14.bölüm:"Kız Eskortmuş."

1.3K 68 23
                                    

Multimedia;Selin Erez💥

Bu arada arkadaşlar oyuncuları ekledim eğer oraya bakıp karakterlere de bakarsanız kafanızda canlandırmanız daha kolay olur🌿

Bu arada Asel diye bir oyuncu var. O ilerleyen bölümlerde ortaya çıkacak. Sürpriz! Spoi istemeyin 😄☄

***

Olduğum yerde sabit kaldım bir süre. Ali ise siyah kapüşonun cebine soktu ellerini. Ve duruşunu dikleştirdi.

Ben gözlerimi kısarak uzaktan onu süzdükten bir süre sonra sonunda hareketlenip yanına bir kaç yamuk adımdan sonra varabildim. Daha sonra olabildiğince düzgün konuşmaya çalışarak tam karşısında durdum.

"Senin ne işin var burada be?" diye neredeyse bağırdım. Alinin ise gözlerini devirdiğini gördüm.

Sahaf caddesinde neredeyse hiç sokak lambası yoktu ve bizde şuan ay ve yıldızların yardımıyla aydınlanıyorduk. Onun hareketlerini net bir şekilde göremesem de, bir şekilde ne yaptığını tahmin ediyordum.

Ali, sinirle bir hırıltı çıkardı ve sokağın diğer tarafına çevirdi başını. Daha sonra tekrar bana baktı öfkeyle.

"Ne kullandın sen?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım. Ne yani, bana hesap mı soracaktı?

Bunun üzerine ben kocaman bir kahkaha attım ama kahkahanın sarsıntısıyla neredeyse yere düşüyordum. Ali, beni dengeleme zahmetinde bulunmaksızın kılını bile kıpırdatmadı. Bu, 2. kez onun kalpsizliğine tanık oluşumdu. Şerefsiz.

Zar zor dengemi bulduktan sonra öfke kıvılcımları saçan gözlerimi, onun çoktan laciverde dönüşen gözlerine diktim. Daha sonra sertçe omzundan ittirdim. O da bir anda gerilese de kısa sürede toparlandı.

"Sana hesap vermek zorunda değilim." diye yarım yamalak konuştum. Bir anda Alinin bu sefer sıcak değil, aksine soğuk eli kolumu sert bir şekilde buldu.

"O geri zekalı barmen çocuktan uyuşturucu mu aldın yoksa?" diye bağırarak sarstı bedenimi. Zaten ayakta zor duran bedenim, az kalsın yer ile buluşacaktı.

Kolumu ani bir hareketle sertçe çektim ve yine sertçe Aliyi ittirdim sarsılarak.

"Sana hesap vermek zorunda değilim dedim anlamıyor musun!? " diye bağırdığımda kaşları çatıldı. Duygusuz herifin tekine dönüşmüştü. Bir anda kötü bir adam olmuştu. Nasıl başarmıştı?

Ali, öfkeyle sakallarını sıvazladı ve hızla kapüşonunu başından çıkardı. Bana öfkeyle bakıyordu ve şuan asla ondan korkmuyordum. Aksine, bu kadar cesurca davranması hoşuma gidiyordu ve karşılıklı atışabiliyorduk.

"Sen niye buraya geldin ki? " diye öfkeyle sordu. Ben, buna çatık kaşlarımla yanıt verdim.

" Sa-na-ne! " diye tane tane söyledim.

" Bir tane de iti takmışsın peşine! " dediğinde bu benim sabrımı taşıran son damla oldu.

Aliyi aniden yeniden omzundan ittirince bu sefer iki adım geriledi.

" Sanane be! Sen ne zamandır benim hayatıma karışır oldun? Karışma bana defol git istemiyorum seni! "diye öfkeyle sahaf caddesinde eko yapacak biçimde bağırdım. Ali, çatılmış kaşlarını düz bir hale getirdi.

" Ne halin varsa gör. " dediğinde şaşkınlıkla dudaklarımı araladım. Bu kadar çabuk pes edeceğini düşünmemiştim.

Ben, omuz silkip arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Ama kısa süre sonra beynim iyice bulandığı için yere kapaklandım. Bu halime ancak gülünürdü, ve bende aynen kahkaha attım.

HEPİNİZ HASTASINIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin