Komik, kendi halinde dişli bir kadın karakter! Koca mavi gözü ve 'Deli Feride' lakabıyla gerçekten de sevilesi. Minyon, maskot bir dişi! Feride!
Disiplin adamı, karizma, kendinden hiç taviz vermeyen ama gizli bir romantik olan adam! İsmi gibi kendi...
Güzel oluyor sevmesi. Günün her anını sevdiğinle geçirmesi. Gözlerin, gözlere...
Tenin tene...
Ruhun ruha...
Güzel oluyor tabi, bütünleşmesi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Altüst olan duygularımın gün yüzüne çıkarken Gözde'nin boynuna doladığım kollarımı güçlükle çektim. Hıçkırarak içeri girerken göz ucuyla Gözde'nin elimden düşürdüğüm eşya poşetimi aldığını gördüm. Sonra kapıyı kapattı ve peşisıra beni odama kadar takip etti.
"Ne oldu diyorum sana? Dün de eve böyle geldin? Neler oluyor anlatacak mısın?" Eşyalarımı poşetten çıkardı ve kirli olduklarını görünce şifoniyerin üzerine bıraktı. Ellerimle yüzümü silerek yatağıma oturdum ve Bera'nın dün gece beni buradan alıp götürdüğü anları hatırladım. Nasıl da sevdiğini sahiplenen bir erkekti!
Aslında kızıyor gibi görünsem de beni kucaklayıp götürmesine bayılıyordum. O güçlü bedeninin beni bir bebekmişim gibi kucaklayışı, hoşuma gidiyordu. Bana kendimi narin, değerli hissettiriyordu. Ve gerçekten de bana değer veriyordu.
Gözde meraklı gözlerle tepemde dikilir, telaşla beni süzerken derin bir iç çektim ve yatakta kenara kayıp, oturması için elimle yatağın üzerine vurdum.
Hemen oturduğunda, "Tamer yok mu?" diye sordum.
"Erkenden gitti. Boşver sen onu şimdi. Ne bu halin onu söyle sen bana?"
Boğazıma takılıp kalan hıçkırıkların çıkmak için yer aradıklarını biliyordum. Derin bir nefes alarak Gözde'ye dün akşam davette Yasemin'in gelişiyle yaşadığımız şeyleri anlattım. Bera'nın kaskatı kesilip kalakaldığını, daha sonra Yasemin ile lavaboda karşılaşmamızı ve konuşmalarımızı, onu harap bir hale getirişimi, ayrıntılarıyla aktardım.
Daha sonra Bera ile konuşmak için izin isteyişini, o sırada sinirlenip davetten çekip gidişimi ve peşimden gelişini, tartıştığımız kısımları da aktardım.
Zaten ondan sonra da Bera eve gelip beni alıp götürmüştü. Orasını zaten Gözde biliyordu.
Bera'nın söylediği her cümleyi neredeyse eksiksiz aktardım Gözde'ye. Bana değer verişini, Yasemin'i görmesiyle beni ne kadar çok sevdiğini anladığını, o yüzden öyle tepki verdiğini ve daha birçok şeyi söyledim.
Gözde ben konuştukça şekilden şekile giren suratı dışında sözümü kesmeden beni dinledi. Anlattığım her şeyde bir şaşırıyor bir gülüyor bir kaşlarını çatıyordu. Ancak nereye geleceğimi de merak ediyor olmalıydı. Özellikle dün gece neler yaşadığımızı merak ettiğini görebiliyordum.
En sonunda yanaklarımın kızardığını hissettim ve derin bir nefes alıp durdum.
Gözde'ye baktığımda, merakla bana baktığını gördüm. "Eeee?" Yatakta biraz bana yaklaştı ve omuzuyla omuzuma vurdu.
