Hayat,karşımıza ne çıkarır bilinmez.Bazen iyi şeylerle karşılaşırız, bazen de kötü.Ama bu bazen tatlı bir çilekli pasta,bazen tuzlu bir çorba, bazende eşki bir limon yemek gibi bir şey.Hepsinin kendine göre bir tadı var.Önemli olan bunları sindirebilmek.
Derya, erkenden kalkmış,parka spor yapmaya gelmişti.İstediği tek şey, Jun 'un iyi bir tekwandocu olduğunu kanıtlamaktı.Bunun için de elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu.Kim Jun 'da parka antremana gelmişti.Koşu yolunda koşmakta olan,Derya 'ya uzaktan bakıyordu.
Kim Jun :-Benim için, kendini yoruyorsun.Kuzenlerin için,kendini tehlikeye atıyorsun. Ne kadar iyi kalplisin!Benim iyi bir tekwandocu olduğumu kanıtlamak için, çabalıyorsun.Bunları düsünmemin nedeni sana aşık olmaya başlamam mı? Peki ya beni kurtaran kız? Ondan hoşlandığımı sanıyordum.Uff kafam öylesine karışık ki!Diye düşündü.O anda Derya, onu gördü ve el salladı.Kim Jun, yanına gitti.
Kim Jun :-Beni şaşırttın doğrusu.Sen ve sabah koşusu.Uykuyu bırakıp,nasıl kalktın yataktan?
Derya güldü :-Ustamın bana dediklerini yapıyorum.
Kim Jun :-Ustan ben mi oluyorum.Dedi gülümseyerek.
Derya :-Bana tekwandoyu öğreten sen olduğuna göre,ustam da sensin.Eee,ne yapıyoruz bu gün?Boşa zaman kaybetmeyelim.
Kim Jun :-Tamam.Bu gün sana yeni hareketler göstereceğim.Önce, sporumuzu bitirelim.
Kim Jun, Derya ile sabah sporunu yaptı önce.Sonra hareketler öğretip,Derya 'yı çalıştırmaya başladı.Ne yapıp ne yapmayacağını anlatıyor,tekwando hakkında bilgiler veriyordu.Derya ise dikkatlice onu dinliyordu.
Ayşe ve İnci, evde onlarla ilgili konuşuyorlardı.Yeni kalkmışlardı.
İnci :-Teyze, Derya nerede?
Melek :-Şu arkadaşı ile buluşup,tekwando çalışacakmış.Sonra da resim kulübüne gidecekmiş.Erkenden çıktı.
Ayşe :-Sende Derya da bir değişklik hissettin mi İnci? Dedi fısıldayarak.
İnci :-Acaba, Jun'dan hoşlanıyor olabilir mi?Baksana erkenden kalkmış.
Ayşe :-Şu, Jun 'un rakibi olan çocuğu yenmeyi çok istiyor.Sanırım erken kalkmasının sebebi o.
İnci :-Hem Jun'dan gizlenmeye çalışıyor,hem de ona yardım ediyor. Var bu kızda bir şeyler.
Ayşe :-Her zaman ki Derya işte.Belki de sadece yardım etmek istiyordur.
Kızlar ve erkekler okuldalardı.Ders arasıydı.Bahçede konuşuyorlardı.
Ayşe :-Tekwando eğitimin nasıl gidiyor?
Derya :-Çok iyi.
İnci :-Büyük dövüşe hazır mısın peki Kunta Kinte?
Derya:-Hazır olmaya çalışıyorum.Aslında çok korkuyorum.
Ayşe :-Jun için katıldın bu dövüşe değil mi?
Derya :-Evet.O zibidi onunla ilgili ileri geri konuşunca,tepem attı.
Ayşe :-Ne o,kıyamadın mı Jun 'cuğuna?
Derya :-Aslında kıyamadım.Yeo Jin Goo denen o çocuk,Jun 'un ayağı ile alay ederken,yüzünü görmeliydiniz.
İnci :-Derya, Jun 'a karşı bir şeyler hissetmiyorsun öyle değil mi?
Derya :-Yok canım siz de.Ama kızlar,size bir şey söyleyeceğim.Jun 'u ne zaman görsem,böyle kalbime bir ağrı giriyor.Acaba kalp hastası mıyım?
Ayşe ve İnci güldüler.
İnci :-Kalp hastası değilsin ama aşk hastasısın.Anlamadın mı Jun 'a aşık olmuşsun.
Derya :-Daha neler.Ben bir Koreli'ye aşık olacağım öyle mi?Hem de,o çekik göze.O kadar kavgadan sonra. Komik olmayın.
Ayşe:-Yine büyük konuşuyorsun.Bu sözlerini hatırlatırız sonra.
O anda Hyun, Jun ve JungMin yanlarına geldiler.Derya, kalbini tutmuştu birden.Ayşe ve İnci, ona gülüyorlardı.
Kim Hyun :-Kızlar,duydunuz mu?Bu hafta sonu bizim okulun gezi etkinliği varmış.Geliyorsunuz değil mi?
Derya :-Teyzemin izin vereceğini pek sanmıyorum.
İnci :-Ama gitmeyi isterdim doğrusu.
Ayşe :-Evet,bir tatil güzel olurdu.Biraz kafa dinlerdik.
Jung Min :-Siz yine de bir sorun.Belki teyzeniz izin verir.
Kim Hyun :-Senin tekwando çalışmaların nasıl gidiyor Derya?
Derya :-Çok iyi.Ustam sayesinde iyi dövüşmeyi öğreniyorum.
Kim Jun :-Kendisi iyi bir öğrenci olmasa,öğrenemezdi.Fazlasıyla azimli.
Diğerleri, birbirlerine bakıp güldüler. Kim Jun ve Derya 'nın birbirini övmeleri hoşlarına gitmişti.
O anda Shin He, Hyun 'a bakarak oradan geçti. Hyun ise hemen kolunu Ayşe 'nin omuzuna attı.Diğerleri, şaşırmışlardı.
Ayşe:-Ne yapıyorsun? Sende iyice alıştın bu duruma.
Kim Hyun :-Çaktırma Shin He, buradan geçti.
İnci :-Sen de hiç bir fırsatı kaçırmıyorsun.
Ayşe, Hyun 'un kolunu çekti :-Tamam, yeter. Bu kız sevgili olduğumuza daha inanmadı mı?
Kim Hyun :-Hâlâ beni izlediğine göre inanmamış.
İnci :-Haydi artık. Sınıfa gidelim.Ders başlamak üzere.
Ayşe :-Bence de gidelim artık.
Jung Min :-İnci, okuldan sonra kütüphaneye gidelim mi?Yeni kitaplar geldiğini duydum.
İnci gülümsedi :-Tamam, gidelim.
Kim Jun :-Derya, bizim de antremanımız var.
Derya :-Biliyorum. Orada olacağım.
Kim Hyun :-Ayşe 'ciğim,bizim de planımız var unutma.
Ayşe :-Unutmama izin vermiyorsun zaten.
Bu günlük okul sona ermişti.Kim Hyun ve Ayşe, dolaşmaya çıkmışlardı.
Ayşe :-Bu oyuna daha ne kadar devam edeceğiz?
Kim Hyun :-Shin He, benden vazgeçene kadar.
Ayşe :-Ne zaman vazgeçecek bu kız? Hergün böyle dolaşmaya mı çıkacağız?
Kim Hyun :-Ben halimden memnunum.Belki de iyi oynamıyoruzdur sevgili rolünü.
Ayşe :-Daha ne yapacağız?
Kim Hyun güldü.O anda Shin He'nin kendisini izlediğini fark etti.Hemen,Ayşe 'nin elini tuttu.
Kim Hyun :-Shin He, bizi izliyor.
Ayşe :-Bırakta şu kızla ben konuşayım.
Kim Hyun :-Sakın! Yürü benimle.
El ele yürüyorlardı.Ayşe yine utanmıştı. Önce eline baktı. Sonra da Hyun 'a.Küçük bir gülümseme belirdi yüzünde.
Kim Hyun:-Seni bir yere götüreceğim.
Ayşe :-Nereye?
Kim Hyun :-Çok seveceğin bir yere.Dedi ve gerçekten de seveceği bir yere getirdi onu.Luna parka.
Ayşe :-Bura da ne yapacağız?
Kim Hyun :-Eğleneceğiz!
Evet.Eğlenmek için,bütün luna park önlerine serilmişti.İkisi de bu andan itibaren çocuktular ve ço cukça eğlenmeye hazırdılar.Önce, dönme dolaba bindiler.Sanki bütün Kore ayaklarının altındaydı.Ayşe, hayretle etrafa bakıyordu.Daha sonra aynalara gittiler.İkisi de birbirlerine bakıp gülüyorlardı.Sonra çarpışan arabalara bindiler.Oradan da hız trenine.Sıra da korku treni vardı.Korku mağarasında o kadar korkmuşlardı ki,ikisi de birbirlerine sarılmış olarak çıktılar içeriden.Utanarak ayrıldılar birbirlerinden.
İnci ise kütüphaneye gelmişti. Jung Min 'i bir kızla konuşurken gördü.Bu konuşma biraz farklıydı sanki.İki sevgilinin konuşması gibiydi.İnci, Jung Min 'e yaklaştı biraz ama seslenemedi çünkü o an duydukları,şoka girmesine neden olmuştu.
:-Jung Min, lütfen bu gün oraya gidelim.Ne zamandır gitmiyoruz.
Jung Min :-Gitmediğimizi bende biliyorum.Ama bu gün,birini bekliyorum.
:-Beni kıracak mısın? Seninle birlikte zaman geçirmeyi çok seviyorum.
Jung Min :-Ben de seninle vakit geçirmeyi seviyorum.Hele de beraber,sürekli gittiğimiz,o yerde ama beni anla.Söz verdim.
İnci, kulaklarına inanamıyordu."Yoksa o kız ile aralarında bir şey mi var?Buluşup bir yere gitmeler filan.Kesin var."Diye düşündü kıskançlıkla.
:-Ben seni çok seviyorun Jung Min. Oraya seninle gitmek istiyorum.
Jung Min gülümsedi :-Çok tatlısın. Ben de seni çok seviyorum. Söz, bir başka gün seninle gideceğim.
İnci dayanamadı ve hemen atıldı:-Yok, yok.Şimdi gidin.Dedi kızarak.
Jung Min, arkasını döndü :-İnci! Dedi şaşırmıştı.
İnci, arkasını dönmüş gidiyordu ki Jung Min, kolundan tuttu.
Jung Min :-İnci, ne oldu şimdi?
İnci :-Kız arkadaşınla nereye gitmek istiyorsan,oraya git.Ben engel olmayayım.
Jung Min :-Ne kız arkadaşı?Neden bahsettiğini anlamıyorum.
İnci :-Gizli gizli buluşacağın,şu kız arkadaşından bahsediyorum.Bana sevgilin olduğunu söyleyebilirdin.Beni aldatmaya çalışan bir yalancısın sen.
Jung Min kızmıştı :-Evet, sevgilim var.Hem de birden fazla.
İnci :-Bir de söylüyorsun. Ne kadar utanmazsın!
Jung Min :-Hatta buluştuğumuz bir yer bile var.Biliyor musun? Hepsiylede orada buluşuyorum.Onları orada mutlu ediyorum.
İnci, başından kaynar sular dökülmüş gibi hissediyordu.Bu güne kadar aşık olduğu Jung Min, meğerse kızlarla gönül eğlendiren biriymiş.
İnci :-Terbiyesiz!Dedi ve Jung Min 'e ağır bir tokat attı.
Jung Min,İnci 'ye baktı ve kolundan tutup,dışarıya çıkarttı.
İnci :-Bırak kolumu ne yapıyorsun?
Jung Min,arabasının kapısını açtı:-Bin!
İnci :-Nereye götürüyorsun beni?
Jung Min :-Gidince görürsün.
Arabaya binmişlerdi.İnci, Jung Min 'e bakıyordu ama ondan ses çıkmıyordu.Aslında, arabaya bindiğine de pişman olmuştu. Çünkü korkuyordu.Yanlış tanıdığı Jung Min, kendisine bir şey yapabilirdi.Ama nedenini bilmediği bir şekilde,bu konuda içi rahattı.
Gidecekleri yere gelmişlerdi.Jung Min, arabayı durdurdu.İnci 'nin elinden tuttuğu gibi bir binaya götürdü. Okul gibi bir yerdi burası ama hayır değildi. İnci, üstünde yazan yazıyı okumaya çalıştı ama okuyamadı.Neresiydi burası?
İçeri girdiler.
İnci :-Jung Min, burası da neresi?
Jung Min :-Sevgililerimle buluştuğum yer.
Birden, bir odanın önünde durdular.İnci, gördüğüne çok şaşırmıştı. İçeride,bir sürü çocuk vardı. Hepside "Jung Min gelmiş! "diye koşuştular,yanına.
Jung Min :-İşte benim sevgililerim.
İnci :-Sevgililerin mi?
Jung Min :-Eee,çocuklar ,bu gün nasılsınız bakalım?
:-İyiyiz Jung Min abi.
:-Seni çok özledik.
Jung Min :-Ben de sizi çok özledim.
:-Neden gelmedin?Bizi unuttun sandık.
Jung Min :-Ben sizi hiç unutur muyum!Derslerime çalışmam gerekti.O nedenle geciktim.
İnci :-Jung Min, biz neden buradayız?
Jung Min :-Burası,benim için çok önemli.Çocukluğumun yarısı burada geçti. Aslında, bende onlardanım.
İnci :-Yani!
Jung Min :-Ben bir evlatlığım.Şu anda yanlarında bulunduğum aile,benim gerçek ailem değil.Daha bebekken bırakıp gitmiş gerçek ailem beni.Kitaplar,nasıl en iyi arkadaşım oldu sanıyorsun!
İnci,çok pişman olmuştu.Bir anlık kıskançlıkla, neler düşünmüştü.Jung Min'e büyük haksızlık yapmıştı.Üstelik,bu davranışıyla,Jung Min kendisine karşı ne hissettiğini de anlayabilirdi.Sonuçta o zeki bir gençti.
İnci :-Ben seni yanlış anladım. Seni dinlemeden yargıladım.Aptal kafam.Jung Min,cok özür dilerim.Bir de sana tokat attım.Çok utanıyorum!
Jung Min :-O tokatı,beni kıskandığın için attığını düşünürsek,seni affedebilirim.
İnci :-Kıskanmadım.
Jung Min :-Kıskandın.
İnci :-Belki biraz.
O anda çocuklardan biri yanlarına geldi:-Jung Min, bu kız kim?Sevgilin mi?
:-Çok güzelmiş.
Jung Min, gülüyordu.İnci ise çok utanmıştı.
Jung Min :-Haydi beraber oyun oyayalım.Dedi ve çocuklarla oyun oynamaya başladı.İnci, onlara bakakalmıştı.
Jung Min :-İnci, gelsene!
İnci gülümsedi ve oda yanlarına gidip,çocuklarla oynamaya başladı.
Derya ve Kim Jun ise tekwando çalışıyorlardı.Isınma hareketlerini bitirmişlerdi.
Kim Jun :-Şimdi sana zor bir hareket göstereceğim.
Derya :-Zor mu?
Kim Jun :-Evet. Aslında o hareketleri bu ayağımla hiç denemedim.Yapabileceğimden pek emin değilim.
Derya, endişelenmişti.Jun, yapamazsa o hareketi neler olabilirdi bilmiyordu.Korkuyla karışık gülümsedi Jun 'a.
Kim Jun ise ayağına baktı. Yapamamaktan korkuyordu.En zor hareketleri bile yapamazsa tekwando yapmanın ne anlamı kalıyordu?O anlık düşüncesi buydu.Aslında kendisi de hayal kırıklığına uğramak istemiyordu.
Kim Jun:-Haydi, beni yarı yolda bırakma.Dedi ve derin bir nefes aldı.Bahsettiği o hareketi yapmaya çalıştı fakat aksayan ayağının üzerine düştü.Canı acımıştı.
Derya,yanına gidecek gibi oldu ama durdu.Çünkü Jun, ikinci denemesini yapıyordu."Yapacağım, yapmalıyım."Diye mırıldandı.
Jun için küçük bir imtihandı belki de bu.Devam mı edecekti,vaz mı geçecekti?
Ayağa kalktı. Aynı hareketi tekrar yaptı,olmadı.Yere düşmüştü.Hırslanmıştı.Yumruğunu sıktı,ayağa kalktı.Her denemesin de canı,biraz daha sıkılıyor,morali bozuluyordu.
Derya :-Jun, tamam o hareketi gösterme.Ayağını inciteceksin.
Kim Jun farklı bir hâle bürünmüştü o an. Kendi vücudu ile innatlaşıyordu bir nevi.Ayağı ile iddialaşıyordu.
Kim Jun :-Hayır, yapacağım.Dedi ve kalkıp,yine denedi.Ama hayır, olmuyordu.
Jun,yere kapaklandı.Yanaklarından yaşlar akmaya başladı.Yeri yumruklamaya başladı.
Derya :-Korktuğum oldu işte.Diye düşündü.
Kim Jun :-Neden yapamıyorum neden?Diye bağırdı.Sanki içindeki acı koskoca salonda yankılanmıştı.
Derya, Jun 'un yanına gitti ve diz çöküp omuzuna elini koydu.
Kim Jun :-Nefret ediyorum bu ayaktan.
Derya :-Jun,ne olur,canını sıkma.Dedi üzülerek.
Kim Jun, Derya'ya döndü,omuzunda ki elini itiverdi:-Sana yapamayacağımı söylemiştim. Yeo Jin Goo,haklıydı.Bu ayakla tekwando yapmak aptalcaydı.Hayallere kapıldım bir an. Neden beni umutlandırdın ki. Senin yüzünden bunu yapacağıma inandım.
Derya :-Jun! Dedi ağlayarak.
Kim Jun :-Sakın benden,tekrar tekwando yapmamı isteme sakın!Beni yalnız bırak.Git burdan git!Diye bağırdı. Derya çok üzülmüştü, ağlayarak dışarı çıktı.
Gece olmuştu.Kızlar, Derya 'nın haline üzülüyorlardı.Çünkü, geldiğinden beri,üzgün üzgün oturuyordu. Yemek bile yememişti.Ayşe ve İnci 'nin tam aksine kötü bir gün geçirmişti.
Ayşe :-Demek Jun ağladı ha!Onun için zor bir durum. Üzüldüm doğrusu.
Derya :-Artık, ondan bana birşeyler öğretmesini isteyemem.Zaten,herşeyin sorumlusu benim.
İnci :-Onu da nereden çıkarttın?
Derya :-Onu ben cesaretlendirmiştim.Sadece kötü hissetmesine neden oldum.Yaptığım şey hataydı.
İnci :-Sen kötü bir şey yapmadın.Doğru olanı yaptın kuzenim.
Ayşe :-Kim Jun, bunuda atlaracak eminim.
Derya :-Umarım.
Ayşe :-Peki,dövüşe çıkacak mısın?
Derya :-Çıkacağım.Verdiğim sözden dönemem.Hem,bana yakışmaz,hem de Jun'un iyi bir tekwandocu olduğunu kanıtlamalıyım.Bu işin sonunda ya iyice batarım,yada alnımın akıyla çıkarım.
Kim Jun da aynı durumdaydı.
Jung Min :-Bu gün İnci ile çok eğlendim.Güzel bir gündü.
Kim Hyun :-Bende Ayşe ile.Biliyor musun?İyi ki Shin He gelmiş.Olanlar,onun sayesinde oldu.
İkisi de Jun 'a baktılar.Yüzü asıktı.
Kim Hyun :-Jun, neyin var senin?Dersin kötü mü geçti?
Kim Jun :-En kötüsüydü.
Jung Min :-Ne oldu?Üzgün görünüyorsun.
Kim Jun :-Tekwandoyu bıraktım.Ayağım yüzünden.Zaten yapmaya başlamamın bir anlamı yoktu.Aksayan ayağımla bunu nasıl düşündüm,onu bile bilmiyorum.
Jung Min :-Peki ya Derya, onu dövüşte yalnız mı bırakacaksın?
Kim Jun :-Bir daha tekwando ile ilgili ne birşey görmek, ne de yapmak istemiyorum!Bu işe onun yüzünden girdim zaten.Dedi ve çıktı.
Jung Min ve Kim Hyun, üzülerek birbirlerine baktılar.Çünkü Jun bu sefer kararlı gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHAR ÇİÇEKLERİ 🌹 봄 꿈 🌹
FanfictionKORE DRAMASI TADINDA Onlar üç Türk genç kız ve üç Koreli erkektiler.Aşkın en güzel yaşındaydılar.Henüz Bahar çiçeğiydiler.Nereden bileceklerdi ki kendilerini romantik bir komedinin içinde bulacaklarını ve aşkla sınanacaklarını. Bir taraf Türk,d...