BALONCUKLAR (TAMAMLANDI)

2.Test başlasın

Multide: Mert vaar ;)
Seçkin Özdemir.

Babaannem bu sabah gelmiş. Kargalar kahvaltısını etmeden başıma dikilmişti. Kahvaltıda ben hariç herkes şen şakrak muhabbet ediyordu.

Aman ne güzel! Konu benim evlenmeme gelince hangi ara ayarladığını bilmediğim babaannem, bugün için bana birini ayarlamıştı. Ne meraklılarmış beni evlendirmeye arkadaş. Hayır yani sende dulsun niye evlenmiyorsun. Bende senin mürüvvetini görmek istiyorum belki dimi ama...

"Oğlum yesene."

Annemin lafına cevap verecekken .

"Elleme hanım, belliki heyecandan iştahı kaçtı çoçuğun."

Diyen babam lafi ağzıma tıkmış. Babaannem kendi isteğiyle evlensin sonra size konuşmasın demişti. Kendi isteğim kız kim miydi? Babaannemin bulup tanıştırdığı adaylardan biri. Onlara göre ise benim istediğim. Babam sözünü bitirip bana bakıp gülümsemeye başlamıştı. Babaannemin elime tutuşturduğu kağıda şaşkınca bakıyordum. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm mazara ise, üç adet sırıtan yüz.

Sinirle masadan kalkıp evden çıktım. Daha önce hiç duymadığım, bilmediğim bir yerin adresi vardı elimde. Sevgili gelin adayıyla buluşma yerim! Yoldan geçen taksiye binip adresi uzattım. Taksi durunca adresi teyit ettikten sonra taksiden inip cafeye girdim. Allah'tan idare eder bir yerdi. Boş bir masaya geçip beklemeye başladım. Neyseki oturduğum yer ısınmadan kapıdan biri girdi.

Kapı açılınca içeri giren yeşil uzun elbiseli, siyah saçlı hafif toplu biriydi. Yakamdaki kırmızı gülü görünce yanıma geldi. Evet yakamda kırmızı gül vardı ne kadar hoş!

"Merhaba Asrın ben Ayşe."

"Merhaba."

Uzattığım elimi, elinin ucuyla tutmuştu.
Vebalıydım sanki. Kafasını önüne eğip neredeyse bana hiç bakmamıştı. Bunla evlensem bile gerdeğe giremeyeceğimiz kesindi. Sonra, erkekler neden aldatır? Aval aval bakmaktansa soru sormam gerektiğinin farkına vardım.

"Ne iş yapıyorsunuz?"

"Ev kızıyım."

"Peki eşinizden beklentiniz?"

"Ailemi sevgin, saygılı olsun yeter. Ben yemek bulaşık gibi işleri biliyorum zaten, her türlü ev işini yaparım."

İçecek birşeyler söyledikten sonra sohbete devam ettik. Kız adeta ev kuşu gibiydi ne sorsam temizlik bulaşık, ütüden çıkıyordu.
Eğlenmek için ne yaparsın diyorum aldığım cevap, yemek yaparım. Fobin var mı diyorum, evin dağınıklığı ve bulaşık. Kız resmen kafayı temizlikle bozmuş iyi mi, en sonunda dayanamayıp son sözümü söyledim.

"Eve hizmetçi değil eş arıyorum yanlış anlamışsınız siz."

"Ev temiz olmazsa eşi ne yapacaksınız. Aç kalınca eşinizi yersiniz artık."

Başımı masaya eğip eğlenen bir tonda konuştum.

"Amacımda o zaten eşimi yemek, ama başka mânada."

"Terbiyesiz."

Masadan kalkıp gitmesiyle gülmeden edemedim. Allahım neyle sınıyorsun beni. Hayır yani evlenince dolma doldurarak mı hamile kalacaksın sen! Yada beni 40 derece makinada mı yıkayacaksın. Hesabı ödeyip kalktım masadan iyiki birşey yememişti. Birde onun parasını ödeyemezdim. Cebimde olam miktar hâlâ kısıtlıydı.

Eve gidip babaanneme bu işin olmadığını kızın çok utangaç ve şişko olduğundan bahsettim. Ne yaptı dersiniz. Bastonuyla bana vurup" sen uzayan kaşar mı arıyon, kız dediğin utangaç olacak tabi." Deyip bir ton kızdı.