8.bölüm:''Yardım et...''

1.2K 91 19
                                    

"Allah aşkına gece gece çalı çırpımı aramaya gideceksin? Kurtlar yiyecek seni göreceksin." Diye öfkeyle söylendim. Ali hala ağaçtan iniyordu. Ben gözlerimi devirdim. Ali yere varınca bana döndü.

"Gidiyorum ben. Hakkını helal et." Dediği an kocaman kahkaha attım.

"Off bende gelcem." Dediğimde Ali göz devirdi.

"Gelme sen. Kal orada. Şanssızlığın yetmiyormuş gibi..." dediğinde ofladım.

"Atlıyorum. Tut beni." Dediğimde itiraz etmesine kalmadan üzerine atladım. Beraber yere yığılmıştık. Ben onun üzerindeydim ve yüzlerimiz çok yakındı.

"Selin mal mısın?" Diye öfkeyle soluyan Aliye aptal aptal baktım. Yüzlerimiz hala yakındı.

Beni düşüncelerimden sıyıran şey hunharca Ali tarafından onun üzerinden atılmam oldu.

Yer ile çok sert bir şekilde buluşan popom acımıştı. Bunun bedelini ödeyecekti.

"Barborosoğlu!" Diye tısladım üzerini sirkeledikten sonra arkasını dönüp umursamazca yürüyen Yakışıklıya.

***

"Ali beni bekle dedim sana!" Diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Bir süre sonra bıkkınlıkla bana döndükten sonra işaret parmağımı havaya kaldırıp tehdit edercesine salladım.

"Bana bak. Ben Selin Erezim! Ayağını denk al!" Dedim.

"Acıdı mı?" Diye soran Aliye anlamamışçasına baktıktan sonra o sürdürdü.

"Off! Popon acıdı mı!?" Dediği an öfkeyle kaşlarımı çattım.

"Terbiyesiz!" Diyerek omuzlarına vurmaya başladım sırayla. Vurdum... vurdum... vurdum... Daha sonra benim bile anlayamadığım bir şekilde ağlamaya başladım.

Ali, anlamamışçasına sert bir ifadeyle bana bakıyordu. Daha sonra yüzündeki ifadenin yumuşadığını gördüm.

"Niye ağlıyorsun kızım ne yaptım ben sana?" Diye yumuşak bir ses tınısıyla sorduğunda yaşlı gözlerimi ona diktim.

"Bilmiyorum..." dediğimde kocaman kahkaha attı. Daha sonra içimi ısıtacak derece de kocaman sarıldı bana. Bende kollarımı kaslı bedenine sararak karşılık verdim.

"Acı çeken küçük kız çocuğunun senelerdir içinde tuttuğu göz yaşları bunlar..."

O küçük kızı Ali mi çıkarmıştı ortaya?

Bu cümlesinden sonra ona sarılmam iyice sıkılaştı. Bir süre sonra bir yerden selektör yaptılar. Biz şaşkınca etrafımıza bakınırken bir araba önümüzde durdu ve içinden Enes ve Gökdeniz indi. Biz şaşkınlıkla onlara bakıyorduk.

Daha sonra Ben koşarak Enes ve Gökdenize sarıldım.

"Ay bi an yemeklik olacağız sandım!" Diye gülerek söylendim Aliye bakarak. Alinin de yüzün de bir gülümseme vardı. Ama kurtarıldığımızdan pek hoşnut değildi sanırım. Ama ben takmayarak ve yine Ali ile kendimi şaşırtarak Alinin elinden tuttum ve arabaya sürükledim.

***

"Kahve al bana." Diye emir verdim önümde oturan ve ismini cismini bilmediğim kıza. Kız hiç itiraz etmeden sıraya doğru ilerledi.

"Alaz. Seni affetmedim." Diye bıkkın bir şekilde Alaz'a döndüm.

Ve evet... Alinin hırkası şuan üzerimdeydi... Kokusu buram buram burnuma geliyordu... Huzurla doluyordum...

Aliye anlayamadığım bir biçimde merhamet duygusu besliyordum.  Ve evet.  Ondan hoşlanıyordum.  Ama bunu istemiyordum ve vazgeçmek için her şeyi yapardım...

HEPİNİZ HASTASINIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin