10.bölüm:''Senin Yüzünden...''

1.2K 74 15
                                    

Bedenlerimizi yavaşça ayırırken gözlerine baktım.

"Gitmeyeceksin. " dedim net bir ses ile.  Nereye gidiyorsun diye sormayacaktım. Dudaklarına yapışmayacaktım. Çünkü bir kez daha gururumu bile bile kıramazdım.

" Çok geç. " diyen Ali doldurdu kulaklarımı.  Ben onun gözlerine inanamayarak bakarken, o bana boş boş bakıyordu.

" Sen bana aitsin ve benim sözümden dışarı çıkamassın. " dediğimde dişlerini sıktığını gördüm.  Çene kemiklerinden belli oluyordu.

" Ben sana ait değilim. " dedi öfkeyle soluyarak. Ben daha fazla uzatmak istemedim ve aklımdan geçen ilk şeyi söyledim.

" Alazı sevmiyorum.  Eğer hastahane odasında olanlar için böyle yapıyorsan sırf seni kıskan-" diye başladığım cümlemi yarıda kesti.

"Sen niye kendini bu kadar önemsiyorsun? " dedi.  Dudaklarım şaşkınlıktan aralanmış,  gözlerim kısılmıştı.

" Benim için o kadar değerli değilsin dedim sana.  Üzülmeni istemediğim için yüzüne vurmuyorum. Lütfen... Lütfen bu kadar yüzsüz olma! " dediğinde şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim. Gözlerim dolmuştu fakat bir damla yaş akıtmamak için savaşa girdim.

''Ama-'' büyük hayal kırıklığı ile başladığım cümlemi yine yarıda kesti,

''Benim için önemin yok dedim sana. Sana Alas ile mutluluklar.'' dedi ve bavulunu kaptığı gibi gitti.

Gururum kırılmıştı yine... 

Kal diyemedim... Git diyemedim...

Çünkü ona karşı tarifsiz bir şeyler hissettiğimi biliyordum artık...

***

Deftere karaladığım yazıyı asla farketmiyorken Enesin defteri önümden çekip almasıyla neye uğradığımı şaşırdım.

Cidden ben oraya ne karalamıştım?

Enes gözlerini kocaman açıp imalı bakışlarını bana çevirdi.

"Birileri aşık mı oluyor! " dediğinde oraya ne karaladığımı iyice merak eder olmuştum. Bakışlarım bir anlığına gökdenize kaydığında sırasına başını koymuş uyuyor numarası yapıyordu.

Enes bir süre sonra defteri bana vermeden yazıyı gösterince şaşkınlıkla gözlerim faltaşı gibi açıldı.

Mavi... Yazıyordu.  Ne ara bunu yazmıştım da ne ara onu düşünmüştüm?

Bir anda Aliyi özlediğimi fark ettim.  Niye bilmiyorum. Kalbimin onun özlemiyle dolup taştığını fark ettim.

Bu düşüncelerimden Enesin muzip gülümsemeyle bağırması ile sıyrıldım.

''Mavi kim?'' dedi son kelimesini uzatarak. Daha sonra defteri bana uzattı. Kimsenin bana böyle davranma hakkı yoktu. Bu beni kırıyordu, kırmıştı da.

Ben gözlerimin hafif dolduğunu hissettim ve Enesin elinden defteri kaptığım gibi hızlı adımlarla odama çıktım.

Göz yaşlarıyla hızlıca kapımı kapattıktan sonra bir süre buğulu bakışlarla odayı süzdüm nefes nefese. Niye bu kadar ağlıyordum?

Kırıldığım için mi? Ali için mi?

Daha sonra elimin tersiyle sildim ve kaşlarımı çattım. Onun için ağlayacak değildim. Onu sevmiyordum. Hoşlanmıyordum....

Ama özlüyordum...

Hoşlanmadan nasıl özlenir bir insan? Sevmiyorken nasıl onun için özlemle dolup taşıyordu kalbin?

HEPİNİZ HASTASINIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin