Ebru'dan
Ameliyatdan bu yana tam 1.5 yıl geçmişti. Tahsin Abi ile nasıl tanıştıklarını anlatan Asrın'a öylece baka kalmıştım o gün. Hayata dair yeni bir sayfa açıp iyi kötü 1.5 yılı geride bırakmıştık. Tahsin Abi ve Aydan Abla ile o günden sonra daha sık görüşür olmuştuk, aile arasında bir araya gelindiğinde onlarıda çağırmış her zaman keyifli zamanlar geçirmiştik. Kızı hastanede yatarken işleri kötüye girmiş batma noktasına gelmişti bunu bizden saklamıştı ama bir şekilde öğrenip Asrın gizliden yardımcı olmuştu. Bunu öğrenince biraz kızsada "aile arasında bunların lafı olmaz Abi. Yoksa aileden görmüyor musun bizi" diyen Asrın belkide ilk defa böyle olgunca bir konuşma yapıp Tahsin Abi'yi susturmuştu.
Kapının tıkırdamasıyla üzerimi son kez kontrol edip kapıya ilerledim. Asrın eve girer girmez gözleriyle etrafı tarayıp ardından derin bir nefes çekip kaşlarını hayretle kaldırdı. Alışmıştım artık buna yemeğin kokusundan ne yaptığımı tahmin edip bildiği zamanlar kendini Gurme ilan ediyordu. Arkasını dönüp beni gördüğünde ise şaşkın ses tonu gülümsememe sebep oldu.
"Ebru!"
"Efendim kocacığım."
Gözlerindeki şaşkın ifade silinip yerine haylaz alaylı bakışlara bıraktı.
"Senin kocacığım diyen ağzını yerim."
Ardından kırptığı gözüyle alt dudağımı ısırıp kafamı iki yana salladım.
"Sen acıktın sanırım ama menüde ben yokum sarmayla idare ediceksin."
"Ebru sarması yesem ben olmaz mı?"
"Asrııın. Sofrayı bahçeye hazırladım hadi gel."
Yanına ilerleyip elini tuttum ve bahçeye doğru ilerledik. Bahçeye çıktığımızda Asrın beğeniyle masayı süzdükten sonra bana dönüp elini yanağıma koydu.
"Misafir gelmeyecekse özel bir şey mi kutluyoruz. Eğer öyleyse banada söylesemeye ne dersiniz küçük hanım."
Elimi aynı onun gibi yanağına koydum ve dudaklarına fısıldadım.
"Yemekten sonra öğreneceksin biraz sabır."
Dudağına masum bir öpücük kondurduktan sonra yerime geçtim tam oturmak üzereyken.
"Matmazel, buyrun."
Asrın sandalyemi çekip sonrasında saçlarıma öpücük kondurup karşıma oturdu.
"Ee anlat bakalım nasıldı bugün."
"Her zamanki gibi işte. Yabancı turistler ağırlıkta bu ara, heleki çocukları saymıyorum bile hepsi çakinin insana benzeyen hali."
Söylediğine kaşlarımı çattım.
"Sen ne zamandır çocuklar hakkında böyle düşünüyorsun?"
"Iki gün önce muazzam bir hava vardı, güneşli ama rüzgar esintisi olan bir hava, elimde olan çalışan dosyası ile yürürken bir anda yüzüme gelen top ve karşımda bana sırıtan adının Marc olduğunu öğrendiğim veletten sonra."
Kaşlarımı kaldırıp gülmeye başladım.
"Sen hani kapıya çarpmıştın."
"Ne deseydim çakinin kankisi topu suratıma gol attı mı. Bak dayanamadım yine söyledim. Hayatta yaptığımız en iyi şey çocuk olayını ertelemek oldu, bence akıl küpüyüz biz akıl."
Söylediğine yalancı bir gülümseme ile cevap verdim.
"Haklısın çok akıllıyız hatta fışkırıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALONCUKLAR (TAMAMLANDI)
HumorFuat bey dedemle muhabbet ediyor daha önce nerede çalıştığıyla ilgili sorular soruyordu. "En son istiklalde çalıştım Fuat Bey din görevinden emekli oluncada buraya taşındık." "Papaz mısınız?" Asrın'ın sorusuyla kahve dedemin boğazında kalmıştı. Sini...