24. Bölüm:"Kuruyorum ben.."

1.2K 68 25
                                    

MULTİ; ALİ ATAY- YALAN...


Gözlerimi faltaşı gibi açmış, bir önümde çöken Aliye, bir de parmakları arasında tuttuğu kocaman yüzük kutusuna bakıyordum.

Allahım ben ne diyecektim şimdi? Ona çok aşıktım fakat.. Evlilik çok erken değil miydi? 18 yaşındaydık henüz ve.. Of kafam çok karışıktı.

Ali boğazını yalandan temizleyince tüm bu daldığım düşüncelerimden çıkıp gözlerinin içi gülen Aliye baktım. Şimdi kalbini kırmamak için evet desem? Yarın gider nikah tarihi alır. Okulun bitmesine de az kaldı.

"Bu çok ani oldu.." diye mırıldandım gözlerimi ondan kaçırıp etrafta gezdirirken. Güldü. Ama bir şey demedi. Alt dudağımı ısırdım telaşla ve parmaklarımı birbirine kenetleyerek heyecandan bükmeye başladım.  Evet desem bir şey olmazdı değil mi? En fazla evlenirdik.. Off...

Ama şimdi Hayır dersem.. Çok üzülürdü. Çok kırıldı.. Biliyorum işte kırılırdı! Bir daha benim yüzüme bakmazdı! Gözlerimi gözlerine diktim ve gülümsedim. Evet dersem, oyalardım. Nikah tarihi falan almaya gitmezdi..

"Selin artık bir şey diyecek misin?" dedi alıngan ses tonuyla. "Evet.." diyerek çıkmaz bir sokağa giriş yapmış oldum..

Kocaman gülümsemeyle ayağa kalktı ve kutuyu kapatıp bana kocaman sarıldı. Anında ellerim bedenini sararken gözümden bir damla yaş düştü. Yanlış mı yapıyordum? 

Kokumu içine çekti ve beni daha çok kendisine bastırdı. Ben ise sadece iç çekmek ile yetindim. Suçluluk hissi duyuyordum ve bu beni öldürecek dereceye yakındı. Kalbimde bir ağırlık vardı ve bu beni yoruyordu. Ben ona aşıktım, tabii ki sonsuza kadar yanımdan gitmesini istemezdim ama 18 yaşımda evlenmek sizce de çok erken değil miydi?

Bedenini bedenimden ayırdı ve gözlerime baktı. Başımı avuçlarının içerisine alıp yanaklarımı okşadı. Bir süre öylece bakıştık. Suçluluk duygusu iyice üzerime çökerken bakışlarımı kaçırdım ve gözümden bir damla daha yaşın düşmesine izin verdim. Bir şey unutmuşçasına bir hırıltı çıkardı ve elindeki kutuyu tekrar açtı. Ben ise onun hareketlerini yorgunca izliyordum. Yol yakınken vaz mı geçseydim? 

İçindeki yüzüğü çıkardı ve gözlerini tekrar gözlerime çevirdim. "Elini verir misin?" dedi neredeyse fısıldayarak. Acı bir gülümsemeyle başımı yukarı aşağı salladım ve sağ elimi ona doğru uzattım. O gözlerini gözlerimden ayırmazken yüzündeki gülümsemeyi sildi ve bu kez bana aşk ile bakmaya başladı. Yüzük parmağıma yavaşça yüzüğü geçirdi gözlerime bakarken. Suçluluk duygusu yine beni esir alınca gözlerimi çimenlere çevirdim. Resmen onunla oynuyordum şuan... Vazgeçmeliydim..

"Ali," dedim telaşla ve elimi elleri arasında çekerken. Güldü ve gözlerini kırpıştırdı. "Efendim sevgilim?" dedi bilmezce. Gözümden bir yaş daha aktı. Ben onu bırakamazdım. Olmazdı..

"Yok bir şey.." deyip güldüm ve sarıldım. O anında ellerini bedenime sararken ben başımı daha çok boynuna gömdüm.Onun gitmesine göz yumacak değildim, zamanla unuturduk, geçerdi işte..

--

"Beni boş ver Elya, sende bir şeyler var ve bana anlatmıyorsun!" dedim bağırarak. "Her Orkun konusu açıldığında gözlerini kaçırıyorsun, söyle!" dedim üzerine yürüyüp onu koltuğun içine sindirirken. Dudağını ısırdı ve bakışlarını kaçırdı. "Yok bir şey Selin! Üsteleme işte!" dedi elleriyle oynarken. Sol kaşımı kaldırıp dibine çöktüm ve tam gözlerinin içine baktım. "Seni döverim Elya." dedim ciddiyetle. "Söyle." dedim ve bakışlarımı başka yöne çevirerek kollarımı göğsümde kavuşturdum ve söyleyeceğini dinlemeye başladım.

HEPİNİZ HASTASINIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin