30. Yıkılış

300 25 14
                                    

Etrafa hayranlıkla bakıyorum. Güzel çok çok çok güzel, rengarenk ışıklandırma açık hava denize yakın bir masa ve davetliler! Sanırım bir düğün evet evet düğün, her zaman hayalini kurduğum şekilde dizayn edilmiş masalar mumlar balonlar. Benim düğünüm mü yoksa! Üzerime bakınca benim olmadığını anlıyorum siyah basit bir elbise giyinmişim. Herkes renk renk giyinmişken bu giydiğim elbiseye anlam veremiyorum. Utanıyorum bile denebilir, beni süzüp aralarında fısır fısır konuşan insanları görünce burdan gitnek için arkamı dönüyorum. Asrın, Fulya, evleniyorlar(!) Etrafıma bakınca insanların alkışladığını görüyorum. Fuat babam kafasını başka yöne çevirmiş, kayınvalidem destek olmak için kolunu sıvazlıyor. Babaannem ise dolu dolu gözlerle izliyor olanları.

"Siz Asrın Soydan.."

Arkamı panikle dönüyorum, nikah kıyılıyor ne olacağını düşünmeden masaya ilerliyorum.

"Durun."

Bu çığlık benden mi çıktı diye bir an sersemlesemde devam ediyorum yoluma. Asrının yanına geçip gözlerine bakıyorum.

"Biz evliyiz zaten!"

"Artık değiliz."

"Ben seni seviyorum. Ben seni çok seviyorum. Yapma."

"Sen benden kaçtın, her zaman kaçtın."

"Korktum. Affet beni ne olur affet."

Asrın'a yaklaşıp elimi yanağına yerleştirdim, gözlerimden yaşlar akarken o, dolu dolu gözleriyle bana bakıyordu.

"Asrın benim, anladın mı benim."

Asrın'dan ayrılmamla  boğazımı sıkan ellerin sahibine baktım.

Fulya (!)

"Kimse Asrın'ı elimden alamaz anladın mı kimse."

Nefesim artık tükenmeye başlamıştı işin garip yanı Asrın şok olmuş şekilde sadece olanları izliyordu.


Asrın'dan

Ebru'ya istemeden sert çıkışmıştım, güzel bir günü b.k etmiştim malesef. Yatak odasına çıkmış uyuma numarası yapmıştım. Ben yanıma gelmesini beklerken o gitmişti. Yataktan kalkıp camı açtım. Havanın soğukluğu işlemiyordu bana, yanımdaki yokluğu daha fazla üşütüyordu. Gece yarısını geçerken aşağı inip kanepede yatan Ebru'yu izlemeye başladım uzaktan. Aşk beklemediğim anda gelmiş, iyikide gelmişti.

Yüzünün şekli değişmiş nefesi düzensizleşmeye başladı. Birden korkuyla dürttümeye başladım. Ilk başlarda tepki vermesede sonrasında nemli gözlerle bana bakmaya başladı.

"Çan.çanta."

Etrafa göz atıp kanepede olan çantayı Ebru'ya uzattım. Açmaya çalıştığını anlayınca elinden alıp ne varsa kucağına döktüm. Şişeyi alıp ağzına sokarak fıslatmaya başladı. Astım hastalarının kullandığı şeye benziyordu, asıl dikkatimi kucağındaki ilaç kutuları çeksede sonraya erteleyip Ebru'nun yanına oturup sarıldım ona. Hiç itirazsız bana sarılıp kafasını boynuma gömdü sessizliği bozup konuşmaya başladım.

"Özür dilerim. Aslında seni kırmak istemedim."

"Ama kırdın."

"Haklısın, gerçekten öküzüm galiba?"

Gülümseme sesi gelince biraz olsun kendine geldiğini anladım. Ayaklanıp Ebru'yu kucağıma aldığım gibi merdivenlere yöneldim.

"Asrın bırak, ben burda yatıcam. Küsüm sana ben."

BALONCUKLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin