Komik, kendi halinde dişli bir kadın karakter! Koca mavi gözü ve 'Deli Feride' lakabıyla gerçekten de sevilesi. Minyon, maskot bir dişi! Feride!
Disiplin adamı, karizma, kendinden hiç taviz vermeyen ama gizli bir romantik olan adam! İsmi gibi kendi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ESAS KIZ - FERİDE.
İki gün sonra, Gözde ve ben Selim ile Lale'nin evleneceği evlendirme dairesine doğru gidiyorduk. Saat on iki buçuktu. İkimiz de Selim adına çok mutluyduk ve inanılmaz derecede heyecanlıydık. Kaplumbağam yavaş ilerlediği için Gözde'den biraz azar işitsem de omuz silkip yoluma devam ediyordum.
"Artık bu arabayı değiştirme vaktin geldi bence." Ojelerinin taşan kısımlarını tırnaklarıyla kazırken kaşlarını çatan Gözde'ye baktım.
Omuz silkerek, "Ben arabamdan memnunum." dedim. Ki gerçekten de öyleydi. Kızımla biz iyi anlaşıyorduk. Bazı zamanlar beni yolda bıraktığı ya da çalışmadığı anlar oluyordu ama bunu onun yaşlılığına veriyordum. Yaşlılara anlayış göstermek gerekirdi.
"Peki sen memnunsun ama Bera memnun mu?" diye sorduğunda bu sefer kaşlarımı çatan ben oldum.
"O niye memnun olmayacakmış?"
"Basit." dedi omuz silkerek. "Sevgilisinin güvenliğin düşündüğünden. Bir gün gerçekten bu arada, kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde kalakalacaksın."
"Gözde Allah aşkına, öyle bir yere bu arabayla gitmeyeceğimi biliyorsun herhalde. Kuş uçmaz, kervan geçmez yerlerde ne işim olur benim?"
Dudaklarını bükerek, "Bilemem." dedi. "Sen gezmeyi seversin, ama bu yaşlı araba seninle aynı fikirde olur mu emin değilim."
Güldüm. Başka cevap vermedim. İki dakika sonra arkadaşım yine konuşmaya başladı.
"Bera'yı da getireceğini düşünmüştüm ben," dedi. "Sahi onu neden getirmedin?"
İç çektim. Bu konuda sabah Bera ile kısa bir tartışma yaşamıştık zaten. O, kendisini hayatıma kabul etmediğimi düşünüyordu. Beni, onun kadar çabalamadığım için suçluyordu. Tartışmada sesimiz yükselirken, birden bana annesine benden bahsettiğini söyledi. Bütün bedenim donup kalırken, ne için kavga ettiğimizi bile unutacak hale geldim.
Selim'in nikahına benimle birlikte gelmek istiyordu. Nikahta şirketteki çoğu çalışan orada olacağı için, onlara en iyi açıklamanın o evlendirme dairesinden içeriye el ele girmek olduğunu söylüyordu. Neden çekindiğimi anlamıyordu? Niye böyle davranıyordum? Niye ilişkimizi gizli tutmak istiyordum? Sürekli bana bunları sorup duruyordu.
Ama sabah ona kesin bir dil ile, sadece Gözde ile gideceğimi söylemiş, tartışmayı kapatmıştım. Gözde'nin sevgilisi Tamer de iş yerinden direkt oraya geçecekti.
Biz iki kadın evimizde hazırlanmış, süslenmiş, birlikte nikah dairesine gidiyorduk. Sevgililerimiz bizden ayrı olarak nikaha geleceklerdi.
