2.Bölüm-Tanışma Faslı

1.2K 74 38
                                    

Bu gün havada yağmur vardı.Yağmur yağacaktı ama beraberinde aşkı da getirecekti.Gök yüzünden yer yüzüne aşk yağacaktı.Her bir aşk damlası kalplere düşecekti.
Bu gün öyle bir tanışma olacaktı ki,İlerisi için bir perde açacaktı.Yağmur sonrası kokan toprak kokusu gibi güzel kokusunu yayacaktı aşk gençlerimizin kalplerine.
Kızlar, alışverişe çıkmışlardı.
İnci:-Kızlar ben alışveriş listesini yaptım.Gereken her şeyi eksiksiz alabiliriz.
Derya:-Biraz acele etsek iyi olacak.Sanırım yağmur yağacak.Dedi havaya bakarak.
Ayşe:-Haklısın. Hava bozacak gibi.
İnci,birden durdu.Karşısındaki kitapçıya bakakaldı.
İnci :-Kızlar,surada ki kitapçıyı gördünüz mü?Dedi heyecanla.
Ayşe :-Evet.Ne büyük kitapçı.
İnci:-Oradan bir kaç kitap almak istiyorum.Kızlar,alışverişi siz yapsanız olmaz mı?
Derya:-Olmaz.Birbirimizden ayrılmamalıyız.Henüz burada yeniyiz.Mümkünse bir arada kalalım.
İnci :-Lütfen. Eve dönüş yolunu biliyoruz nasılsa.Evde buluşuruz.Lütfen,lütfen,lütfen.Dedi ısrarla.
Ayşe :-Bırak kızı gitsin kitapçıya.
Derya :-İyi tamam.Haydi git al kitaplarını.
İnci:-Çok teşekkür ederim.Dedi ve koşarak gitti.
Derya :-Kaybolma!
Ayşe ve Derya alışverişe koyuldular.Derya listeye, Ayşe de etrafa bakıyordu.
Derya :-İnci kitapları ne çok seviyor değil mi?
Ayşe :-Evet.Senin resim yapmayı sevdiğin gibi.Dedi ve güldü.
Derya :-Senin de Kore'yi sevdiğin gibi.
Ayşe birden donup kaldı:-Şuna bak.Dedi duvardaki posteri gösterek.
Derya :-O da ne?
Ayşe :-Jung Kyung Ho'nun imza günü varmış.Gitmeliyim.
Derya :-Ayşe,olmaz.
Ayşe :-Ne olur Derya,gitmeliyim.Onu ilk defa yakından göreceğim.
Derya :-Hayır dedim.
Ayşe :-İnci'ye izin verdin ama.Lütfeeeen. Gitmek istiyorum!
Derya :-Ayşe,canım kuzenim,ben tek başıma nasıl yaparım alışverişi?Bak yağmur da geliyor.
Ayşe :-Yaparsın sen yaparsın.Bitanecik kuzenim benim. Dedi ve koşarak oradan ayrıldı.
Derya:-Ayşe buraya gel.Ayşe! Diye arkasından bağırdı.
Ayşe ve İnci Derya'yı bırakıp gitmişlerdi.
Derya :-Ben bu alışverişi nasıl yapacağım şimdi?Dedi çaresizce.
İnci kitapçıya girmişti.Etrafındaki kitaplara hayran hayran bakıyordu."Acaba bilim kitabı mı alsam,roman mı?Burada ne çok kitap var.Hepsinden istiyorum. Bunları okumak çok zevkli olacak."diye düşünerek yürüyordu.O anda karşıdan gelen genci görmedi ve çarpıştılar.Gencin elinde ki kitaplar yere düşmüştü.
İnci :-Çok özür dilerim.
Genç:-Asıl ben özür dilerim.Kitaplara dalmıştım.
İnci gülümsedi:-Bende.
Genç elini uzattı:-Ben Park Jung Min.
İnci elini sıktı.
Park Jung Min:-Bir şey oldu mu?İyi misin?
İnci:-Sağol iyiyim.Dedi ve yere eğilip kitapları toplamaya başladı.Jung Min de onunla birlikte toplamaya başladı.Gözünü İnci'den alamıyordu.
Jung Min:-Kitapları çok seviyorsun galiba.
İnci:-Evet çok seviyorum.Nereden anladın?
Jung Min:-Kitaplara hayran hayran bakışından.Dedi gülerek.
İnci:-Hangi kitabı alacağıma karar veremedim.
Jung Min:- Ben sana bir kitap önerebilir miyim?
İnci:-Seni dinliyorum.
Jung Min,sırt çantasından bir kitap çıkarıp uzattı.
Jung Min:-Bunu oku
İnci:-Ama bu senin.Ben raftan bunun aynısını alırım.
Jung Min gülümsedi:-Bu kitabı bulamazsın.Çok önce tükendi.Sen bunu al.Hem,ben defalarca okudum.Ezberledim sayılır.
İnci kitabı aldı:-O zaman parasını vereyim.
Jung Min:-Hediyem olsun.Dedi ve hızla oradan ayrılıyordu ki arkasını döndü.İnci'ye baktı.
Jung Min:-Bu arada adını söylemedin.
İnci:-İnci.
Jung Min:-Umarım tekrar görüşürüz,İnci.Diye bağırdı ve el sallayıp oradan uzaklaştı.
İnci :-Bu da neydi şimdi?Dedi ve elindeki kitaba baktı.Yazarı dikkatini çekmişti.Çünkü yazarın ismi,Park Jung Min idi.
İnci:-Bana kendi kitabını vermiş.Diye mırıldandı ve gülümseyerek oradan çıktı.
Hava bozuyordu.
İnci:-Yağmur yağmadan eve gitmeliyim.Dedi havaya bakarak.Sonra eve doğru ilerledi.
Ayşe ise imza gününün yapılacağı yere gelmişti.Çok kalabalıktı.
Ayşe :-Sonunda Jung Kyung Ho ile tanışacağım.Acaba bu insanlardan bana sıra gelir mi?İmza gününden haberim olsaydı,sabah kalkar kalkmaz gelirdim.Diyerek heyecanla Kyung Ho'nun gelmesini bekliyordu.Arkasına,önüne baktı."Ne kadar çok hayranı varmış diye mırıldandı kendi kendine.O sırada biri belirdi sahnede.Herkes heyecanla o tarafa yöneldi.
Sahnedeki kişi mikrofonu eline aldı:-Sevgili Jung Kyung Ho hayranları!Maalesef Jung Kyung Ho sağlık sorunları yüzünden,bu gün burada olamayacak.Herkesten özür dileriz.
Ayşe büyük hayal kırıklığına uğramıştı.Çok üzülmüştü.Onu görmeyi istiyordu ama olmamıştı.Salondan dışarı çıktı.O sırada yağmur başladı."Üzülmeyi birak Ayşe,yağmur başlamış.Hemen eve gitmeliyim."dedi ve koşarak otobüs durağına geldi.Fakat otobüsü kaçırmıştı.Üstelik yağmur şiddetini arttırmıştı.
Ayşe :-Olamaz!Otobüs yeni gitti.Yağmur da yağıyor,Ben ne yapacağım şimdi?Kim bilir diğer otobüs ne zaman gelir?
Ayşe, yağmurun altında beklemeye başladı.Biraz sonra elinde semsiye ile biri geldi ve oda beklemeye başladı.Ayşe 'ye doğru baktı.
Ayşe :-Benim aptal kafam.Kyung Ho'dan imza alacağım diye beklersen,işte böyle yağmura yakalanırsın.Sırılsıklam olacağım şimdi.
Az ilerisinde ki genç,Ayşe'ye yaklaştı.
Genç:-Islanacaksınız.
Ayşe :-Efendim?
Genç:-Yağmur hızlandı.Böyle giderse ıslanıp hasta olacaksınız.İsterseniz,bu şemsiyenin altına girin.
Ayşe ,gencin kendisine asıldığını zannetti ve azarladı.
Ayşe:-Seninle aynı semsiyenin altına gireceğimi mi sandın?Sen beni nasıl bir kıza benzetiyorsun ha! Çaresizliğimden faydalanmaya utanmıyor musun?
Genç:-Durun yanlış anladınız.Şemsiyeyi siz alın.Dedi ve Ayşe'ye verip kenara çekildi.Ayşe şaşkınlıkla aldı şemsiyeyi.Genç montunun sapkasını başına geçirdi ve yağmurun altında beklemeye başladı.Ayşe, söylediklerine pişman olmuştu.
Ayşe :-Ben çok özür dilerim.Niyetinin başka olduğunu sandım.
Genç gülümsedi.
Ayşe :-Ama şimdi de sen ıslanacaksın.
Genç:-Önemli değil.Bana bir şey olmaz.
