9. Harman

293 28 8
                                    

Neydi bizi hayata bağlayan umut, sevgi, aşk, özlem, hangisi. Asrın'ın sayesinde işsiz olduğumu öğrenen babannem arabaya bindiğinden beri sessiz şekilde oturuyordu. Üzerindeki siyah pantolonu ve beyaz penyesiyle 60'la rında olmasına rağmen hala güzel bir kadın vardı yanımda. Beyaz saçlarıyla birlikte  babanne havası tamamdı. Evin önüne gelince kapıyı açıp sakince indi. Onun bu halleri beni üzüyordu buna benim sebep olmam ise çorapsız ayakkabı giymiş kadar rahatsız ediciydi.

Arabadan inip aynı  onun gibi sessizce eve doğru ilerledim. Kapıyı açıp benim girmem için  kıyık bırakarak salona yöneldi. Çantamı kenara bırakıp bende ağır adımlarla salona geçip kanepeye oturdum. İçeri giren dedem çoşkuyla konuştu.

"Ooo gelmiş evimin gülleri. Nasıl  geçti  bakalım gününüz?"

Keyifle boş olan 3'lü kanepeye babaannemin yanına oturdu.

"İyi işte bey,  sen ne yaptın?"

"Valla biraz yürüyüş yapıp eve geldim başka birşey yok. Sen ne zaman iş başı yapıyorsun kızım."

Bana yönelen soruyla babaannemle göz göze geldik. Artık yalanın manâsı yoktu.

"Ben işten ayrıldım dede."

Bakışları bir an kararsız kalsada çattığı kaşlarıyla konuşmaya başladı.

"Sen bana izin aldım demedin mi?"

"Üzülmeyin diye söyleyemedim."

"Üzülmeyelim diye yalan söyledin yani!"

Söyleyecek lafım yoktu. Kafamı önüme eğip yerdeki halıyı inceledim. Çalan telefonumla yerimden kalkıp hızla  odama çıktım.

Asrın arıyor...

Telefondaki yazıyı görmemle tüm öfkem gün yüzüne  çıktı, hırsla açıp  konuşmaya başladım.

"Ne var?"

"Yuh kızım böyle telefon mu açılır?"

"Bana bak zaten sinirim tepemde ne için aradıysan  çabuk söyle."

"Bende meraklı  değilim  sana sadece nişanı soracaktım."

"Bak hala nişan diyor. Yok nişan falan bitti anlıyor musun?"

"Hani mecburdun.?"

"Fark etttimde değilim  mecbur falan,  yarın yüzüğü gelir alırsın."

Telefonu kapatıp sinirle soludum. Adam hala nişan diyor ya. Yatağımın üstüne  oturup bağdaş kurdum. Aşağı inersem kim bilir ne fırça yiyecektim. Yalana asla tahammülü olmayan adama, yalan söylersen böyle odalara tıkılırsın Ebru Hanım. Kısa bir süre sonra uyku bastırdığı için yatağıma girip yattım. O Ayı yarın gelir yüzüğünü alırdı artık.

Kapım tıklatılınca zaten uyanmak üzere olduğum uykumdan ayrılıp  kafamı kaldırdım  gelen babaanneme kısık gözlerle  baktım.

"Misafirin var kızım."

Kapıdan kenara çekilmesiyle  içeri Asrın'ın babaannesi girdi. Hemen ayağa kalkıp incelemeye başladım, uyku sersemi yanlış mı  görüyorum  acaba. Asrın yetmedi Babaannesi geliyor artık. Babaannemin kapıyı kapatıp gitmesiyle odada yanlız kaldık. Yatağımın kenarına oturup odama şöyle bir göz attı. Yüzünü kaplayan tebessüm içimi  ısıtmadı desem yalan olur.

"Fazla zamanını almadan direk konuya girmek istiyorum."

Kafamı evet  gibisinden salladıktan sonra devam etti konuşmasına.

"Asrın nişan olmayacak ayrıldık dedi bugün. Yaptığı terbiyesizlikten sonra başka birşey düşünemezdin zaten haklısın. Ben buraya bir babaanne olarak geldim kızım. Asrın şevkatli fedakar bir çocuktu, büyüdükçe paraya olan tutumu bize olan yaklaşımı değişti. Elbet düzelir bir gün dedik ama olmadı. Şimdi senden ricam bu haylaz oğlana bizim hatrımız için katlansan, adam etsen olmaz mı? Bunu istemeye yüzüm yok ama sen farklı bir kızsın, biz seni çok sevdik sende bizi birazcık sevdiysen bu yaşlı kadının kalbini kırma güzel kızım. Kararın ne olursa olsun, sen hep benim için aynı yerde olacaksın Allah'a emanet ol."

BALONCUKLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin