31.Bölüm-Jung Min'in Ailesi -2

353 23 6
                                    

Jung Min, nihayet geçmişini öğrenecekti.Neden, bir yetimhane kapısına bırakıldığını,neden terk edildiğini,bu zamana kadar neden kimsenin kendisini aramadığını,hepsini öğrenecekti.Bu yaşına kadar biriktirdiği bütün soruların cevaplarını alacaktı.Üstelik birinci ağızdan,babasından dinleyecekti.Yada babası sandığı bu kişiden.Sürpriz büyük olacaktı yani.Ya sonsuza kadar kazanacaktı ailesini,yada sonsuza kadar kaybedecekti.
Jung Min,o büyük soruyu sormuştu."Siz benim babam mısınız?"Bu tanıdık yabancı onun babası mıydı gerçekten?
Adam gülümsedi :-Babana benzediğim doğru. Ama senin baban ben değilim.
Jung Min :-Nasıl yani?
:-Baban ben değilim. Ama baban senin bu halini görseydi,ne kadar mutlu olurdu.Büyümüş,kocaman delikanlı olmuşsun.
Jung Min :-Ben,ben anlayamıyorum.Hem,baban görseydi de ne demek?Babam siz değilseniz,siz kimsiniz?
:-Doğruya,kendimi tanıtmayı unuttum.Afedersiniz.Ben,senin amcanım.Adım,Dong Hyun. Biz,baban ile ikiz kardeşdik.Bu yüzden ona bu kadar benziyorum.Canım kardeşim.Birbirimize nasılda bağlıydık!
Jung Min :-Demek, siz benim amcamsınız.Peki,anne ve babama ne oldu?Neden terk ettiler beni.
:-Sana herşeyi en baştan anlatsam iyi olacak.Baban ve ben,anne babamızı çok önce kaybetmiştik.Bu nedenle,hem çalışıp,hemde okuyorduk.Nam Gil,çok zekiydi.O zamanlar,Kore'nin en iyi üniversitesini kazanmıştı.Üniversitenin en iyi öğrencisiydi.Geleceği parlaktı.Annen,Mi Su ile orada tanışmışlardı.Birbirlerini çok seviyorlardı.Hem de çok. Ama annenin zengin bir iş adamının tek kızı olması aralarında ki en büyük ve tek engeldi.Büyük baban,hiç bir zaman, Nam Gil 'i onaylamadı.Onun fakirliği ile alay etti.Her seferinde annen ve babanı ayırmaya çalıştı ama Nam Gil ve Mi Su,hiç vazgeçmediler.Kaçıp,evlendiler.Sonra sen oldun.Okumayı bırakıp, kendilerini seni sevmeye,yetiştirmeye adadılar.Ama büyük baban,onları rahat bırakmadı.Yıllar sonra izlerini buldu.Baban,işe gitmek üzere evden çıktığı bir gün,eve girip,anneni ve seni kaçırmış.Nam Gil,eve geldiğin de sizi bulamamış.Deliye dönmüştü.Her yerde sizi aramaya başladık.Her izi belki sizin izinizdir diye değerlendirdik ama yoktunuz.Çünkü büyük baban,anneni yurt dışına göndermişti.Mi Su,babana yurt dışından gizlice bir mektup göndermişti. Mektupta yazdığına göre,büyük baban seni,bir yetimhaneye bırakması için,anneni zorlamış.Annen, kendilerini unutmaman için,battaniyenin arasına bir fotoğraf yerleştirmiş gizlice.Nam Gil,hemen o yetim haneye gitti.Seni tekrar görecek olmanın sevinci ile.Fakat,senin verildiğin aileyi bulamadık.Yetimhanede çıkan bir yangında bütün belgeler yanmıştı.Çocukları ise başka bir yetimhaneye nakletmişlerdi.Sanırım bu olay,sen beş,altı yaşlarında iken olmuştu.Baban ile Mi Su 'nun bulunduğu yere gittik.Baban,ikinizi de bulmak için yanıp tutuşuyordu ama annen, bu mektubu ölmeden önce yazmıştı.Senin ve baban Nam Gil'in hasretine dayanamamıştı kızcağız.
Jung Min :-Canım annem!Dedi ağlayarak.
:-Nam Gil,annenin ölüm haberini duyduğunda kahroldu.Seni aradığı her bir sene onun iyice kötü olmasını sağlamıştı.Kalp hastasıydı.Bu olanlar ise,kalbinin gitgide zayıflamasına neden oldu.Seni her yerde aradı.Annen mektubunda seni bulmasını istemişti.Ama o annenin vasiyetini yerine getiremediği için çok üzülüyordu.Her çocuğa sen gibi bakıyordu.Bir sabah,annenin senin için ördüğü kıyafetlere sarılıp ağlarken,kalp krizi geçirdi ve...
Dong Hyun, bunları anlatırken,göz yaşlarını tutamıyordu.Jung Min ve İnci 'de.
:-Daha sonra seni aramaya ben başladım.Ama olmadı.Bulamadım.Taaki bu güne kadar.Dedi ve çıkarıp,bir kutu uzattı.
Jung Min:-Bu da nedir?
:-Kenfin bak.Ben,belki seni bulurum ümifiyle saklamıştım bunları.İyi ki de saklamışım.
Jung Min, kutuyu açtı.Kutunun içinden,annesinin kendisi için ördüğü yekek,patik ve babasının yaptığı,tahta araba çıktı.Jung Min 'in göz yaşları yanaklarından süzülüyordu.
:-Annen Mi Su,bunları daha sana hamileyken örmüştü.Baban da bu arabayı, büyüyünce oynaman içib yapmıştı.O cok yetenekli bir babaydı.Anlayacağın, ikisinin de senin için, hayalleri vardı.
Kutunun içinden birde küçük bir not çıktı."Biricik oğlum,Woo Bin.Seni çok seviyorum."yazıyordu.
Jung Min :-Bu not kime ait?
:-Baban, sana yazmıştı.Sanırım,bu dünyaya veda edeceğini anlamıştı.
Jung Min :-Benim adım,Woo Bin'miydi?
:-Evet.Onlar sana bu ismi koymuşlardı.Dedi gülümseyerek.
Jung Min :-Peki, mezarları nerede?
:-Seni oraya götürmemi ister misin?
Jung Min :-Lütfen.
Mezarlığa gelmişlerdi.
:-İşte, annen Mi Su ve baban, Nam Gil 'in mezarları.Annen öldüğünde,onu Kore'ye getirip,buraya defnetmişler.Baban da ,ölürken,onun yanında olmayı istedi.Bu dünya da kavuşamadılar belki ama öldükten sonra,kavuştular.
Jung Min, mezarların dibine oturdu.Ağlıyordu.
Jung Min :-Anne,baba!Ben geldim.Oğlunuz.Sizi hiç unutmadım.Beni aradığınız gibi ben de sizi aradım.Sizin beni sevdiğiniz gibi ben de sizi sevdim.Benim için neler yaşamışsınız,nelere katlanmışsınız.Beni bırakıp gittiniz diye hep kızdım size ama buna hakkım yokmuş.
Gelip,beni almanızı beklerken,her gece ağlarken,beni duydunuz mu?Siz de benimle ağladınız mı?Sizin kokunuzu özlerken siz de beni özlediniz mi?Biliyorum artık. Özlemişsiniz.Benim sizi sevdiğim kadar,siz de beni sevmişsiniz.Çok mutluyum biliyor musunuz?Bu şekilde de olsa,sizi bulduğum için çok mutluyum.
Arkadaşları da oraya gelmişlerdi. İnci 'de dahil,hepsi ağlıyordu.
Kim Jun :-Sonunda ailesini buldu.
Kim Hyun :-Evet.Artık,sorular cevap buldu ve o mutlu.
İnci, Jung Min 'in yanına geldi. Omuzuna elini koydu.Jung Min ise başını, İnci 'nin omuzuna yasladı.
İnci :-Eminim, şimdi onlarda çok mutludurlar canım.
Jung Min, ailesini tanıyordu artık.Terk edilen ve istenilmeyen bir çocuk olmadığını,çok ama çok sevildiğini ,ailesinin kendisi için bir çok fedekarlıklarda bulunduğunu da biliyordu.Belirsiz duygular,yerini sevgiye bırakmıştı kalbinde.Ve ailesini eskisinden de çok seviyordu.
İnci ile buluşmuşlardı.Yüzü daha da çok gülüyordu.
İnci :-Jung Min, seni yeniden gülümserken görmek çok güzel.
JungMin :-Mutluyum. Ailemi buldum.Onları çok önce kaybetmiş olsamda buldum.Üstelik,zaten,yanımda olan,belki öz ailem olarak görmediğim ama özden de yakın olan bir ailem olduğunuda anladım.Sevebileceğim ve sevdiğim çok kişi var yanımda anlayacağın.
İnci:-Mutlu olmana çok sevindim.Bu arada,bir daha benim yanımda sakın ağlama.
Jung Min :-Neden?
İnci :-İnsan,sevdiğini üzgün görmek istemez de ondan.
Jung Min :-Beni seviyor musun yani?Dedi gülerek.
İnci :-Ne sandın!
Jung Min birden İnci 'ye sarıldı. Hem de sımsıkı.İnci, şaşkındı.
Jung Min :-Beni hiç bir zaman terk etme İnci.Ne olursa olsun, terk etme olur mu?Çünkü mutluluğumu sana borçluyum.
İnci :-Tamam!Dedi gülümseyerek.
Erkekler,Jung Min 'in evinde toplanmışlardı.
Kim Hyun :-Yüzünün gülmesine sevindim.
Kim Jun :-İyi olmanada.
Jung Min :-Hem de çok iyiyim.Dünyanın en iyi iki ailesine ve bir numaralı arkadaşlarına sahibim.Sonra bir de İnci var yanımda.Ruh ikizim yani. Bir insan daha başka ne ister?İnanın bana şu sıra dünyanın,hatta evrenin en mutlu kişisiyim.Dedi gülümseyerek.
Kim Hyun :-Sen de,hem en zeki hem de mükemmel bir arkadaşsın.
Kim Jun :-Eminim,annen ve baban seninle gurur duyuyorlardır.
Jung Min :-Şımarıyorum ama.
Kim Jun :-Şımar,şımar.Hak ettin bunu.
Jung Min :-Sağolun çocuklar.Hep yanımda olduğunuz için.
Nihayet yarışma günü gelmişti. Bilgi yarışmasının yapıldığı yere gelmişlerdi. İnci ve Jung Min, heyecanlılardı.Kızlar ve erkekler,onlara cesaret vermeye çalışıyorlardı.
İnci :-Çok heyecanlıyım arkadaşlar!
Jung Min :-Doğrusu, şu an ben de heyecanlandım.
Derya :-Arkadaşlar, korkmayın.Eminim,bu işi başaracaksınız.
Ayşe :-Evet. Siz ikiniz,bu okulun en zekilerisiniz.
Jung Min :-Umarım yapabiliriz.
Kim Jun :-Biz sizin yapabileceğinize inanıyoruz. Siz de kendinize inanın.
Kim Hyun :-Harka bir ikili oldunuz.Sorular korksun sizden.
Jung Min ve İnci güldüler. O anda Melek, yanlarına geldi.
İnci :-Teyze!
Melek :-Bitanem,nasılsın?
İnci :-Teyze, heyecandan ölebilirim şu an.
Melek :-Heyecanlanma canım. Ben sana güveniyorum.Ayrıca, seninle gurur duyuyorum.Üçünüzle de.Bu yarışmayı kazansan da,kaybetsen de,sen bizim kalbimizde hep birincisin.Bunu unutma.
İnci :-Sağol teyzeciğim. Unutmam.Dedi ve sarıldı.
Derya :-Şimdi ağlayacağım.
Ayşe :-Ben de.
Melek :-Haydi bakalım. Biz artık yerimize geçelim.Dedi ve diğerleri ile birlikte salona döndüler.
Jung Min :-Teyzen,çok iyi biri.
İnci :-Biliyorum. Dedi gülümseyerek.
Bay Soo Chun içeri girdi :-Çocuklar, hazır mısınız?
Jung Min ve İnci derin bir nefes aldılar:-Hazırız.
Bay Soo Chun ikisinin omuzuna da ellerini koydu:-Arkadaşlar, bunun bir yarışma olduğunu sakın unutmayın tamam mı?Sakin olun.Sonuç ne olursa olsun, biz sizi seviyoruz.Biliyorum zor ama orada eğlenmenize bakın. Dedi gülümseyerek.
İnci ve JungMin 'de ona gülüsediler.
Bay Soo Chun :-Ben şimdi, içeriye gidiyorum.İsminiz anons edilince,salona gelin tamam mı?
İnci ve Jung Min:-Peki efendim.
Bay Soo Chun içeri gitti.Jung Min, birden,İnci 'nin elini tuttu.İnci ise ona baktı.
Jung Min :-Lütfen bana kızma.Heyecanım gitsin diye tutuyorum elini.
İnci :-Aslında, bu hiçte kötü bir fikir değil. Dedi ve kendisi de Jung Min 'in elini sıktı.
Jung Min gülümsedi :-İşe yarıyor değil mi?
İnci :-Evet. Dedi gözlerinebakarak.
Ve o an isimleri anons edildi.
Jung Min :-İnci!
İnci :-Efendim.
Jung Min :-Oraya çıkalım ve bir Türk ve bir Koreli'nin neler yapabileceğini herkese gösterelim.
İnci gülümsedi :-Gösterelim.
Salona girdiler ve yerlerine oturdular.
İnci :-Allahım,bana yardım et.Diye dua etti.
Yarışma başlamıştı.Sorular ardı ardına geliyordu.İnci ve Jung Min, soruları her seferinde doğru cevaplıyorlardı.
Kim Hyun :-İkisi de ne kadar uyumlular,öyle değil mi?
Kim Jun :-Kader onları birbirleri için yazmış gibi.
Kim Hyun:-Jung Min'in yüzünün gülmesi ne güzel.
Derya :-Çok iyi gidiyorlar.
Ayşe :-Harikalar.Dedi gülümseyerek.
Gerçekten de iyi bir yarışma çıkarıyorlardı.Ama İnci, o an çok heyecanlanmıştı.Ne yapacağını bilemedi birden.Jung Min, durdu ve masanın altından gizlice İnci 'nin elini tuttu. İnci, dönüp ona baktı.Belki de bu ona iyi gelecekti.Jung Min, göz kırptı. Sora soruya geri döndü.
Yarışma bitmek üzereydi. Sıra son sorudaydı.Herkesi etkileyen, belki de Türk, Kore kardeşliğini hatırlatan o soruya gelmişti.
:-Son sorudayız.1950 yılında Güney Kore'ye 23000 kadar asker yardımında bulunan,Avrupa ile asya kıtasını birleştiren ve Güney Kore'nin "kardeş ülke" dediği ülke hangi ülkedir?
Jung Min ve İnci gülümsediler :-Türkiye.
O anda Derya ve Ayşe, Kim Jun ve Kim Hyun 'a bakıp gülümsediler.
Evet.Kardeş ülkeler.Çok uzaklardaki kardeşler.Öyleki kültürleri,benlikleri,duyguları birbirine çok benzeyen iki kardeş.Kimine göre kardeş,kimine göre de iki sevgili.
Sonuç açıklanıyordu.Zaten belli olan birincinin,adının herkese duyurulması gerekiyordu.
:-Bu sene ki yarışmamızı,ard arda verdiği doğru cevaplarla,Seul özel lisesi kazandı.
Jung Min ve İnci birden ayağa fırladılar:-Yaşasın!Diye bağırdılar.O kadar sevinmişlerdi ki,birbirine sarılmışlardı.Diğerleri de çok mutlulardı.
Ayşe :-Başaracaklarını biliyordum.
Derya :-Bende.
Kim Jun :-Siz Kore'nin en iyilerisiniz.
Kim Hyun :-Sizinle gurur duyuyoruz.
Melek, sevinçten ağlayacaktı neredeyse. Gözlerini sildi.
Ayşe :-Teyze, ağlıyor musun?
Melek :-Sevinçten canım. Sevinçten.
Sunucu kupayı getirip,Jung Min ve İnci 'ye verdi.
:-Tebrik ederim çocuklar. Mükemmel yarıştınız.Ayrıca bütün sorulara doğru cevap vererek,bir rekorada imza attınız.
İnci ve Jung Min :-Teşekkür ederiz.
O anda Bay Soo Chun yanlarına geldi.
Bay Soo Chun :-Aferin size çocuklar. Kazanacağınızı biliyordum.Size güvenmekle en iyisini yaptım.
İnci :-Bize inandığınız için, teşekkür ederiz.
Jung Min :-Siz olmasaydınız,belki de biz kendimize inanamayacaktık.Herşey sizin sayenizde oldu.
Bay Soo Chun gülümsedi :-Eee,kupa elinizde.Şöyle bir kaldırın da herkes zaferinizi görsün.
Jung Min ve İnci, kupayı havaya kaldırdılar.Salonda ki herkes onları alkışlıyorlardı.
Sallondan çıkmışlardı ve eve gitmek için hazırlanıyorlardı. Jung Min ve İnci, konuşuyorlardı.Daha doğrusu birbirlerinden bir türlü ayrılamıyorlardı desek doğru olacak sanırım.
Jung Min :-Bu yarışmada seninle bir grup olmak çok güzeldi.
İnci :-Seninle de.Eğer sen yanım da olmasaydın,heyecandan hiç bir şey yapamazdım herhalde.
Jung Min :-Dogruyu söylemek gerekirse,bir ara ben de çok heyecanlandım. Ama elini tutmak iyi geldi.Aslında sadece yarışmada değil üzüldüğüm, zorlandığım ya da gücümün tükendiğini hissettiğim anlarda da bu eli tutmak iyi geliyor.Umarım,o el her zaman,elimin yanında olur.
İnci :-Sen çekmediğin sürece,o el hep yanında olacak.Sahibi ile birlikte.Dedi gülerek.
Jung Min 'de gülmüştü.
İnci :-Yarışmada iyi iş çıkardın.
Jung Min :-Sen de çok iyiydin.Bence biz beraberken,harika oluyoruz.
İnci güldü :-Bence de.
Jung Min :-Ömür boyu hep yan yana olalım olur mu?Birbirimize destek olalım. Tıpkı bu yarışmada ki gibi.
İnci :-Tıpkı,bu yarışmada ki gibi.
Melek ve kızlar,uzaktan onları izliyorlardı.
Melek :-Kaç saattir,ne konuşuyor bunlar orada?
Derya :-Ne konuşacaklar teyze!Birbirlerini tebrik filan ediyorlardır işte.Dedi lâfı çevirircesine.
Melek :-Sanki bana başka bir şey konuşuyorlarmış gibi geldi. Dedi şüpheyle.
Ayşe :-Amaaaan,teyze! Sende herşeyden hemen şüphelenirsin.
Melek :-Siz bu çocuklarla fazla samimisiniz bu ara.Yanılıyor muyum?
Derya birden atıldı:-Yanılıyorsun.Yani olmaz öyle şey.
Ayşe :-Yani yaşadığımız onca şeyden sonra hukukumuz biraz gelişti sadece.
Derya gülüyordu :-Hukukunu seveyim senin.Diye mırıldandı.
Ayşe onu dürttü:-Bizim için, yaptıklarını nasıl unutursun teyze? Derya tekwando öğrendi,beni kaçırdıklarında kurtardılar,üstelik çocuk yaralandı.Şimdi de İnci. Samimi olmamız çok normal.Dedi telaşla.
Derya :-Yani!
Melek :-Öyle olsun bakalım.Umarım, bunun altından bir şey çıkmaz.
Derya, Ayşe 'ye baktı korkarak.
İnci :-Jung Min, ben artık gideyim.
Jung Min :-Peki canım. Git sen.Zaten biraz daha konuşursak,teyzen,boğazıma yapışacak.
İnci :-İnan bana bu kadar konuşmamıza izi vermesi bile bir mucize.
İkisi de güldüler.
İnci :-Okulda görüşürüz.
Jung Min :-Görüşürüz.
İkisi de arkadaşlarının yanına döndüler.
Melek :-Sonunda gelebildin.Ne konuştunuz bakalım bu kadar saattir?
İnci :-Hiiç.Tebrik ettik birbirimizi.
Melek :-Bu arada ben de seni tebrik ederim bitanem.Harikaydın.
İnci :-Sağol teyzeciğim.Sizin desteğiniz sayesinde oldu bu başarı.
Derya :-Bizi şımartıyorsun.
Ayşe :-Aynen.
İnci :-Siz dünyanın en mükemmel kuzenlerisiniz.Doya doya şımarabilirsiniz.
Dördü de gülmeye başladılar.


BAHAR ÇİÇEKLERİ 🌹 봄 꿈 🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin