8.Mecburum

319 28 9
                                    

Multi; Ateş Harman

Nişan alış verişi için ailecek alış verişe çıkılacaktı bugün. Kadınlar matinesinde benim işim neyse, ah be Asrın, sen bu hallere düşecek adam mıydın be koçum aslanım yakuşuklum?

Tamam itiraf ediyorum, seviyorum lan kendimi.

Kaderime razı gelip sabah erkenden yollara düşmüştük. Babaannem, annem ve ben. Hayır yani benim ne işim var, tamam diyelim ben geldim sizin ne işiniz var.

Nişana 1 hafta kalmıştı, bu süre içinde Ebru'yla gerekmedikçe konuşmamıştık. Avm'nin önüne geldiğim gibi garaja girip arabami park ettim. Üst kata çıkıp  avm'lerin başladığı katta bizi bekleyen Ebru ve babaannesini gördüm. 

Ebru'nun surat ifadesindeki kırgın hal dikkatimi çekmişti. Ne olduğu beni ilgilendirmediği için sorma gereği duymadım. Saygı gereği babaannesinin elini öpüp kenara kaydım.

Ebru'da annemin ve babaannemin elini öpüp yanıma geldi. Hep beraber içeri girerken kendimi son nefesini veren idamlık mahkumlar gibi hissediyordum. Psikolojim yerderde,  Mutlu değilim ya da, mutluyumda haberim mi yok.

Beynim bile bana acaip oyunlar oynuyor iyi mi. İlk olarak annemin bildigi lüx bir mağazaya girip Ebru için  nişanlık aldık. Daha sonrasında ayakkabı çanta vs. vs. en komik ansa çamaşır alırken ki utangaç tavrıydı. Her mağazada kapıda beklemiş içerde  ne halt ettikleriyle ilgilenmemiştim. Dışardan onları izleyip Ebru'nun can çekişen hali ise komediydi resmen.

Yani öyleki Sağ Salimde yenen köpek Fifi gibi çaresiz. Babaannesine birşeyler söyledikten sonra kaçar gibi mağazadan çıktı. Yanıma gelip benim gibi kollarını birleştirip kalçasını  cama yasladı.

"Neden kaçtın?"

"Sıkıldım."

"Aldığın elbiseyi görmedim ama umarım güzeldir."

"Bence güzel."

Benimle konuşurken gözleri yerdeydi onun bu hali dikkatimi çekmedi desem yalan olur. Hayır yani laf sokması yada bana kötü bakışlar atması gerektiği yerde böyle davranması, sanırım ciddi bir sorunu vardı.

"Bir şey mi oldu?"

Meraklı ses tonum yüzünde hafif bir tebessüm sağladı. Bana bakıp tek omzunu kaldırıp indirdikten sonra konuştu.

"Kovuldum."

Bu lafi üzerine gülümseyip elimi boşver gibisinden salladım.

"Zengin koca buldun kızım. Çalışsan ne olur çalışmasan ne olur ben veririm paranı."

Kaşlarını çatıp annemleri kontrol ettikten sonra bir anda ayağıma attığı tekmeyle yerimden sıçradım.

"Manyak mısın kızım. Laflarınla dövdüğün yetmedi şimdide uygulamaya mı koydun."

"Hâla anlamayacaksın dimi? Sen ne kadar bencilsin ya. Benim sorunum sadece kovulmak değil, nedenini nasılını sormadan söylediğin şeye bak. Bir an gerçekten merak ettiğini sanmıştım."

Elini sinirle saçlarından geçirip dolu gözlerini saklamak için gözlerini kapattı. Derin bir nefes alıp dirseklerini cam korkuluklara dayayıp aşağıdaki insanlara baktı. Onun bu hali bir nebzede olsa pişman olmamı sağlamıştı.

Ben ki küçükken ağaca tekme atıp sonrasında kusura bakma affet beni diyerek sarılan bir çocuktum.

"Kusura bakma."

"Babaannem ve dedemin haberi yok söyleme yeter."

"Tamam."

Gel sana iş bulayım desem yine yanlış anlayabilirdi o yüzden susmayı tercih ettim. Yanımıza gelen hanımlar elleri kolları dolu poşetleri gözüme sokmak ister gibi sallamaya başladılar. İyice hizmetlileri oldum şunlara bak, yarın öbür gün kapıcı muamelesi yaparlarsa hiç şaşırmazdım. 3 ekmek 2 süt falan demezlerse iyidir. Poşetleri alıp bana verecekleri emirleri beklemeye başladım. Aç olduklarını söyledikleri an Ebru benden önce konuşmaya başlamıştı.

BALONCUKLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin