BÖLÜM ŞARKISI; Gökhan Türkmen- Öyle Güzel KiBölümü dlaogz a ithaf ettim gitti ağağapsp
Yaa bölümü ithaf edeceğim kişiyi seçerken zorlandım. Hatta baya baya zorlandım. O yüzden o satıra ilk yorum yapan kişiye ithaf ettim ajakaoep Umarım darılmaz diğerleri bir daha ki bölümleri de diğerlerine ithaf ederim 😂💫😍
Gece gelen bölümleri severiziziz demistim hadi gidin okuyun şimdi :afdsfd
***
Elimde büyük bir bavul, önümde ondan kat kat daha büyük bir uçak, yanımda sevdiğim adam, Ali Barbarosoğlu.
Giydiğim 'uzun' eteği çekiştirdim ve tedirginlikle alt dudağımı dişledim, "Şimdi bu bulutların üzerine mi çıkacak?" Diye titreyen sesimle sordum. Yüksekten çok fena korkuyordum ve uçaklarda yüksekten uçtuğuna göre, uçaklardan da korkuyordum. Yüksekten giden her şeyden korkuyorum ben işte!
"Aynen." Dedi Ali gözündeki gözlüğü düzeltip cebinden biletleri çıkartırken. Bense korkudan tırtır titremekle beraber uçağı endişeyle süzüyordum. Bir film izlemiştim, sorunsuz bir uçak güzel güzel giderken bir anda arızalanıyor ve düşüyordu. Ya şimdi de öyle olursa? Ya uçak düşerse veya türbülansa girerse?
Düşüncelerimden Ali'nin sesiyle sıyrılırken bakışlarımı ona çevirdim,
"Selin hadi? Neden Bülent Ersoy'un makyajsız halini görmüş gibi bakıyorsun uçağa?"
Cümlesiyle gülecek gibi olsam da aklıma, birazdan kilometrelerce yükseğe çıkacağım geldiğinden gülememiştim.
Saniyeler sonra Ali'nin bana uzatılan elini fark ettiğimde dudaklarımı büzüp elini tuttum. Anında beni uçağa doğru çekiştirdiğinde karamsarca gözlerimi kırpıştırdım. Gitse miydim acaba... Fazlasıyla tırsıyordum...
Sonunda gitmemekte karar kılıp olduğum yerde durduğumda Ali bana döndü kaşları çatık, omuz silktim, "Ali gitmesek mi acaba?"
"Yani, bu kararı vermek sence de biraz geç olmadı mı Selin?"
Omuz silktim ve hemen elimi elinden kurtarmaya çalıştım. Fakat bir türlü elimi bırakmazken kaşları yavaş yavaş eski halini aldı ve dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. Yüz ifadesi beni ezikler gibiydi. Kaşlarımı çattım hafifçe.
"Yoksa sen uçaktan da mı korkuyorsun?" Diyen Aliye göz devirdim ve bakışlarımı uçağa çevirdim. Gayet rahat gözükmeye çalışsamda, gayet tırsaktım...
"Yok korkmuyorum mavicim. Ama hani bu çok yükseğe çıkıyor ya? O yüzde-"
Cümlemin bitmesini beklemeksizin elinde olan elimden sertçe çekti bedenimi kendisine doğru. Ben dengemi kaybedip kollarımı bedenine sardığımda gayet yakın olmuştuk zaten. Nefeslerimiz bile birbirine karışırken gözlerimi kırpıştırıp dudaklarına indirdim bakışlarımı. Bu hareketi bile saniyeler içerisinde tüm korkumu süpürmüştü.
"Ben sana lunaparkta bir şey demiştim hatırladın mı?" Diye fısıltı halinde konuşurken yüzündeki o alaycı, ama güvenilir tebessümünü eksik etmemişti. Çarpık bir gülümseme ekledim yüzüme bende.
"Hiç unutmadım." Dedim bende. Gülümsedi, "Ben yanındayken, sana bir şey olmaz." Diye tekrar etti o gün söylediği kelimeleri. Güldüm ve alt dudağımı dişledim.
"Hadi gel gidelim."diye konuştuktan sonra hemen omuzlarının üzerindeki sağ elimi kaptı ve uçağa doğru yürümeye başladı.
Çok kısa sürede uçağa binip yerleştiğimizde, içimde hala ufaktan korku vardı. Uçağa şimdiye dek hiç binmemiştim ve korkmam normal diye düşünüyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEPİNİZ HASTASINIZ
Fiksi Penggemar© Tüm Hakları Saklıdır. ⭐️ Ben hep mantığımla hareket etmiştim. Çünkü hiç bir zaman kalbimi dinlememiştim. Bir işlevi yoktu çünkü kalbimin. Kan pompalamaktan ve beni ayakta tutmaktan başka bir işlevi yoktu; Ta ki o geceye kadar, Aliyi ilk kez öptüğ...