Kâsım Bey'in evine gelmiş salonda 10 dakikadır karşılıklı oturuyorduk. Beni neden kovdunuz diye sormuş, soruma cevap alamamıştım. Halıya diktiği gözlerini nihayet kaldırıp bana baktı.
"Battım."
Beynim söyleneni algıladığı an kaşlarım çatıldı. Ne yani durum bu kadar kötü müydü? Son zamanlarda işler iyi değildi kabul, ama batacak kadar dibe vurduğumuzdan haberim nasıl olmamıştı?
"Bunu bize söyleyebilirdiniz. Eminim ki herkes anlayışla karşılardı. Bunu geçtim bir çıkış yolu bulunurdu muhakkak."
"Çıkış falan yok Ebru çıkmaz sokağa girdim. Ne yaptıysam olmadı ilk olarak yüksek maaşla çalışanları çıkardım sonrasında geri kalanını işte. Son nokta bu, dükkanı kapattık."
"Yapabileceğim birşey varsa elimden geleni yaparım."
"Sağol kızım biliyorum. Tazminatlarınız yattı kimsenin bende hakkı kalsın istemem. Hakkınızı helal edin, müsadenle biraz dinlenmek istiyorum."
Kafamı olumlu anlamda sallayıp ayağa kalktım. Kollarımı Kâsım Bey'e sarıp sonrasında öylece çıktım evden. Ne kadar sinir bozucu gibi görünsede iyi adamdı, bu kadar başarılı olmamda emeği çoktu.
Arabama binip yol nereye gittiyse oraya sürmeye başladım. Aklıma gelen Ateş Bey'e özür borcumu hatırlayıp telefonumu elime alıp arabayı sağa çektim. Ofis numarasını daha önceden bildiğim için arama tuşuna basıp çalan telefonun açılmasını bekledim.
"Harman Holding buyrun."
"Merhaba ben Ebru, Ateş Bey'le görüşebilir miyim?"
"Ateş Bey yurtdışına çıktı efendim. 2 ay sonra gelecek. Önemli bir notunuz varsa iletebilirim?"
"Hayır yok, teşekkürler."
Aramıştım ve açmamıştı yapacak birşeyin olmadığını düşünüp eve doğru sürmeye başladım. En iyisi düğün gününe kadar bol bol yatmaktı zirâ yapacağım başka bir iş de yoktu.
Asrın'dan
"Mert kardeşim nerde kız?"
"Geliyor oğlum bir dur."
30 dakikadır Mert'in evinde düğün günü beni kurtaracak olan kızı bekliyordum. Evet evlenmiyordum!
Aklıma gelen dahiyâne fikirle bu iştende yırtacaktım. Çalan kapı ziliyle suya tekrar kavuşmuş balık kadar mutluydum. Kapıdan içeri esmer bir hatunun girmesi ile, İbrahim Tatlıses misâli esmerim, biçim biçim şarkısı kulağımda çınlamaya başlamıştı. Bu nasıl güzellik hey yavrum be. Esmer kız benim oturduğum üçlü koltuğun yanındaki tekli koltuğa geçip yüzündeki cilveli ifadeyle beni incelemeye başladı.
Kısa bir tanışma faslından sonra isminin Yaren olduğunu öğrendiğim kıza planımı anlattım. Planımı ilk kez duyan Mert'in ağzı her söylediğim sözle daha da tuhaf hale geliyordu. Konuşmam bitince geriye yaslanıp karşımda bana bakan hatuna diktim gözlerimi.
"Lan oğlum şeytana günah satarsın, bu nasıl bir beyin."
"Kullanıyoruz oğlum, senin gibi varlığını unutmuyoruz. Arada sende kullan bir yan etkisi yok."
Son söylediğim sözle Mert'e göz kırptım. Karşımdaki esmer şuh bir kahkaha atıp saçlarını savurdu. Ayağa kalkıp Mert'in kolundan tuttuğum gibi dış kapının dışına attım.
"Hayırdır!?."
"Ben birde kıza tek anlatayım bakalım anlamış mı sen bir hava al hadi koçum."
Mert'in birşey demesine fırsat vermeden salona geri döndüm. Esmer sağolsun beni hiç yormadan hikayeyi tekrar anlatmam için bekliyordu.
Görsel olarak(!) İşte hayat, işte huzur. En güzeli bekarlıktı benim için ve öylede olacaktı.
Selam millet.
Asrın evlenmiyorum diyor peki ya siz ne diyorsunuz?
Plan hakkında fikri olan var mı bakalım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALONCUKLAR (TAMAMLANDI)
HumorFuat bey dedemle muhabbet ediyor daha önce nerede çalıştığıyla ilgili sorular soruyordu. "En son istiklalde çalıştım Fuat Bey din görevinden emekli oluncada buraya taşındık." "Papaz mısınız?" Asrın'ın sorusuyla kahve dedemin boğazında kalmıştı. Sini...