4.Gelinim

509 39 6
                                    

Ebru'dan

Aynanın karşısında üstümdeki elbisenin son duruşuna bakıyordum, bordo renk elbisem bence harikaydı. Ben siyah olsun desemde babaannem bu rengi uygun görmüştü. Aynadan gördüğüm kadarıyla arkamda yatağımda oturan Armağan bana dolu gözlerle bakıyordu, arkamı dönüp tebessümle ona baktım.  Yavaş adınlarla yanına gidip yatağımın kenarına oturup ona doğru döndüm.

"Armi gerçekten mi? Ya kızım evlenmiyorum farkında mısın sadece tanışma?"

"Ne bilim kızım ya duygulandım. Sen şimdi yarın öbür gün evlenip beni unutursun."

"Kim kardeşini unutur ki ben unutayım kıt akıllı."

Armi'yi teselli ediyordum ama en çok benim teselliye ihtiyacım vardı. Bunu yapmak zorundaydım ve kimse nedenini, sebebini bilmemeliydi. Bu sırrı sadece ben bilmeliydim, kimsenin bana akıl vermesinede ihtiyacım yoktu.  Dolan gözlerimi kırpıştırıp  ellerimle yelleyerek akmasını engelledim.
Kapının açılmasıyla kafamı çevirip gülen gözlerle bana bakan hayatımın mimarı olan kadına baktım.

"Çok güzel olmuşsun kızım, maşallah sana."

"Yanlız babaanne bu kız beni ağlatacak birşey söyle."

Diyerek Armi'yi gösterdim. Babaannem yalandan kaşlarını çatıp parmağını Armi'ye sallayarak konuştu.

"Bana bak kızımı ağlatıp makyajını bozma. Zamanı gelsin beraber ağlayacağız, şimdi sus bakalım."

Ağlanacak halimize gülüyorduk resmen. Kafamı iki yana sallayıp siyah çantamı aldım.

"Ben çıkıyorum hanımlar size iyi eğlenceler."

"Meraktan çatlıcaz burada, ne eğlencesi kızım."

"Sana bir şey olmaz merak etme."

Armi arkamdan homurdanırken onu duymazdan gelmek en iyisiydi. Arkamı dönüp gülerek aşağı indim ve oturma odasına ilerledim. Aslında evimiz tek katlıydı. Çatı katı küçük ardiyeydi bir zamanlar, ama iç mimar olarak ardiyeyi temize çekmiş kendime ait oda yapmıştım. Evin neredeyse tüm dizaynı bana aitti. Her yerinin kullanışlı olması bizim için avantajdı nede olsa. Dedemin önüne geçip etrafımda bir tur döndüm.

"Nasıl olmuşum?"

"Her zamanki gibi. Güzel."

Dedemin yanağına öpücük kondurup babaannem ve Armi ile vedalaşıp evden dışarı çıktım. Babaannem ve Armi arkamdan dua ederken çok komik duruyorlardı. Kafamı iki yana salladıyıp arabama bindim. Arabayı çalıştırdığım an babaannemin koşarak arabanın yanına gelmesi bir oldu. Elindeki şekerin paketini açarken gülerek konuşmaya başladım.

"Babaanne KPSS  sınavına girmiyorum."

"Bu da sınav kızım hemde sözlü. Nazar için bu şeker  Şule hocaya okuttum aç ağzını bakalım. Hadi yolun açık olsun."

Şekeri ağzıma tıkıp arkamdan su dökerek gidişimi izlediler. Arabanın navigasyonuna  Asrın'ın yolladığı konumu girdim. Aslında heyecanlıydım, nede olsa ilk defa bir erkeğin ailesiyle tanışıcaktım. ( yalan bile olsa) Son zamanlardaki durgunluğum, babaannemin ve dedemin gözüne batıyordu. Ölmeden önce senin mürüvvetini görebilsek nidaları yükseliyordu son zamanlarda. Benim mutlu bir yuva kurmamı en çok isteyen ve görmeyi hak eden kişilerdi. Onlar yüzünden böyle bir işe girmiştim ya zaten. Bu zamana kadar evliliğe karşı tek cevabım hayırdı, tâki... en sonunda Asrın'ın ev dediği ama aslında ev olamayacak kadar harika şatonun önüne geldim. Daha önce bir çok lüks villa görmüştüm ama onlarla evlilik gibi bir planım yoktu. Yavaş adımlarla arabadan inip yan koltuktaki tatlı kutusunu elime alarak villaya doğru yürümeye başladım. Zile var yok arası basıp bekledim. Her zaman kendine güveni olan birisiydim. Şimdide aynı şekilde olup kendimi göstermeliydim.
Kapıyı gayet alımlı rus bir hizmetli açtı.
Daha konuşmadan arkadan Asrın'ın sesini duydum.

BALONCUKLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin