HEPİNİZ HASTASINIZ

41:ÖZEL BÖLÜM

BÖLÜM ŞARKISI:Wafia- Heartburn 💫 (kendisi muazzam bir şarkı..)

Hellllloooo 🍭🍭🍭

Öncelikle; Bölümü özellikle elifyoruks 'e ve daha sonra herkese ithaf ediyorum 😻😻

Şimdi gelelim asıl konuya, bölüm o kadar fazla cinsel içerikli oldu mu bilmiyorum ama yine de rahatsız olan varsa şimdiden çıkabilir 😂😂

Eee günlerdir, özel bölüm, özel bölüm diye tutturdunuz. Ayrı bölüm yap dediniz... Kırmadım veee özel mi özel, ayıp mı ayıp, haram mı haram, cenabet mi cenabet aleğsüwüdpdğ bölüm ile karşınızdayım 😂😂

Bu bölüme rekor yıldız sayısı bekliyorum haberiniz olsun yani 😊😊

...Yutkundum ve zor da olsa tıkanmış sesimi bulup konuştum, "Hazırım ben, Ali."

Kaşları düz bir hale gelirken duruşunu dikleştirdi, "N-neye?"

"Sana."

Cümlemi duyduğu an gözleri parlayan Ali'nin, dudaklarıma kaydı bakışları. Kalbimin git gide hızlandığı, nefes alışverişlerimi kontrol etmekte zorlandığım dakikalardaydım. Kontrol edemiyordum, orası ayrıydı da...

Beklediğim bir şekilde dudaklarıma sertçe kapandığı an ellerimi yakasına yerleştirip, onu kendime daha da bastırdım. Çok yoğun duygular içerisindeydim ve bu beni fazlasıyla ateşe sürüklüyordu zaten. Bedeninin her zerresi adeta bir kıvılcımken, benim bedenimin her zerresi ona karışıyordu.

Ali, dudaklarımı öperken ellerini belime getirdi ve ayaklarımı yerden keserek beni masaya oturttu. Hemen aralanmış bacaklarımın arasına yerleştikten sonra ellerini belimden deri ceketimin yakasına doğru sürükledi. O sırada nefes almak için de dudaklarını dudaklarımdan ayırdı.

Nefes nefese kalmış bir şekilde gözlerime bakarken alnını alnıma dayadı ve çok geçmeden yavaşça deri montumu üzerimden çıkardı. Sağ elini sol omzuma getirdikten sonra parmak uçlarını çıplak tenimden, elime kadar sürükledi. Masanın iki yanına sabitlenen ellerimden sol elimi de tuttuktan sonra yüzünü yüzüme yaklaştırarak dudağımın kenarına sulu bir öpücük kondurdu. Öpücükleri oradan boynuma doğru kayıp, eli kalçamı okşarken ben sadece başımı geriye doğru atıp gözlerimi kapatmakla yetiniyordum. Ha birde saçlarını çekiştiren sağ elim vardı...

Öpüşünün alevlendiği ve isteklendiği saniyelerde, Ali'nin çalan telefonu ile beraber gözlerimi yavaşça araladım, göz devirmeyide unutmadım tabii. Hep böyle anlarda ya yangın çıkıyordu, ya telefon çalıyordu ya da Orkun ile Elya geri zekalıları bizi basıyordu. İçimden 'şu boktan telefon çalmasaydı şaşardım' diye geçirdikten sonra Ali'nin telefona bakmasını bekledim. O ise bıkkınlıkla nefesini verdikten sonra yüzünü boynumdan yavaşça uzaklaştırdı ve cebinden telefonunu çıkardı.

Ben telefonu açmasını beklerken, o telefonu tamamen kapatınca kaşlarımı hafifçe çattım, "Açmayacak mısın? " Diye sorduğumda 'boş ver' anlamında elini havada sallayıp telefonu masaya bıraktı ve bana dönüp gülümsedi, "Şu an önemli değil."

"Kimmiş?"

"Teyzem."

Suratım düşerken bakışlarımı yere indirdim, "Açsaydın, belki önemli bir şey söyleyecekti." Diye mırıldandığımda 'cık' ladı ve yine elini iki yanımda sabitledikten sonra yüzünü yüzüme yaklaştırdı, "Şu an önemli değil dedim ya."