Ayşe :-Yağmur hızlandı ama.
Genç :-Beni merak etme.
Ayşe dayanamadı.Çünkü çocuk çok ıslanmıştı.Şemsiyeyi alıp,onun başına tuttu ve kendisi de altına girdi.
Genç:-Ama!
Ayşe :-Çok ıslandın.Dedi ve gülümsedi.İkisi de şemsiyenin altındalardı.Genç,kaçamak gözlerle Ayşe 'ye bakıyordu."Bu kız,bu kız rüyalarımda ki kız. Kim acaba?Koreli değil ama çok güzel.Çok farklı.Acaba adını sorsam,beni yanlış anlar mı?"Diye düşündü.Ayşe 'de ona bakıyordu çaktırmadan.Oda "Ne kadar kibar biri.Benim için,yağmurda kalmayı göze aldı.Çok hoş."Diye düşündü.O anda gencin bineceği otobüs geldi.Genç otobüse doğru koştu.
Ayşe :-Şeyy.Şemsiye?
Genç:-Sen de kalsın.Dedi ve otobüse bindi.
Ayşe :-Teşekkür ederim.Diye arkasından bağırdı.
Genç otobüste iken hâlâ Ayşe 'yi düşünüyordu."Keşke adını sorsaydım.Keşke."Diye içinden geçirdi.
Ayşe ise "O genç sayesinde,ıslanmaktan kurtuldum."Diye düşündü.O anda kendisinin de bineceği otobüs gelmişti.O da hemen bindi ve eve doğru yol aldı.
Derya ise elinde yaptığı alışveriş poşetleri ileyağmurun altında söylene söylene sığınacak bir yer arıyordu.
Derya :-Bütün yükü bana bıraktılar gittiler.Şu halime bak.Sırılsıklam oldum.Biri kitapçıya gitti,diğeri imza gününe.Eve bir gideyim sorarım ben onlara.Bunlarda ne kadar ağır böyle.Kollarım koptu.
Derya, yağnurda ıslanmıştı.Çokta sinirliydi.Birden sığınacak bir bankamatik gördü ve koşa koşa oraya girdi.O anda onunla birlikte bir gençte girdi.Carpışmışlardı.
Genç:-Heyy.İlk önce ben girdim buraya.
Derya :-Hayır canım.İlk önce ben girdim.
Genç:-Elindeki torbalarla her yeri kaplıyorsun.Çıkar mısın lütfen.
Derya :-Neden ben çıkacak mışım bakiyim? Sen çıksana.Hem sen erkeksin.Erkek dediğin biraz centilmen olur.Görünen o ki senin yanından bile geçmemiş.
Genç:-Burası üçümüze dar,görmüyor musun?
Derya :-Ne üçü?Senin gözlerin iyi görmüyor galiba.Ya da matematiğin zayıf.
Genç:-Biri ben,biri sen,biri de elinde ki tobalar.
Derya iyice sinirlenmişti:-Birazdan o torbaları kafana geçireceğim.Bana bak çekik göz,kaç saattir poşet taşımaktan yoruldum,artı ıslandım,üstelik arkadaşlarım tarafından ekildim.Anladığın üzere şu anda çok kızgınım.
Genç:-Senin gibi cadıyı kim ekmez ki.
Derya :-Cadı mı dedin sen?Dedi kızarak.
Genç:-Cadı!
Derya :-Çekik göz!
Genç:-Cadı.Dedi inatlaşarak.
Derya :-Çekik göz. Dedi bağırarak.
O anda yanlarına bir polis geldi:-Ne oluyor burada?
Derya ve genç:-Buraya ilk önce ben geldim ve o çıkmıyor.
Polis:-Bunun için mi kavga ediyorsunuz?Biraz sıkışsanız,ikinizde oraya sığarsınız.
Derya :-Ben bu Çekik göz ile oraya gireceğim öyle mi?Hayatta olmaz.
Genç:-Asıl ben senin gibi bir cadı ile oraya girmektense,yağmurda ıslanırım daha iyi.
Polis:-Demek öyle.Ben şimdi bu sorunu halledeceğim.Merak etmeyin siz.
Derya :-Halledecek misiniz?
Polis :-Evet.
Genç:-Nasıl?
Polis:-Şimdi ikinizde çıkın oradan.
İkiside çıkmışlardı.Polis bankamatiğe girdi.
Polis:-Sorun filan kalmadı.
Genç:-Ama biz yağmurda kaldık.
Polis:-İkinizde ıslanmayı göze almamış mıydınız?
Derya ve genç:-Ama.
Polis:-Size ceza.Şimdi yağmurda ıslanında aklınız başına gelsin.
Derya :-Hey Allahım.Hepsi senin yüzünden.
Genç:-Senin yüzünden olmasın?
Derya :-Seni hiç unutmayacağım çekik göz.
Genç:-Ben de seni unutmak için elimden geleni yapacağım cadı.
Derya çok kızmıştı.Poşetleri kaptığı gibi,yağmurun altında eve döndü.Derya ile kavga eden gençte arkadaşının evine geldi.İçeri girer girmez arkadaşları gülmeye başladılar.
Park Jung Min:-Jun ne bu halin?
Kim Hyung Jun :-Yağmurda ıslandım.Yağmurda.Dedi kızarak.
Kim Hyun Jung:-Bir yere sığınsaydınya.
Kim Hyung Jun :-Şu üzerimi değiştireyim anlatırım.a
Park Jung Min :-Merakla bekliyoruz.Dedi gülerek.
Kim Hyun Jung :-Neden sinirlenmiş bu?
Park Jung Min :-Birazdan anlarız.
Derya ise eve gelmiş,sinirle kapıyı çalıyordu.Daha doğrusu yumrukluyordu.İnci kapıyı açtı.
Derya, soluk soluğa içeri girdi:- Sizi öldürmemem için bana bir sebep söyleyin cabuk.
Ayşe :-Ne oldu sana?Her tarafından su damlıyor.
İnci:-Yağmurda mı kaldın sen?
Derya :-Halimden belli olmuyor mu?Alın şu poşetleri,kollarım koptu taşımaktan.
Ayşe :-Üzerini hemen değiştir.Hastalanacaksın.
Derya :-Değiştireceğim,değiştireceğim.Sonra da gelip beni yalnız bırakmanızın hesabını soracağım size.Dedi ve odaya çıktı.
Ayşe :-Yalnız bıraktığımız için mi kızmış?
İnci :-Sanırım.
Erkekler konuya gitmişlerdi bile.
Jung Min :-Üzerini değiştirmişsin.
Kim Jun:-Değiştirdim.
Kim Hyun:- Bu gün çok güzel bir şey geldi başıma. Dedi gülümseyerek.
Jung Min :-Anlatsana.Geldiğinden beri ağızın kulaklarında.
Kim Hyun :-Otobüs beklerken,bir kızla karşılaştım.
Yağmurun altında şemsiyesiz bekliyordu.Zor durumdaydı.Şemsiyemi ona vermek istedim.Önce beni yanlış anladı.Sonra şemsiyemi verip,çekildim.Benim ıslandığımı görünce,dayanamadı.Semsiyenin altında beraber bekledik bir süre.Çok güzeldi çook.
Jung Min:-Adını sordun mu?
Kim Hyun :-Hayır.Onu bir daha ne zaman görürüm acaba?
Kim Jun :-Aşık mı oldun sen yoksa?
Kim Hyun :-Aşk mı bilmiyorum ama sanki o kız rüyalarımda gördüğüm kızdı.
Jung Min :-Bir de benim başıma gelenleri dinleyin.
Kim Hyun :-Yoksa sende mi bir kızla tanıştın?
Jung Min :-Evet. Kitapçıya gittiğimde.Kitaplara öyle bir dalmışım ki kızın biriyle çarpıştık.O da kitaplara bakıyordu.Benim baktığım gibi.Görür görmez bir sıcaklık hissettim.Kalpten gelen bir sıcaklık.
Kim Jun :-Yoksa sende mi?
Jung Min :-Galiba.Ona kitap önermek istedim.Kabul etti.Bende çantamdan kitabımı çıkarıp, verdim.
Kim Hyun :-Kendi yazdığın kitabı mı verdin ona?
Jung Min:-Evet ama ben ismini öğrendim.İnci.
Kim Jun :-Koreli değil o zaman.
Jung Min :-Değil.O da benim gibi kitapları çok seviyordu.O anı tekrar yaşamak isterdim doğrusu.
Kim Hyun :-Peki ya sen Jun?Ne oldu da bu gün bu kadar ıslandın?
Jung Min :-Ve kızdın?
Kim Jun:-Hemen anlatayım.Buraya gelmek için evden acele ile çıkınca,yağmura yakalandım.Yağmur çok hızlanmıştı.Bende sığınacak bir bankamatik buldum ve içine girdim.O anda kızın biri benimle beraber girdi.Kız değil,canavar.Onunla tartıştık.Ama oraya önce ben gelmiştim.Kavga ederken bir polis geldi ve ikimizi birden çıkardı.Anlaşıldığı üzere o kızın yüzünden sırıl sıklam oldum.
Jung Min ve Kim Hyun gülüyorlardı.
Jung Min :-Demek polis ikinizi de çıkardı oradan.
Kim Jun :-Gülmeyin lütfen.Hep o cadının yüzünden.
Kim Hyun :-Neden cadı diyorsun kıza?Çok mu çirkindi?Dedi gülerek.
Kim Jun :-Yok.Çirkin değildi.Hatta güzeldi.Ama huyu güzel olsun.
Jung Min :-Yoksa hoşlandın mı ondan?
Kim Jun :-Tabiiki hayır.Öyle bir kızdan kim hoşlanır ki.
Kim Hyun :-Hoşlanmışsın!Dedi ve koltuğun kırlentini alıp Jun'un üzerine saldırdılar Jug Min ile.
Kim Jun:-Yapmayın.Dedi ve hapşurdu.
Jung Min:-Jun,galiba hastalanacaksın.
Kim Jun:-Bu da o cadıdan hatıra.Dedi ve tekrar hapşurdu.
Kızlar da bu konu ile ilgili konuşuyorlardı.
Ayşe :-Elinde ki kitap sana verdiği kitap mı?
İnci :-Evet.Görsen o kadar tatlıydı ki.
Ayşe :-Sen galiba aşık olmuşsun.
İnci :-Biliyor musun Ayşe, onda kendimi gördüm sanki.
O anda Derya hapşurdu:-Bende bu hapşuruktan hastalanacağımı görüyorum.
Ayşe :-Ne kaba çocukmuş o öyle.Oysa bana şemsiyesini veren çocuk,ne kadar kibardı.Benim için ıslanmayı göze aldı.
Derya :-Bendeki de şans işte.Gittim, Güney Kore de ki en kaba çocuğu buldum.Kore odunu, ne olacak.Çekik göz.Hayatım boyunca unutmayacağım onu.
İnci :-Yoksa ondan hoşlandın mı? Dedi Ayşe'ye göz kırparak.
Derya :-Hoşlanacak başka biri yok mu da ondan hoşlanacağım?Hem ben hayatta bir Koreli'ye aşık olmam.Allah yazdıysa bozsun.
Ayşe :-Büyük konuşma bence.
Derya :-O kaba şey ile siz de karşılaşsaydınız büyük konuşurdunuz.Resmen bütün Koreli'lerden soğuttu beni.
İnci güldü:-Büyük lokma ye büyük konuşma demişler canım.
Derya:-Beni tanıyorsunuz.Olmaz dediysem,olmaz.Hem bir çekik göz yetti.Başka tanımak isteyeceğimi sanmıyorum.Neyse beni boşverin.Demek çocuk kitabın yazarıymış ha.
İnci :-Evet.
Ayşe:-Kitabın adı neymiş merak ettim.
İnci :-Ruh Eşim.
Ayşe bilgisayarı alıp kitap hakkında araştırma yapmaya başladı.
Derya :-Sanki sana sen benim ruh eşimsin demek istemiş.
Ayşe :-Kızlar bakın ne buldum.Bu kitap geçen senenin en çok satan kitabıymış.Aynı kitap ilk basımdan sonra iki kere daha basılmış.Fakat yazarın ismi dışında başka bir bilgi yok.Kendini gizli tutmuş.Kitapta ruh eşini arayan bir gencin hikayesi anlatılıyormuş.Kimine göre bu genç, yazarın kendisiymiş.Vay canına İnci,senden sonra o kitabı ben de okumalıyım.
Derya :-Ben de merak ettim doğrusu.
İnci gülümsedi :-Acaba onu tekrar görebilecek miyim?
Derya :-Görüpte ne yapacaksın?Hepsi aynı işte.
Ayşe ve İnci Derya'ya bakıp güldüler.
Nihayet karşılaşma gerçekleşmişti.Kader onları karşılaştırmıştı.Acaba daha onlar için neler hazırlamıştı?Türkiye'de açan bahar çiçekleri ve Kore'de büyüyen bu çiçekler,daha ne günler,be maceralar göreceklerdi birlikte?

BAHAR ÇİÇEKLERİ 🌹 봄 꿈 🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin