Hayat artık daha güzeldi.Daha anlamlıydı şimdi. Aşkın ne demek olduğunu, kavuştuktan sonra daha iyi anlamışlardı. Yaşanılan onca şeyden sonra sonunda kavuşmuşlardı birbirlerine. Biraz zor olduysa da ya da hayat onları biraz zorladıysa da inadına başarmışlardı sevmeyi.Belki de böyle olması gerekiyordu. Böyle olunca hem aşklarının,hem de birbirlerinin değerlerini daha iyi bileceklerdi belki de.
Kim Jun, Derya'nın elinden tutmuş,çiçeklerin arasında yürüyerek eve doğru geliyorlardı yavaş,yavaş.Hiç bırakası yoktu o eli.Tutmuşken,bırakmakta neyin nesiydi hem.
Derya :-Gittin diye çok korktum.
Kim Jun :-Gidiyordum.Sen istedin diye.
Derya :-Hiç istemedim ki.Öyle bir anda çıktı ağzımdan.
Kim Jun :-Seni elde etmeden gidebilir miydim?Bilmiyorum. Bu arada başın acıyor mu?Ağaca fena çarptın.Dedi gülerek.
Derya :-Senin yüzünden oluyor hep bu sakarlıklar.Seni görünce oluyor.
Kim Jun güldü:-Demek öyle.
Derya:-Acısını unuttum bile.Gitme ihtimalin daha korkunç.
Jun:-Benim ise senin sevgime inanmadığını bile bile gitmek canımı yakmaya başlamıştı.
Derya:-Jun,ana sevgimin azaldığını söylemiştin ya.
Kim Jun:-Evet.
Derya:-Hâlâ, azaldığını mı düşünüyorsun?
Kim Jun :-Hayır. En az benim ki kadar güçlü.
Derya :-O zaman, bir kez daha söyler misin?
Kim Jun :-Neyi?
Derya :-O sözü.
Kim Jun :-Hangi sözü?
Derya :-Jun!
Kim Jun güldü :-Tamam, tamam söyleyeceğim.Ben,seni seviyorum.Ve senden hiç bir zaman vazgeçmeyeceğim.
Derya, Kim Jun 'a sarıldı.
Derya :-Türkiye 'de olduğun için çok mutluyum.
Kim Jun :-Ben de kollarımda olduğun için.
Gece olmuştu. Balkonda,yıldızların altında oturuyorlardı. Herkes,kendi sevdiği ile bir battaniyenin altındaydı.
Kim Hyun :-Sonunda çıkıyorsunuz ha!
Kim Jun :-Evet sonunda.Bu keçinin inadı kırıldı.
İnci :-Onun inadını bilmez miyiz?
Derya :-Sevdiğim erkekle,kuzenlerim bir olmuşlar,beni yerin dibine sokup sokup çıkarıyorlar.
Kim Jun :-Ne erkek?Bir daha söylesene.
Derya utandı :-Şey işte. Sevdiğim erkek.
Jung Min :-Haydi bir oyun oynayalım.
Ayşe :-Oyun mu?
Jung Min :-Evet. Herkes üç deyince aklından geçen ilk cümleyi söyleyecek.
Diğerleri :-Tamam.
Jung Min :-O zaman sayıyorum.Bir,iki,üç.
Hepsi birden :-Seni seviyorum.
Gülmeye başlamışlardı.
Ertesi gün olmuştu.Kim Hyun, Ayşe 'yi bisikletin önüne bindirmiş,geziyorlardı ormanda.Önün de bir sepet çiçekle,tablolarda ki aşıklara benziyorlardı.Ayşe çok mutluydu sevdiğinin yanında olmaktan.Geçen onca süreden sonra, ilk defa böylesine yüzü gülüyordu. Hele ki Kim Hyun. O Ayşe 'den daha da mutluydu.Ramak kalmıştı elinden kaçırmaya.Ama kaptırmadı kimseye.
Ayşe :-Hyun, çok hızlı değil miyiz sence?
Kim Hyun :-Korkuyor musun yoksa?
Ayşe :-Senin yanında iken asla korkmam.Sen benim beyaz atlı prensimsin unuttun mu?Koruyucu prens.
Kim Hyun gülümsedi. Ayşe 'nin saçları,yanaklarına dokunuyordu rüzgarla.
Kim Hyun :-Unutmadım.Sana söz veriyorum,ömrüm boyunca senin beyaz atlı prensin olacağım.
Ayşe :-Şu durumda mavi bisikletli prens oldun ama. Dedi gülerek.
Kim Hyun, bisikleti durdurdu ve Ayşe ile inip,yürümeye başladılar.
Ayşe :-Hyun, Kore 'ye ne zaman döneceksin?
Kim Hyun :-Dönnek istemiyorum.
Ayşe :-Ben de.Ama okulumuz aksadı.Üstelik,bizim yüzümüzden,diğerlerininde.
Kim Hyun :-Seni bırakıp gitmek istemiyorum çünkü ben yokken,ailenin yeniden Barış ile nişanlanmanı istemesinden korkuyorum.
Ayşe :-Ben artık, senden başkası ile olamam.
Kim Hyun, durdu ve Ayşe 'ye baktı.
Kim Hyun :-Söz mü?
Ayşe gülümsedi :-Söz.
Kim Hyun, usulca eğildi Ayşe 'yi öpmek için.Ayşe ise,gözlerini kapattı.Yaklaştı Kim Hyun, yaklaştı ve tam öpüyordu ki o anda çevresinde bir arı dolaşmaya başladı. Sonra iki oldu.Üç ve dört.Giderek artıyordu.Anlaşılmıştı.Bu romantizmi bozmak ile görevlilerdi.
Kim Hyun :-Bunlarda nereden çıktılar şimdi?
Ayşe :-Hyun, dikkat et.Sokacaklar bir yerini.
Kim Hyun :-Gittikçe,çoğalıyor bunlar.
Ayşe :-Bisiklete binip gidelim bence.Haydi Hyun.
Kim Hyun :-Ama...
Ayşe :-Haydi.
Kaçarcasına binip bisiklete gittiler.Arılarda peşlerinden.
Ayşe :-Sanırım, sepette ki çiçeklere geliyorlar.Atsak mı acaba?
Kim Hyun :-Senin için topladığım çiçekleri atacak mısın?
Ayşe :-Arılar diyorum Hyun.
Kim Hyun :-Hayır atmayacağım yarım saat toplamakla uğraştım o çiçekleri.
Ayşe:-Bunlar vaz geçeceğe benzemiyorlar.
Kim Hyun:-Kore'ye kadar sürmem gerekse de, çiçeklerimi vermem onlara.Dedi ve eve doğru sürdü bisikleti.
Ayşe gülüyordu.
İnci ve Jung Min,orman yolunda yürüyorlardı.Jung Min, bir çiçek koparıp,İnci 'ye verdi.
Jung Min :-Bu çiçek kadar güzel kız arkadaşıma.
İnci gülümsedi :-Teşekkürler.
Jung Min :-Biliyor musun aklıma ne geldi?
İnci :-Ne geldi?
Jung Min :-Türkiye 'ye gelmişken,seni ailenden istesem mi acaba?
İnci :-Çok tatlısın ama, bu karmaşa da pek te uygun olmaz.Bence sen okul bitene kadar bekle.Unuttun mu?Sen iyi bir bilim adamı olacaksın daha.
Jung Min :-O vardı değil mi?Ailen işsiz güçsüz bir Koreli 'ye kız vermez herhalde.
İnci :-E biraz öyle.
Jung Min,durdu ve İnci 'nin elini tuttu.
Jung Min :-Peki,beni bekleyecek misin?
İnci :-O kadar sene seni mi bekleyeceğim?Başka birini bulurum herhalde.
Jung Min :-Ne?
İnci :-Ne sandın?
Jung Min :-Anladım, sen beni,benim seni sevdiğim kadar sevmiyorsun. Dedi çıkışarak.
İnci güldü :-Çok tatlı, çok zekisin ama bir o kadar da sapşalsın.Seni sevmesem,şu an yanında ne işim var?
Jung Min eğildi ve İnci 'yi yanağından öptü.Saçını topladı ve yerden kopardığı çiçeği kulağının arkasına taktı.
Jung Min :-Çok güzelsin.
İnci gülümsedi. Bir anda hızla bisikletle yanlarından geçen Kim Hyun ve Ayşe 'yi gördüler.
İnci :-Bunlar?Ne bu hız?
Jung Min :-Ayşe ve Hyun. Peşlerinde arılarla.
İkisi de birbirlerine baktılar şaşkınlıkka.
Kim Jun ve Derya ise küçük gölcüğün kenarında oturuyorlardı.Kim Jun elinde papatyalarla bir şeyler yapmaya çalışıyordu.Evet papatya tacı.Bitirdi ve Derya 'nın başına taktı.
Kim Jun :-Çok güzel oldun.
Derya gülümsedi :-Teşekkür ederim.
Kim Jun :-Sen değil tac güzel oldu demek istemiştim.
Derya, Kim Jun 'un omuzuna vurdu.
Derya :-Pis.
Kim Jun güldü :-Şaka şaka. Dedi ve Derya 'nın omuzuna kolunu attı.
Derya :-Ne yapıyorsun acaba?
Kim Jun :-Kız arkadaşıma sarılıyorum.Yanımda olman çok güzel.Aşkım.
Derya :-Senin de.
Kim Jun :-Senin de ne?
Derya :-İllâ o sözcüğü mü duymak istiyorsun?
Kim Jun :-Bir kere söylesen ne olur sanki?
Derya :-Söylemeyeceğim.Dedi inatla.
Kim Jun :-Söylemediğine göre beni sevmiyorsun.Dedi ve gölcüğün kenarına gitti.
Derya :-Jun, ne yapıyorsun?
Kim Jun :-O kelimeyi söylemezsen,kendimi buraya atarım.
Derya :-Saçmalama gel buraya.
Kim Jun :-Atarım dedim.
Derya :-Atamazsın.
Kim Jun :-Şimdi görürsün. Dedi ve geri geri geldi ve göle doğru koştu.
Tam atlayacaktı ki,Derya bağırdı.
Derya :-Yapma!Aşkım.
Kim Jun, Derya 'nın yanına geldi.
Kim Jun :-Duyamadım?
Derya :-Şansını zorlama istersen.
Kim Jun, gülmeye başladı :-Doğru.Bunu söylemen bile mucize.
Eve gelmişlerdi. Yemek yiyorlardı.Bir anda bahçeye bir arabanın geldiğini gördüler.
İnci :-Bu da kim?
Jung Min :-Yabancı mı acaba?
Kim Hyun :-Siz,burada durun kızlar. Biz çıkıp,bakalım.
Ayşe, dışarı baktı:-Bu abimin arabası.
Kim Jun :-Sefa abi mi?
Ayşe :-Evet o.
Koşar adımlarla,dışarı çıktılar. Sefa ve Eun Min 'de arabadan indiler.Ayşe koştu ve abisine sarıldı.
Sefa :-Ayşe, nasılsın canım?
Ayşe :-İyiyim abicim.Daha iyi.
Sefa :-Sevindim.
Ayşe:-Annemler nasıllar?
Sefa:-Başta biraz kızdılar ama Eun Min ve ben,onları sakinleştirdik.Kızların yanında olduklarını bildikleri için şu anda sakinler.
Ayşe, başını öne eğdi.
Sefa :-Kaldır başını bakalım. Doğru olanı yaptın sen.Ömür boyu üzülmektense,böylesi daha iyi.
Ayşe :-Sağol abi.
Eun Min :-Sizi yeniden bir arada görmek çok güzel.Üçünüzünde yüzü gülüyor.
Jung Min, gülümsedi :-Sonunda.
Eun Min :-Nişandan kız kaçırmak ha!Muhteşem hareket.
Kim Hyun :-Zorunda kaldım diyelim.
Sefa :-Siz,en baştan beri burada mıydınız?
Kim Jun :-Gerçeği söylersek, yumruklamayacağına söz ver.
Sefa :-Anladım.Bu sefer yumruk yok.Kardeşlerimin yanında kaldığınız için teşekkür ederim.
Eun Min :-Onu da sakinleştirmek zorunda kaldım.Dedi fısıldayarak.
İnci :-Karnınız açtır.Haydi beraber yemek yiyelim.
Sefa:-Ben size Türk usulü bir yemek hazırlayayım.
Kim Hyun :-Ne yemeği?
Sefa:-Tabii ki mangal.
İnci :- Bir Türk erkeği her zaman, mangal yakabilmelidir.Bu önemli bir özelliktir.
Sefa :-Aynen öyle.
O anda yabancı bir arabanın daha yaklaştığını fark ettiler.Tedirgin oldular.Kimdi acaba bu yabancı?
Derya :-Gitgide kalabalıklaşıyoruz.
Jung Min :-Bu da kim şimdi?
Ayşe, uzaktan da olsa,arabanın içindekini tanımıştı.Merakları giderecekti.
Ayşe :-Bu Barış.
Kim Hyun :-Ne?
Sefa :-Bizi takip etmiş anlaşılan.
Kim Hyun :-Geldiyse,biz de onu karşılarız.Dedi ve kollarını sıvadı.Kavgaya hazırdı yani.
Sefa :-Jun, Jung Min, Hyun 'u da alıp,içeri girin.
Kim Hyun :-Hayır. Bu benimde meselem.
Sefa :-İçeri dedim. Ben hallederim.Siz gidin.
Kim Jun :-Haydi Hyun.
İçeri girdiler. Sefa ve kızlar,Barış 'ı karşıladılar.Barış ise arabadan indi ve hızla yanlarına geldi.
Barış :-Demek buradaydın.Dedi Ayşe 'ye.
Sefa :-Sen niye geldin buraya?Bizi mi takip ettin?
Barış :-Evet.Bu nişan tekrar olacak. Kaçmakta ne oluyor?
Ayşe :-Seni istemiyorum.
Sefa :-Sen dur Ayşe. Sen mi karar veriyorsun nişanın olacağına?
Barış :-Evet ben.Ayşe 'yi almaya geldim buraya.
Sefa :-Bence sen dayak yemeye gelmişsin.
Kim Hyun, Kim Jun ve Jung Min, pencereden onlara bakıyorlardı.
Kim Hyun :-Bu çocuğu,dövmek istiyorum.Ne için gelmiş daha buraya?
Jung Min :-Sakin ol.Sefa abi içeri girmemizi söylediğine göre, vardır bir bildiği.
Kim Jun :-Ortalık gerilecek gibi.
Sefa :-Bence git şimdi.
Barış :-Hayır, nişanlımı almadan bir yere gitmiyorum.
Sefa, Barış 'ın iki yakasından tuttu.
Sefa :-Bana bak. Bu kız senin nişanlın değil. Bunu aklına sok önce. Sonra da arkana bakmadan git.Bir daha da bize sakın bulaşma.Yoksa kötü olur.Dedi ve onu itti.Yere düşmüştü.Tekrar ayağa kalktı Barış.İnatlaşıyordu sanki.
Barış :-Ayşe 'yi almadan gitmeyeceğim.Dedi ve uzanıp,Ayşe 'nin kolunu tutmaya çalıştı.Ayşe ise Sefa'nın arkasına sığındı.
Sefa,Barış'ın kolunu itti hızla.Kim Hyun ise yumruğunu sıkıyordu.Dışarı çıkmamak için kendini zor tutuyordu.
Kim Hyun :-Gidip şu çocuğa gününü göstereyim.
Kim Jun :-Sadece bekle.
Kim Hyun 'un biraz beklemesi gerektiği doğruydu.Sefa durumu iyi idare ediyordu çünkü.
Sefa :-Çek o elini.
Derya :-Ne bulaşık çocuk.
İnci :-Yiyeceği dayağı da mı düşünmüyor bu?
Ayşe :-Seni istemiyorum diyorum anlamıyor musun sen?Neden ısrar ediyorsun?
Barış :-Ama ben istiyorum.
Sefa :-Sen dayak istiyorsun. Gel buraya gel.Dedi ve Barış'a bir yumruk attı.Sendelemişti.
Eun Min :-Sefa,sakin ol.
Ayşe :-Abi!
Barış :-Senin kardeşin,başka bir erkekle kaçtı nişandan bunu nasıl kabul edebiliyorsun?
Sefa :-İyi ki de kaçmış.Sen ne kadar gurursuz bir adamsın?Başkasını seviyorum dediği hâlde,o kızın peşinden nasıl geliyorsun hâlâ?
Barış :-Ben onunla evlenmek için buradayım.
Ayşe :-Seni sevmediğimi söylediğim hâlde beni bu birklikteliğe zorladın.Ve ben,zorla seninle evlenemem.
Sefa :-Bana bak.Git şimdi canımı sıkma.Seninle nişanlanacağı varsa da bu saatten sonra ben izin vermiyorum.Şimdi istersen,kardeşimi götürmeye çalış.Sonucuna katlanbilirsen tabii.Hâlâ nişanlanmak istiyor musun? Dedi ve yumruğunu kaldırdı havaya.
Barış :-Tamam. Tamam.İstemiyorum.
Sefa :-İyi. Git çabuk. Bir daha da seni etrafımızda görmeyeyim.Yoksa olacaklara karışmam ona göre.
Barış, pes etmişti.Geldiği gibi gitti arabasına binip.
Ayşe, Sefa 'ya sarıldı.
Ayşe :-Canım abim.İyi ki yanımdasın.
Sefa :-Elbette olacağım. Sen benim biricik kardeşimsin.
Eun Min :-Neyse ki gitti.
O anda erkekler,yanlarına geldiler.
Kim Hyun :-Biraz daha dursaydı,benden yiyeceği dayak vardı.
Jung Min :-Evet. Hyun 'u zor tuttuk içeride.
Sefa gülümsedi :-Bu yüzden içeriye girnenizi söyledimya.
Akşam olmuştu ve hepside ateşin başında oturuyorlardı.Sefa 'nın kolu,Eun Min 'in omuzundaydı.Zaten birbirine en yakın oturan tek o ikisi idi.Diğerleri,Sefa 'nın korkusundan,gayet mesafeli oturuyorlardı.
Eun Min :-Burası çok güzel bir yermiş.
Sefa :-Bir gün biz de kalmak üzere geliriz buraya.
Eun Min :-Neden olmasın.
Ayşe :-Annemler kızarlar mı acaba dönünce?
Sefa :-Sen orasını düşünme.
Ayşe gülümsedi :-İçim rahatladı.
Sefa :-Buraya gelmeyi iyi düşünmüşsünüz.
İnci :-Biz düşündük.
Eun Min :-Ben ilk başta,Kore'ye kaçtığınızı düşünmüştüm.
Sefa :-O kadar uzun boylu değil.
Eun Min :-Ama ben senin için Türkiye 'ye geldim.
Sefa :-O başka.
Eun Min :-O başka da ne demek? Ayşe 'de Hyun için Kore'ye gidebilir elbette.
Sefa :-Onun bir abisi var.O gidemez.
Eun Min :-Benimde üç tane kardeşim vardı ama.
Sefa ve Eun Min 'in arası bozulacak gibiydi.Biri müdahele etmezse,kaçınılmaz son gerçekleşecekti.Kızlar, birbirlerine baktılar.
Derya :-Boş yere kavga ediyorsunuz.Sizin sevginiz ile bizimki bir değil ki.Siz ikiniz bizden daha cesurdunuz ve aşkınız için her şeyi göze aldınız.Eun Min abla Sefa abiyiyi çok sevdiği için Türkiye 'ye geldi.Ona inandığı için.Sefa abi de ondan haber alamamasına rağmen,inadına Eun Min abladan vaz geçmedi.Belki biz sizin kadar inanmadık birbirimize.
Kim Jun :-Ne yani sen şimdi benim sevgime inanmıyor musun?
Derya :-Orayı karıştırma. Diye mırıldandı ve Kim Jun 'u dürttü.
Kim Jun :-Eeevet.Derya haklı.
İnci :-Siz,bizim aşka olan inancımızı yeniden kazanmamızı sağladınız.
Ayşe :-İdolümüzsünüz.
Kim Hyun :-Kısa sürede kazandığınız,güçlü bir aşkınız var.Ve bunu kavga ederek harcamayın.
Jung Min :-Evet. Bu aşkın,değerini bilin.
Sefa gülümsedi ve Eun Min 'e baktı.
Eun Min :-Sanırım abarttım.
Sefa :-Eğer,sen Türkiye 'ye gelmeseydin,ben seni zaten kaçırırdım.Emin olabilirsin.
Eun Min, başını Sefa 'nın omuzuna dayadı.Sefa,diğerlerine göz kırptı.Bir teşekkürdü bu eşi ile kendisinin arasını düzelttikleri için.
Jung Min, gizlice elini uzattı ve arkadan İnci 'nin elini tuttu.
İnci :-Ne yapıyorsun? Dedi fısıldayarak.
Jung Min :-Bırakta elini bari tutayım.Bu son akşamımız ne de olsa.Dedi aynı şekilde.
İnci gülümsedi ve başını diğer tarafa çevirdi.
İnci :-Pekâlâ.Öyle olsun bakalım.
Artık, Türkiye 'ye veda etme zamanıydı erkekler için. Kore'ye dönme vakti gelmişti. Kızlar,hava alanında erkekleri yolcu ediyorlardı.Ama erkekler,gittikleri için o kadar da üzgün değillerdi.Çünkü istedikleri şeyi elde etmiş olarak dönüyorlardı.Biliyorlardı ki bu kızlar kendilerini bir ömür beklerlerdi.Sadece sevdiklerinden ayrılıyor olmanın burukluğu vardı içlerinde.Ama artık inanıyorlardı mutluluk onlarla birlikte olacaktı bundan sonra.Ve bundan sonra üzülmek yoktu.
Jung Min :-Seninle olmak çok güzeldi.Güzel vakit geçirdim.
İnci başını öne eğdi :-Seninle de.
Jung Min :-Yüzünü asma lütfen.Seni o güzel gülüşünle arkamda bırakmak istiyorum.
İnci :-Türkiye 'de kalmanı isterdim.
Jung Min :-Ben de.Ama Kore'de ki okuluma dönmem gerek.
İnci :Biliyorum. İkimiz içinde en iyisi bu olacak.
Jung Min, İnci 'nin yanağını okşadı.
Jung Min :-Ruh ikizimi burada bırakıp gitmek çok zor. Seni özleyeceğim.
İnci :-Ben de.
Jung Min :-Beş sene sonra iyi bir bilim insanı olarak çıkacağım karşına.O güne kadar beni bekle olur mu?
İnci gülümsedi :-Bekleyeceğim.
Kim Hyun ve Ayşe konuşuyorlardı.
Kim Hyun :-Bu çok zor.
Ayşe :-Neymiş o zor olan?
Kim Hyun :-Senden ayrılmak.Üstelik yeni kavuşmuşken.
Ayşe :-Ama gitmen gerek. İkimizinde okulu var.
Kim Hyun :-Bakıyorum da sen benim gitmeme dünden razısın.Sanki gitmemi ister gibisin.
Ayşe :-İster miyim hiç. Senin yanında çok mutluyum.
Kim Hyun :-Bunu duymak güzel. Çünkü seni bırakıp gitmek istemiyorum. Ayaklarım,buraya saplandı sanki.Aslında ayaklarım değil de kalbim saplandı.
Ayşe gülümsedi :-Aklın bende kalmasın.
Kim Hyun :-Anlaşılan o ki artık rüyalarımın kızını rüyamda görmekle idare edeceğim.
Ayşe :-Bir şekilde görüşürüz nasılsa.Ama o rüyalarda hele bir başka kızı gör!
Kim Hyun :-Söz veremem.
Ayşe :-Ne?
Kim Hyun :-Tabii ki şaka.
Kim Hyun, Ayşe 'ye sarıldı.
Kim Hyun :-Seni çok seviyorum.
Ayşe :-Ben de.
Kim Jun ve Derya'da vedalaşıyorlardı.
Kim Jun :-Sen yokken,ne yapacağım ben bilmiyorum.
Derya :-Okuluna gidip, derslerine çalışacaksın.
Kim Jun :-Onu ben de biliyorum. Yokluğunu hep hissedeceğim demek istiyorum.
Derya :-O durum bende de var.
Kim Jun :-Ben yokken,erkek model çizme olur mu?Biliyorsun ben kıskanç bir erkeğim.
Derya gülümsedi :-Ahh Jun.Peki çizmem.
Kim Jun :-Beş sene zor geçecek.
Derya :-Benim içinde zor olacak. Ben,ben seni çok özleyeceğim.
Kim Jun :-Beş sene sonra Türkiye'ye seni almaya geleceğim.Seninle evlenmeye.
Derya :-Beş sene sonra görüşürüz o zaman.
Kim Jun :-Gel buraya.Dedi ve Derya 'ya sarıldı. Derya 'da ona.
Kim Jun :-Seni seviyorum. Dedi Türkçe.
Derya :-Saranghaeyo!
Kim Jun gülümsedi.
Kore yolcusu olan bu gençler, uçaklarına doğru ilerlediler el sallayıp.Hep hüzünle ayrıldıkları hava alanından bu sefer umutlarla ayrıldılar.
Artık bu beş senenin geçmesini bekleyeceklerdi ülkelerinde.O güzel sonun gelip,birbirlerine tamamen kavuşmayı bekleyeceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHAR ÇİÇEKLERİ 🌹 봄 꿈 🌹
FanfictionKORE DRAMASI TADINDA Onlar üç Türk genç kız ve üç Koreli erkektiler.Aşkın en güzel yaşındaydılar.Henüz Bahar çiçeğiydiler.Nereden bileceklerdi ki kendilerini romantik bir komedinin içinde bulacaklarını ve aşkla sınanacaklarını. Bir taraf Türk,d...