10. Mor kafa

272 28 16
                                    

Gelen kahveler eşliğinde karşımdaki adamla bakışıyorduk. En sonunda konuşmaya tenezzül eden Harman derdini anlatmaya başladı.

"Yurt dışından gelecek misafirlerimiz için oteller araştırdık. En iyi otelin sizinki olduğuna kanât getirdik. Eğer sizde uygun görürseniz 1 haftalığına sizin otelinizden 3 suit oda istiyoruz. Tabi gelen kişilerin en iyi şekilde ağırlanması ve hoşnut kalmaları mühim, fiyat önemli değil."

Harman konuşmuş şimdi kararı bana bırakmıştı. Tabiki otel işinde uzman olan ben, beni övmesine şaşırmadım.

"Olur tabi, fiyatlarımız normal otellerden biraz daha yüksek, kararınızı etkileyebilir. Onun haricinde misafirlerinizle bizzat ilgileneceğimden şüpheniz olmasın. Yanlız misafirleriniz kim?."

"Casman A.Ş şirketlerinin sahibi."

Hay Casmaaan, bu firma yurtdışındaki en iyi firmaydı adını daha önce çok duymuştum ama bizim otele hiç gelmemişti. Kendi adımızı duyurmak için harika bir fırsattı. Karşımdaki adama hevesli olduğumu belli etmeden fiyat teklifini yaptım anında kabul deyip el sıkıştık. Tam kapıyı açıp çıkması için yol gösterecekken bana çarpan kapıyla yıldızları gördüm.


Ebru'dan

Furkan denilen çocukla birlikte nişanın yapılacağı alanı incelemeye başladık. Evet nişan burada olacaktı, Asrın'ın babaannesi aklıma girmeyi başarmış bana intikam yolu sunmuştu. Kabul etmek istemesemde intikam fikri kafama yattığı için tamam demiştim. Etrafta bir çok eksik vardı duvar kâğıtlarından masa düzenine kadar sönük bir havası olan bu yeri daha canlı görmek istiyordum.

"Furkan burayı baştan aşağı yenilesek ne kadar sürer?"

"Bir haftayı geçer."

"Sormadım farzet ben hallederim."

Etraftaki eksikleri not almak için kağıt kalemimi çantamdan çıkarıp not almaya başladım. En sonunda işimiz bittiğinde Asrın'ın odasının yolunu tuttum. Sekreter kızın telefon konuşmasını umursamadan masanın önünden geçerken duyduğum "Asrın" adıyla beklemeye başladım. Kulağında telefon arkası dönük raftaki dosyalarla uğraşıyordu.

"Kızım adam tam bir baş yapıt evlense bile devam yani."

Attığı kahkaha ve söyledikleri sindirebileceğim birşey değildi. Arkasını dönüp beni gördüğü an telefonunu karşısındakinin yüzüne kapatıp konuşmaya başladı.

"Bir şey mi istediğiniz Ebru Hanım?"

"Eşyalarını topla çıktığımda seni görmek istemiyorum."

"Ama saat erken."

"Eşyalarını topla derken kovulduğunu anlatmaya çalışıyorum. Asrın senden sadece bazı şeyleri değil aklınıda almış anlaşılan."

Söylediklerim karşısında ilkin gözleri açılıp sonrasında ise kısıldı.

"Asrın beni kovmaz."

"Asrın Bey değil, ben kovdum güle güle."

Sinirli adımlarla yerinden çıkıp Asrın'ın odasına doğru yol aldı. Arkasından onu takip ederken Asrın'la kapışmaya çoktan hazırlamıştım kendimi. Sekreter bozuntusu kapıyı açıp içeri dalmasıyla Asrın'ın ahhh deyip gözünü tutması aynı anda oldu diyebilirim. Salak kız kapıyı Asrın'a çarpmıştı. Ben kendimi tutamayıp kahkahalara boğulurken açık g.t (bu sekreter oluyor) Asrın'la ilgileniyordu.

"Çok mu komik?"

"Evet."

Asrın cevabım üzerine daha da sinirlenerken bizim açık g.t beni eliyle gösterip şikayete başladı.

"Bu kadın beni kovdu."

Ellerimi bağlayıp seni biblemiyorum pozisyonu alıp beklemeye başladım.

"Ebru!"

Sesin geldiği yöne kafamı çevirmemle Ateş Bey'i gördüm. Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkarken sonrasında sinirle çatıldı.

"Sizin ne işiniz var burada?"

"İş için gelmiştim, senin ne işin var?"

Ben siz diye konuşurken o sen diye hitap ediyordu nerden bu samimiyet demek istesemde söylemedim.

"Sizi ilgilendirmez."

Asrın bir gözü kapalı Ateş Bey'e elini uzatıp.

"Yarın bekliyorum Ateş Bey başımda uğraşmam gereken bela varda."

Son sözünü söylerken bana bakmıştı. Sensin bela Sırık. Asrın'la tokalaşıp banada baş selamı veren Ateş odadan çıktıktan sonra kızgın boğa bize döndü.

"Ne oluyor burada?"

"Bu kadın beni kovdu."

"Ne?"

"Kovdu beni."

Papağan gibi kovdu diyen açık g.te çarpasım gelmişti.

"Sen kimin sekreterini kovuyorsun?"

"Çok işlevli sekreterini kovdum gitti."

"Yok ya kovamazsın."

Çantamdan telefonunu çıkarıp kısa bir mesaj attıktan sonra tekli koltuğa oturdum. Sırtımı gerginleştirip elimdeki listeyi gözden geçirdim.

"Se.."

Asrın lafını tamamlayamadan masasının üzerindeki çalan telefonuna yönelip eline aldı. Kaşları hayretle kalkıp aramayı cevapladı.

"Efend...."

Konuşmayı duyamasam da içeriğini bildiğim için sadece Asrın'ın değişen surat ifadesini izleyip güldüm.
Telefona bir süre bakıp sonrasında masasına koydu ve sandalyesine çöktü. Evet bildiğin omuzları falan düşmüştü adamın.

"Muhasebeye git hesabını kessinler."

Açık g.t Asrın'a inanamazca bakıp sonrasında saçlarını savurduğu gibi odadan çıkamadı. Havalı olurken açık kapıya çarpan sekreterin haline kahkahalarla gülmeye başladım.
Bana sinirle bakan kız kapıdan dışarı çıktı.

"Oturacak mısın daha?"

"Canım istediği zaman giderim. Sorun mu var?"

"Babaanneme ne yaptın? "

"Muska yaptırdım, bizim bir komşu var çok iyi muska yapıyor, sanada bir tane yaptırmayı düşünüyorum hatta, ne dersin?"

Yüzüme alık bir ifadeyle bakan Asrın'a gülmeden edemedim.

"Kadın seviyor beni diye kıskanma."

Yerimden kalkıp çantamı aldım. Elimdeki listeyi Asrın'a uzatıp tekrar konuştum.

"Bunlar yarına hazır olsun sabah erkenden gelirim, iyi akşamlar mor kafa."

Sinirle bana bakan Asrın'a gülmekle yetindim. Alnının sağ tarafı morarmaya başlamıştı. Başkası olsa ilgilene bilirdim ama konu Asrın olunca içimden iyi davranmak gelmiyordu nedense. Hissizdim ona karşı, nedenini bilmeden. Kapıya çıkınca boş olan bir taksiye atlayıp evin yolunu tuttum. En azından Asrın'la uğraşırken zamanım keyifli geçiyordu ve ben bundan memnundum. Yarının neler getireceğini bilmeden bu anın tadını çıkarmaya baktım.




☆lar boş kalmasın :)

BALONCUKLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin