Bölüm 22 : Aptalım Ben

72.1K 3.9K 753
                                    

Neden bu kadar zor olmak zorunda? Neden göz önünde olan şeyleri görmekte sıkıntı yaşıyoruz? Ve aşk neden bu kadar küstah?

Neden bu kadar zor olmak zorunda? Neden göz önünde olan şeyleri görmekte sıkıntı yaşıyoruz? Ve aşk neden bu kadar küstah?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ah, siktir!

Ben onu tamamen unutmuştum.
Çocuk bana resmen o gece barda randevu teklif etmişti ve Serkan'ın gelişiyle cevap vermek zorunda kalmamıştım.

Daha sonra onu hiç görmemiştim. Hasta olduğum için evden neredeyse hiç çıkmamıştım. Zaten o da evimize gelmemişti.

Bera'nın öpücüğü bütün dengemi öyle bir sarsmıştı ki İzmir'de kaldığım günler aklımı yitirmediğime şaşırmıştım.

Neyse ki ailem bütün suratsızlığımı ve huysuzluğumu hasta olmama yormuştu.

"Kim bu Furkan?"

Düşüncelerim Selim'in sesiyle üflenen bir sigara dumanı gibi dağıldılar. Elimdeki kartı almış meraklı gözlerle bana bakıyordu.

O kartı ne ara elimden almıştı?

"Yarım kalmış konuşma?" Aslı'nın tek kaşı havaya kalktı. "Üstelik anneni de tanıyor. Yoksa yakılacak odunumuz o mu?"

Uzandım ve Selim'in elindeki kartı alıp çiçeğin arasına yeniden koydum.

"Bizim komşunun oğlu,"dedim düz bir tavırla. "Bu Izmir seyahatinde karşılaştık. Istanbul'a geleceğini söylemişti. Geldiğinde görüşmek istemişti."

Selim yerinde dogrularak, "Nasıl bir görüşme bu?" Diye sordu. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu.

Utanarak, "Randevu gibi bir görüşme."dedim. Sanki çok ayıp bir şeymiş gibi gerilmistim. Ilk kez bir erkekle randevuya çıkacak olmam benim için yeterince gericiydi zaten. Bir dakika. Karar vermiş miydim yani?

Aslı masanın üzerinden uzanıp nergislerden bir tane çekti. "Onu tanıyor musun nasıl birisi?"

Güzel bir soruydu. Onu tanıyor muydum?

İyi birisi olduğunu biliyordum, annem ondan övgüyle söz ederdi. Annesi de çok iyi bir insandı. Ve ben İzmir'den ayrılmadan önce onunla orada geçirdiğimiz vakitler de göz önüne alınınca galiba benim için ideal bir sevgili olurdu.

"Biraz tanıyorum," diye cevap verdim. Daha fazla soru sormalarını istemiyordum çünkü henüz ben bile durumu daha tam olarak idrak edememiştim. Çiçeği koltuğumun altına kıstırdım, elime de yemek tepsimi alıp sandalyeden kalktım.

Selim ile Aslı aynı anda gözlerini bana dikti. "Nereye gidiyorsun?"

"Sizinle oturup kendim hakkında dedikodu yapamayacağım." diyerek sandalyeyi geri masanın altına ittim. "Öğle molası bitmek üzere.Geç kalıp da patronu huysuzlandırmak istemem."

Yemekhaneden çıkıp asansöre bindiğimde aynada kendimi inceledim. Hayatımda ilk kez bir randevu teklifi almıştım. Ve işin doğası gereği beni görüp etkilenen birisinden değil, beni tanıyıp etkilenen birisinden gelmişti bu teklif.

Sanaldan Gerçeğe | TAMAMLANDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin