26. Patron

265 22 1
                                    

Sabah erkenden kalkıp  hazırlanarak evden çıktım. Fuat Babam akşam mesaj atmış erkenden otelde olmamı istemişti.

Arabayı kapıdaki görevliye bırakıp kapıda beni bekleyen Babama sarıldım. O da aynı sevecenlikle bana sarılıp sonrasında elini omzuma atıp  yürümeye başladı. Sessiz şekilde ilerlerken bir kapının önünde durup açarak geçmemi bekledi. İçeri girerken kapının kenarında yazan Fuat SOYDAN yazısını fark etmemle odanın sahibini anlamış oldum.

Odaya girdiğimde sağ tarafımda olan toplantı masası duvardaki tablo harika duruyordu. Tablonun desenleri geometrik şekilde geliyordu ve gayet  hoş bir çizimi vardı. Karşımda ise eşsiz manzara sol yanımda ise patron masası. Babamın  koltuklardan birine  oturmasıyla bende karşısında bulunan koltuğa oturdum.

"Öncelikle konuşacaklarımı söyleyeyim sonra muhabbet ederiz ne dersin kızım?"

"Sen nasıl uygun görürsen baba."

"Biliyorsun bizim haytayı. Burada çalışan birçok kızın gözü onun üzerinde. Tabiki onunda gözü kızların. Her neyse burada çalışıp hem kocana göz kulak olmanı hemde işlerin başında  olmanı istiyorum. Bir nevi Asrın'ın patronu olacaksın daha öncede söylemiştim, şimdi kararını bekliyorum son söz senin."

Babam söyleyeceklerini söylemiş son sözü bana bırakmıştı. Zaten kararımı verdiğim için kafam rahattı açıkçası.

"Sen beni bu işe laik gördüysen benim içinde kabuldür. "

"O zaman fazla söze gerek yok hayırlı uğurlu olsun."

Babamla bir  müddet daha havadan sudan konuştuktan sonra Asrın'ın odasına geçtim. Koltuğa oturup arkamı kapıya döndükten sonra Asrın'ın yüzündeki ifadeyi söyleyeceği ilk kelimeleri kafamda tasarlamaya başladım. Sonunda beklediğim  an gelmiş kapı açılmıştı, arkam dönük olduğu için Asrın'ın sadece sesini duyuyordum. Koltukta sağa sola sallanıp beni fark etmesini sağlamaya çalıştım.

"No luyor lan? Kimsin sen, kalk koltuğumdan,  hemen?"

Sesimi çıkarmadan oturmaya devam ettim. Sabır dilediğini duyduğum an gülerek arkamı döndüm.

"Hassiktir!"

Yüz ifadesi o kadar komiktiki kocaman açtığı gözleri, balık gibi duran dudakları bir yüzgeçi eksikti. Gerçi Asrın'dan olsa olsa köpekbalığı olurdu ya, neyse.

"Ne yapıyorsun koltuğumda, evde, yatakta, koltukta yarın obur gün nerelere oturacaksın merak ediyorum."

Söylediği sözden sonra attığı kahkaha yüzümü kızartmaya yetmişti edepsiz!

"Saçma sapan konuşmayı bırakda işine bak."

"Tabi karıcığım mesela sen oturmak istediğin yerlerin listesini yap bende istediklerini yerine getireyim, nasıl fikir?"

Kolay kolay utanmazdım ama Asrın, bunu çok iyi şekilde başarıyordu. Yanıma yaklaşınca kızaran suratımı görmemesi için yüzümü  önüme çevirdim. Parmaklarını çeneme koyup gülen gözlerini gözlerime sabitledi.

"Utançtan kızaran güzel bir yüz gördüm sanki?"

'Güzel bir yüz'  Asrın bu cümleyi gerçekten benim için mi söylemişti? Hoş Asrın her kadını güzel bulabilirdi. Öylesine söylenmiş bir kelimede olabilirdi.  Üstünde durmamak sanırım en mantıklı hareket olmalıydı benim için.

"Saçmalama utanmadım."

Elini itekleyip kendime nefes alacak alan yarattıktan sonra söyleyeceğim sözleri kafamda toparlamaya başlamıştım. Tabi az önceki sözden sonra ne kadar toparlanırsa.

BALONCUKLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin