"Uyanın artık! Buraya geldiğimden beri ses tellerim normalinden fazla titreşiyor!"
Gözlerimi hafifçe aralayıp güneş ışığına alışmaya çalıştım. Dün gece, okul çıkışı onunla nereye gideceğimizi düşünmekten gözüme uyku girmemişti. Gerçekten beni nereye götürecekti?
Kapımın hızla açılmasıyla gözlerimi kapatıp uyuyor numarası yaptım.
"Uyanık olduğunu biliyorum. Bu cırtlak sesime rağmen uykuda olman anormal bir hareket olurdu."
"Ben zaten anormalim." Gözlerimi sıkı sıkıya kapatıp kendimi anında ele verişimi tebrik ettim. Üzerimdeki yorganı ayaklarımla yere düşürüp Öykü'ye baktım.
"Sabah sabah derdin ne?" Ağzı kulaklarında bir şekilde yatağın ucuna oturdu.
"Zenginlerin okulunda ilk günüm daha ne olsun. Gerçekten de okul çıkışı arabalarına binip alışveriş merkezlerinin altını üstünü getiriyorlar mı? Bunu yapmak için sabırsızlanıyorum!"
"Imm dur bir saniye atladığın bir yer var. Bunu yapman için ihtiyacın olanlar ne biliyor musun? Son model araba ve zenginlik." Öykü gözlerini devirip dolabımı karıştırmaya başladı.
"Burada kaldığım sürece bende zenginim. Ve arabamı soran olursa da... ehliyetim yok derim. Bu kadar basit."
Kendi kendime gülüp suratımı aniden düşürdüm. Yorganı yere attığım için pişman olmuştum çünkü üşümüştüm.
"Siyahtan başka renk bilmez misin?"
"Siyahı seviyorum."
Yatağımdan kalkıp bir süre kendime gelmek için bekledim. Komidinin üzerinde duran telefonumu alıp gelen birkaç bildirimi inceledim.
"Yedek formanı alıyorum. Bunu söylediğimi sakın ona söyleme ama İdil kilo mu almış?" Pis pis gülüp ayağa kalktım.
"Imm. Tabii ki de söylemem çünkü kendin çoktan söyledin."
Öykü elindeki gömleği biraz daha sıkarsa o uzun tırnaklarıyla gömleğin delinmesi an meselesiydi. Zorlukla yutkunduktan sonra dudaklarını yavaşça araladı.
"Arkamda değil mi?" Başımı onaylar bir şekilde aşağı yukarı salladıktan sonra hızlı hareketlerle banyoya girdim.
Birazdan kopacak olan kıyamete şahitlik etmek istemiyordum.
Duşa girip girmemek arasında kalsam da bu soğukta gözüm yememişti. Gerçekten bugün hava ayrı bir soğuktu.
Aynada kendime bakarken bir şey dikkatimi çekmişti. Aynaya iyice yaklaşıp yakından baktım. Dudağımın kenarı hafif zedelenmişti. Dünkü maçta olmuş olmalıydı. Neyse ki çok fazla belli olmuyordu. Her hafta okula dudağım patlak bir şekilde gittiğim için meraklı birkaç kişinin dikkatlerini büyük ölçüde üzerime çekiyordum.
Kuş yuvasına dönen topuzumu açıp saçlarımı sağa sola savurdum. İstediğimi alamayınca bu hareketi tekrarladım ama yine istediğimi alamamıştım. Omzuma dökülen saçlarımın bir kısmını avuçlayıp burnuma yaklaştırdım. Saçlarım yeteri kadar şampuan kokmuyordu. Sırf bunun için banyo yapacaktım. Şampuanımı ve kokusunu seviyordum.
⚫
Öykü'ye sinirli bir bakış atıp yola bakmaya devam ettim. Sabah ki konuşmadan dolayı arabamın anahtarlarını onun sakladığına emindim.
"Günahımı alıyorsun. Neden senin arabanın anahtarlarını saklıyım ki? Bunu yapmam için bana bir sebep söyle."
"Eğer canın sıkıldıysa bir şeyler yapmak için sebeplere ihtiyacın yok!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET
Teen FictionBenim onu bulmam bir başlangıç, onun beni bulması ise bir sondu. Başlangıcım ile sonum birbirine çok yakındı. Biri yaşama diğeri ölüme çağırıyordu. Biri elimi tutarken diğeri çelme takıyordu. Ben ise hep o kısa olan yaşamla ölüm arasında ki ince çiz...