Bulutların üstünde olmak mı, yoksa bulutları izlerken yanımda Yavuz'un olması mıydı beni mutlu eden? Çok mutlu başlayan günüme Yavuz'la sohbet ederek devam ediyordum, o bana gelecekten bahsediyordu gözleri gözlerimi okşarken. Kalkistan birkac saat sonra birden uçak sallanmaya başladı ancak bu türbülans değildi geçmiyordu bir türlü. Uçak yana yatıp yalpalanıyordu resmen. Yavuz sakin olmamı söylüyordu. Ellerimi yüzüme kapayıp çığlık atıyordum, kendimi telkin etmek istercesine derin nefes almaya başladım. Saniyeler sonra kendime gelip etrafa baktigimda herkesin baygın bir şekilde yerde yattığını gördüm, Yavuz yanımda yoktu, nereye kaybolmuştu ki? Çok korkuyordum, uçakta deli gibi bağrınıyordum, Yavuz'u arıyordum. Kokpite koşarken takılıp düştüm, tekrar kalkıp bölmeye girdigimde pilotların da baygın olduğunu gördüm. Telsizi elimi alıp birileriyle iletisim kurmaya çalıştım ancak kimse bana cevap vermiyordu. Kimse yok mu?! Uçak hızla alçalıyordu. Sehrin isiklarini gorebiliyordum, gittikce yaklasiyordum . Yavuz nerdeydi? Sesimi sonuna kadar kullandim, avazim ciktigi kadar bagirdim. Yavuz'un ismini haykiriyordum ama kimse bana cevap vermiyordu. O kadar yalnizdim ki, kendimi cok caresiz hissediyordum. Yere gittikce yakinlastigimizin farkindaydim. Ucakta kimseyi uyandiramiyordum, kimse tepki vermiyordu. En sonunda caresizligin verdigi huzunle dizlerimin uzerine coktum. Olacaklardan kacisim yoktu kabullenmistim. Dakikalar sonra ucak yere cakilmisti ve biz enkaz icinde kalmistik, cansiz bedenler icinde kendi cansiz bedenimi goruyordum.Korkuyla nefes nefese uyandım, saat daha sabahın besiydi. Alnimdan suzulen damlalar ruyanin gercekciligini kanitlar nitelikteydi. Derin derin nefes aldim daha fazla uyumaya niyetim yoktu.Erken olsa da ben yataktan bir an önce çıkmaya kararlıydım. Sanki gözümü kapatsam tekrar rüyayı yaşarmışım gibi geliyordu. Kendimi dusa attim, ruyanin etkisinden cikmaya calisiyordum. Peki Yavuz'a ne olmustu, nereye kaybolmustu? Acaba basina bir sey mi gelecekti, bu bana yukaridan bir sinyal miydi? Allah'im sacmaliyorum degil mi? Aklimi yolda kaybetmisler gibi fikir uretmekten vazgecmeliyim. Uzerime bir bornoz alip banyodan ciktim. Sade sert bir kahveye ihtiyacim vardi, kahve makinesini actiktan sonra yatagimi toplamak icin odaya gectim. Geldik en zor goreve, acaba bugun ne giysemmm sorunsalini cok vakit kaybetmeden halletmek? Ne demisler hicbir sey imkansiz degildir. Aslinda bugun gercekten de bununla vakit kaybetmek istemiyordum. Duz siyah skinny bir pantalon ve uzerine de omuzlari firfir detayli beyaz gomlegimi ayirdim. Icerden Aysen kahve hazir diye sesleniyordu, hangi ara uyanmisti. Gercekten sessizlik konusunda uzmandi, hicbir zaman onun sabahlari ses yapip beni uyandirdigini hatirlamam. Mutfaga girdigimde bize ufak bir kahvalti bile hazirlamisti, gercekten hizina hayran olmamak mumkun degildi.
" Bugün erkencisin, kalktigini dahi duymadim. Toplantin falan mi var?"Dedim tostumdan bir parca isirirken. "Evet canim, bugun cok onemli bir sunumum var begenilirse ve fikrimi onaylarlarsa terfi bile alabilirim."
" yaa gercekten
Mi? Cok sevindim canim arkadasim."
Boynuna atilip bir opucuk kondururken yanağına. " Ama bunu suan ogrendigim icin de uzgunum. Senin yaninda olup yardimci olamadim."
"Burada degildin canim, onu dert etme sen. Hadi benim cikmam lazim, sans dile bana. "
"Yeryuzunde ve gokyuzundeki tum sanslar seninle olsun bebegim benim." Sarilip onu yolcu ettikten sonra, masaya geri dondum bir yandan kahvaltimi ederken bir yandan da etrafimda ki insanlari cok fazla bosladigimi dusunuyordum. Sonra kapinin calmasiyla dusuncelerimi olduklari yerde biraktim. Aysen bir sey unutmustu belli ki, aceleyle kapiya yoneldim. Kapi kirilcak gibi calinmaya baslamisti, kosarken bornozum kapinin koluna takildi onu cekmemle bagcigin kopmasi bir oldu, baya eskimis demek ki hemen yirtildigina gore neyse elimle bornozumu kapali tutmaya calisarak kapiyi actim. Karsimda Yavuz'u gorunce dudaklarim kucuk bir "o" seklini almistir eminim, onu hic beklemiyordum hem de sabahin daha altisinda!
"Yavuz?!" Dememle beni kendine cekip sarilmasi bir oldu. O kadar sıkı sarılmıştı ki nefes almakta zorlanıyordum. Daha sonra beni omuzlarimdan tutup iceri soktu ve kapiyi kapatti. Tekrar yuzume bakip rahatlamis gibi nefes verdikten sonra yeniden sarildi. " Yavuz neler oluyor? Neden boylesin?"
Yavuz geri cekildi, tam cevap vermek üzere agzini acmisti ki birden kaslari catildi. Nasil boyle ani duygu degisikleri yasadigina beyin fonksiyonlarim anlamlandiramasa da alisacaktim belli ki.
" Sen..." dedi catik kaslariyla beni suzerken. " Sen nasil boyle bir halde kapiyi acabilirsin kadin!?" Bu bir soru degildi bu bir kukremeydi! Ne varmis halimde demek uzere agzimi acmisken gozlerim asagiya kaldi. Halimde ne mi varmis a dostlar onu acik bir bornoz ve icinde ciplak bir Ece, daha ne olmaliydi ki? "Sey, hayir. Bornozun bagcigi koptu da ben Aysen bir sey unuttu diye. Anla iste Aysen diye actim kapiyi."
" Dua et gelen bendim, yoksa!"
"Yoksa ne Yavuz!?"
Benim de yukselmeme karsi alttan almaya karar vermis olacak ki sozlerini yumusatti. Utancimi bastirmaya calistigimin farkinda degildi tabi ki.
" yoksa seni tatli bir gunaydin hediyesi olarak goremeyecektim." Gozlerini gozlerimden ayirmamaya calisarak " artik diyorum ustune biseyler mi giysen? He evden cikmayalim bugun diyorsan o ayri tabi."
Hala acik olan bornozumu ellerimle kapadim ve odama kostum. Arkamdan Yavuz bagriyordu " isime gelmese de mantikli bir secim bugun onemli toplantilarim var seker sey." Yuzumde ki gulumsemeye engel olamadan hizli bir sekilde giyindim. Saclarimi taradiktan sonra kurumasi icin kendi halinde biraktim. Hafif gunluk bir makyaj yaptiktan sonra mutfaga gectim. Sofrayi kaldirmis, bulasiklari makineye atmis ve ayni zamanda kendine bir kahve yapmis bacak bacak ustune atmis, eline aldigi gecen ayin ekonomi dergisini okuyordu. Gorduklerim karsisinda sasirmamak mumkun degildi, cunku bu Yavuz'dan bekleyebilecegim bir sey degildi. Emrindeki insanlarin hizmetine alismis biri icin gercekten buyuk bir davranisti. Ukala kisiliginin altinda yatan mutevaziligini itiraf etmisti. Gulumsemi saklamadan "Yavuz buna hic gerek yoktu, ben toparlayacaktim mutfagi zaten. Ama ne yalan soyleyeyim hosuma da gitmedi degil yani." Dedim ona yaklasip arkasindan sarildiktan sonra yanagina kucuk bir opucuk kondururken.
"Himm demek hosunuza gitti Ece Hanim. Yani senin icin falan yapmadim, seni daha fazla beklememek icin yaptim. Bir nevi kendime iyilik gibi bir sey."
"Yaa gercekten giciksin."
"Gercekten gicigim."
"Evet oylesin."
"Evet oyleyim. Sen de beni boyle seviyorsun."
Kucuk cocuklar gibi simarik bir sekilde dil cikardiktan sonra asil sormam gereken konuya geldim.
" Sen sabah neden korkmus gibi davrandin ne oldu Yavuz? "
Birkac uzun gelen saniyeler sonrasinda konusmak uzere once kahvesinden bir yudum aldi. Sandalyede kendini diklestirip konumlandirdiktan sonra konusmaya basladi. " Gece bir ruya gordum, aslinda bir kabus. Sen kayboluyordun ve ben deli gibi seni ariyordum. Karanlik bir sokakta onlarca insan arasindan seni bulmaya calisiyordum. Daha sonra cikmaz bir sokaga girdim, kimseler yoktu ancak terkedilmis harabe bir bina vardi kapisi olmayan. Ben kosarak iceri girdim ve."
Burda durup bir kac saniye gozlerini kapatti sanki ruyayi tekrar yasiyordu. Gozlerini acmadan devam etti. "Ve seni gordum sen olmustun ve ben seni kurtaramadim." Daha sonra masaya bir yumruk indirip beni yerimde hoplattiktan sonra bagirarak devam etti " lanet olsun o kadar gercekti ki! Tum aciyi iliklerimde hissettim. Seni kaybettim ben!" Acisinin gercekligi karsisinda kalakaldim, gercekten bu adam beni seviyordu. Belki asik degildi belki bir sure sonra ilgisi gecicekti bilmiyordum. Ama bu adam o an beni gercekten de seviyordu. Yerimden kalktim, kucagina oturup basini kollarimin arasina aldim. Alnina opucukler kondurarak onu sakinlestirmeye calisiyordum. " sshh tamam bak ben burdayim, hep de burda olacagim. Sen beni sevdigin surece seni birakmaya hic niyetim yok. Hani derler ya iste tam da oyle. Ben hic yildizlara bu kadar yakin hissetmemistim daha once." Yuzunu ellerimin arasina alip gozlerini gozlerime sabitledigimde tekrarladim. " diyorum ki ben yildizlara bu kadar yakin hissetmedim daha once. Seni seviyorum bay ukala ve olmeye hic niyetim yok." Ellerini belimde sabitledi dudaklarimi dudaklarina kapatmadan once. Arzuyla degil severek opuyordu, merhametle opuyordu. Ona kendi ruyamdan bahsedecek degildim zaten bu kotu bir tesaduften daha fazlasi da degildi.
" Ben de." Dedi beni biraktiktan sonra.
" Ne Sen de ? "
"Ben de iste anladin sen."
"Ya soylesen ölür müsün?!" Ölüm lafiyla irkildigini hissettim ve daha fazla uzatmadan konuyu degistirmeye karar verdim. " peki madem! Hadi senin toplantilarin yok mu? Cikalim artik."
" kaldır bakayım ayağını."
" o niye ya!?"
"E tam ustune bastin, kaldir ayagini bulasmasin."
"Ayyy yemin ediyorum tuylerim diken diken oldu. Gercekten mi ya? Hayir sen belki birkac dakika tek basina kalip kendi kendine neden boyleyim diye dusunsen mi acaba!?!" Gercekten icten bir sekilde kahkaha atip goz kirpti, en azindan aklini farkli yonlere cevirebilmistim.
"Gicik!Hadi cikalim artik" Dedikten sonra cantami almak uzere hole yoneldim. Yavuz arkamdan bana eslik ediyordu, arabaya bindikten sonra toplantilarin icerikleri hakkinda bilgi aldim. Simdi bir asistan olarak bunu zaten biliyor olman hatta senin ayarlamis olman gerekmiyor mu pek degerli asistan hanim demekte cok haklisiniz degerli okuyucularim. Cok haklisiniz ancaakk oyle bir vaktim olmadigini da soyle dip koseye not ediyorum, tatil diyorum olaylar diyorum, yerseniz.Toplantilar yeni ve bizi gercekten cok daha fazla ileriye tasiyacak bir isle ilgiliydi. Yavuz yurtdisina acilmaya karar vermisti, ve bu daha cok yogunluk ve daha cok sorumluluk demekti. Bundan sonra sık sık yurtdisina gitmesi gerekecekti, tabiii asistani olarak pesinde olacaktim. Isin ilk ayagi olarak Madrid'i ve Paris'i dusunuyordu, bence de baslangic icin guzel bir secimdi. En azindan Ispanyolcami daha da gelistirebilecek yeni bir firsatti ayni zamanda. Toplantilar olumlu gecmisti, tabi Yavuz'un Hakan'a karsi yadsinamaz bir öfkesi vardı. Yavuz odasina gecmis ben de haftalik planlari olustuyordum. Odamin kapisi calindi ve tahmin edin kim? E tabiki dogru cevap! Hakan😒
" iceri girebilir miyim Ece?" Dedikten sonra cevabimi beklemeden iceri girerken.
" en azindan soracak kadar dusuncelisin."
" her zaman." Dedi soluklanip devam etmeden once.
" hala arkadas olup olmadigimizi kontrol etmek istedim. Bak Ece en son konusmamizda da soyledim. Sonucta surekli karsi karsiya gelecegiz ve ben huzursuz ortamlardan hic hoslanmam bu beni ve ortakligimi kesinlikle etki eder. Demoralize olurum, olursam da demoralize ederim."
Sinirimi yatistirmaya calisarak" ne demek istiyorsun? Bu bir tehdit mi?" Dedim ama bunun acikca bit tehdit oldugunu anlamistim.
" hayir tabi ki. Sadece arkadas kalmamiz gerektigini destekleyen sebepleri soyluyorum."
" Sebeplerinin mantiksizligi altina yatan asil amacinin ne oldugunu acikca sorabilir miyim ?"
" sadece seninle ilk tanistigimizdaki gibi guzel bir sohbete ve arkadasliga sahip olmak."
" gercekten bu kadar masum bir amac mi?"
"Kesinlikle, suphen dahi olmasin."Cevap vermek uzere agzimi acmistim ki, calan telefon beni susturdu. Yavuz odasina gitmemi istiyordu.
" pekala Hakan, sana inanmak istiyorum ve simdi musade edersen? "
" tabi calisiyorsun, musade senin.ben kalkayim artik."
Kapidan cikacakken arkasina donup ekledi." Ha bu arada artik Istanbul'da daha cok kalmaya karar verdim."
Iyi halt ettin diye haykiramadim tabiki. Kafa hareketi yaparak cikmasini bekledim. Allah'im bu adam insallah basimiza is acmazdi. Sonucta ikisi de ortakti ve aralarinin benim yuzumden bozulmasini istemiyordum!Arkadaslar yorumlarinizi ve begenilerinizi eksik etmezseniz cok sevinirim. Sizin yorumlariniz ve begenileriniz benim icin cok kiymetli. Bolumu begenmissinizdir umarim, upupuzun bir bolumde gorusmek uzere❣
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Hiç Biter Mi??
Humor'Cehenneme git' dedim dişlerimin arasından. Ama hiç alınmamış gibi kollarımdan tutup beni kendine daha da yaklaştırdı. Gözlerine bakınca sakinleşirdim biliyordum. Birkaç uzun saniye direndikten sonra pes ederek gözlerimle birleşmeyi bekleyen gözlere...