Bölüm 16 : Asansörlerin Olayı?

68.7K 3.7K 663
                                    

Esas mesele, etkileşim değil midir? İki kişi arasında bariz bir tutku varsa bu önemlidir. O tutku cevheri yuvasından çıkar yırtıcı bir şehvete dönüşürse işler o zaman daha da ilginç bir hal alabilir. Uyarmadı demeyin. 

ESAS OĞLAN - BERA

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ESAS OĞLAN - BERA. 

"Aile terbiyesi aldığı belli oluyor." Bana bakan üç çift göze gülümsedim. "Sizin gibi bir ailesi varken aksi olması imkânsızdı zaten." 

Neden birden bire asistanı övmek gelmişti içimden anlayamıyordum. Normalde bir insanı hele ki bu insan benim bir çalışanımsa kimseye övmezdim. Bu kimse bir ailesi olsa bile.

Ama şimdi abilerinin ve babasının karşısında o küçük kızı övdüğüme inanmakta güçlük çekiyordum. Galiba ortamın sıcaklığından yavaş yavaş ben de açılmaya başlamıştım.

Ortam demişken ...benim burada ne işim vardı?

Benim şuan otelde yarın ki sempozyumun hazırlıklarını kontrol etmem gerekiyordu. Halil Gezici artık bekar bir adam olduğumu bildiğinden benim daha da iyi bir iş çıkarmam gerekiyordu. Ama bunun yerine asistanımın ailesiyle oturmuş asistanımı konuşuyordum.

Son derece garipti. Gerçi bütün bunlar asistanımın yüzünden oluyordu. Her şey onun o küçük basının altından çıkıyordu. Nedense beni bir şekilde istediğini yapmaya itiyordu.

Bu durumda patronun kim olduğu sürekli karışıyordu. İdareyi bir kadının eline vermeyeli ne kadar zaman olmuştu? Hain aklım, sen idareyi hiçbir zaman hiçbir kadına vermedin, diyordu. Üstelik her anlamda.

Ama işe bakın ki söz konusu benim küçük asistanım olunca işler pek tuhaf ilerliyordu. Yemekte bana meydan okumuş ailesini üzerime salmıştı ve geceyi burada geçirmem gerekiyordu.

Bunu nasıl yapmıştı? Ve neden itiraz edebilmek için ağzımdan tam bir cümle çıkaramamıştım?

"Feride hep öyleydi. Asla saygı sınırını aşmaz." İsmet Bey'in sözleri düşüncelerimi böldü. "Kızım diye söylemiyorum ama gerçekten iyi birisidir."

Tam o sırada salonun girişinde asistan göründü. Üzerinde yine fenerbahçeli mutfak önlüğü vardı. Saçlarını kafasında gevşek bir topuz yapmıştı.

Ayağında tüylü ev terliklerinden vardı ve küçük ayaklarına büyük geliyordu. Şirkette koşturup duran o minik asistandan tamamen farklı görünüyordu. Daha tasasız...daha sade. Ve daha canlı. Yanakları kıpkırmızıydı. Ailesini görmek ona iyi gelmişti.

Ya da başka bir sebepten kızarmıştı. Hım. Umarım az önceki söylediklerimi duymamıştır diye düşündüm o salonun girişinde dikilmeye devam ederken. Gözleri herkesin üzerinde gidip gelse de benim üzerimde fazla duruyordu. Ve o büyük mavi gözleri aramızdaki mesafeye rağmen garip bir parıltı ile parlıyordu.

Onun hakkında söylediklerimi duymuştu!

"Evet küçük kardeşim, ne söyleyeceksin?" Serkan'ın sorusu karşısında asistan kendini toparladı.

Sanaldan Gerçeğe | TAMAMLANDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin