dengeni kaybedersen..ikimiz de beraber yuvarlanırız! Aman Allah'ım, ikinci kata geldik bile!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanaldan Gerçeğe | TAMAMLANDI!
Lãng mạnKomik, kendi halinde dişli bir kadın karakter! Koca mavi gözü ve 'Deli Feride' lakabıyla gerçekten de sevilesi. Minyon, maskot bir dişi! Feride! Disiplin adamı, karizma, kendinden hiç taviz vermeyen ama gizli bir romantik olan adam! İsmi gibi kendi...