Merhaba eğer bu bölüme geçmişseniz. İkinci kitaptır. Çünkü burada kurgu ve konu değişti, Sara’da değişti. Özel olarak başka bir kitap yazmayacağım. MERHABA ÖĞRETMENİM’E buradan devam edeceğim. Bölümlerin bundan sonrası düzenlenmeyecek... 😊
Ama ilk bölümler düzenlenecek. İkinci kitabımız olan bundan sonra ki bölümler daha özenle yazıldı. Hepinizi bolca seviyorum. Bunu okuyorsanız...
Lafı fazla uzatmadan konuya geçelim.. 😊
57.Bölüm/I.Part: Sahra
Hayatındaki en zor günleri geçiriyordu Sara. Bu olayın üzerinden üç ay geçmesine rağmen kendini bir türlü toparlayamamıştı
Sabahlara kadar sayıklayıp yastığa sarılıp günlerce hiç durmaksızın ağlıyordu. Çünkü bildiği tüm doğrular yanlış inkar ettiği yanlışlar ise doğru çıkmıştı.Gerçekleri öğrenmek Sara için sadece yıkım olmuştu, dışarı bile çıkamazken gelen haberlere ister istemez kulak kabartıyordu. Yaşanan her şeyin koca bir şakadan ibaret olur derken gelen haberler düşüncelerini boşa çıkarıyordu. Şaka değildi yaşananlar inkar edilecek korkunç bir gerçekti. Bunu kabullenmek istemiyordu. Ruh halindeki bu değişim sağlığına da yansımıştı. Günden güne sağlığı da daha çok bozulmuştu. Üzerine zorla giydirilen pijamalar bile belinden düşüyor, giydiği hırkalarda odanın içi ne kadar sıcak olursa olsun ısıtmıyordu. Beslenmesinde de sorun vardı, belki ondandı. Yemeği bile yemiyordu. Sağlığının yanında bozulan akıl sağlığını da kaybetmesi an meselesiydi.
Gözlerinin altındaki morluklar daha da belirginleşmişti, ağızının kuruluğu daha da artmıştı yutkunurken gırtlağı yanıyordu. Ekşimsi bir tat vardı yemek borusunda. Ölmek istiyordu ama onu bile yapamıyordu.Semih’e inandığı her gün için kendine kızıyordu fakat bir sonuç yine yalnızlıktan ibaret oluyordu. Beklenen ziyaretlerde her kapıyı Semih açar umuduyla düşünürken her zaman farklı kişiler geliyordu. Yine hayal kırıklığına uğruyor ve pes ediyordu. Yaşanan o günler de ki anılar sadece o günlerde kalmış birer anıydı artık. Kabullenmese de gerçeği sonuç buydu.
Elini hareket ettirse bileği yerinden kopacak gibi sızlıyordu. Banyoya bile o kadar fazla girmiyor sadece yatakta boş boş oturuyordu. Boş olan odada gezmek bile Sara’yı yoruyor ve kendi kendine söyleniyordu. Bembeyaz oda da kirli bir beden gibi hissediyordu kendini. Onlar yapmıştı ama Sara tüm suçu kendine yüklüyordu.
İlk zamanlarda ki düşünceleri Semih’i koruma çabaları artık boşuna gitmişti. Gelip özür dilese de kabul edecekti ama Semih, Sara’yı düşünmüyordu. Sara bu düşüncelerini zamanla geçmişe gömmeye başlamıştı. Semih, o günden sonra gelip her hangi bir açıklama bile yapmamıştı. Sara belki de bulunduğu durumda, uçurumun kenarına oturmuş kurtarılmayı bekliyordu. Şiddetli bir rüzgar çıksa Sara oradan kurtarılmayı beklemeden atlardı. Bir umut sadece ufacık bir umut. İlk zamanlar ne kadar zorlayıcı geçmişti bir nebze de olsun acısı hafiflemişti, ya da kendini kandırıyordu. Günden güne daha çok kapanıyordu içine.
Yine gece nöbetleri başlamıştı Sara icin gün boyu uykusuz kalıp gece bir saat gözleri acıyla kapanırken aniden dalıyordu. Sonu iyi bitmeyen bu uyku Sara’yı daha da çok yıpratıyordu. Her gün aynı kabus tekrarlatıyordu kendini. Bilinçaltına yerleşen olay Sara’nın düşüncelerine hakim olduğu için gece yatınca bile o yatakta bastığı anı görüyordu. Semih’in her anını sorguluyordu.
Bu dünyada iyiliğini düşünen herkes Sara’yı dibe batırmıştı. Bıraktıkları etki kendinden geçiriyordu. Şu durumu onlara borçluydu ve artık toparlanamayacak kadar çaresizdi.
Bu aralar kusma nöbetleri de başlamıştı, önüne konulan yemekleri görünce bile aniden midesini bulanıyor ve odadaki lavabodan uzun bir süre çıkmıyordu. Bu hastalık belirtisiydi Sara için yemediği her yemekte daha da zayıf düşüyor ve ölüme bir kaç adım yaklaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhaba Ögretmenim (Tamamlandı. )
Narrativa generale"Kaybedecek bir aydınlığın yoksa karanlıktan korkmazsın..." dedi kadın sonrasında ise adama sıkıca sarıldı. Onunla nefes almak bile kadına bir ömür sürerdi.