Göz kapaklarımı açmamak için dirensemde, odama vuran güneş ışıkları benden daha inatçıydı. Bütün hafta toplantılarla, yeni iş anlaşmalarıyla geçmişti. Hakan ve Yavuz arasında mekik dokumak beni çok yormuştu. Aslında Hakan'ın sırnaşmalarından kaçmak ve bahaneler bulmak yormuştu beni. Ve şuan - ki bu kutsal cumartesinden bahsediyoruz - erken uyanmakla cezalandırılıyordum. Allah'ım ne günah işlemiş olabilirim dedim ellerimi havaya doğru açıp. Tamam namaz kılmıyorum çok dindar sayılmam, dünyadaki sorunlar için kendi hayatımı da adamıyorum, ya da Ayşen'le cipsimi veya çikolatalarımı paylaşmıyorum, birkaç kez Ayşen'in açık alnıyla alay etmek adına tepegöz kalemle Atatürk Havalimanı da yazmış ve sıcak yaz gününde bereyle dolaşmasına sebep olmuş olabilirim, küçük çocuklara anneleri arkasına dönükken dil çıkarıp, korkunç yüz ifadeleriyle onları ağlatmış da olabilirim, birkaç kez öpüşen çiftlerin üzerine ayağım takıldı bahanesiyle kahve de dökmüş olabilirim. Oha ben ne gavurmuşum ya, gerçekten şuan farkına vardım. Kusura bakma Allah'ım sen affet, amin.
Daha fazla nasıl pislik bir insan olduğuma kafa yormadan hala uyuyan Ayşen'in odasına girdim. Saat 8 uyuması çok normal, of ya sıkıldım. Üstüne atlayıp deprem oluyor kalk mı deseydim, kafama yiyeceğim şaplağın acısını hayal edince bundan vazgeçtim. Hayııır bugün cumartesi ölürümde onu uyandırmam, aptal mısın Ece! Yavuz'un evine gidip onu mu taciz etseydim acaba. AA dur! Bugün Yavuz Bey'in iş görüşmesi var, hem de lüks bir kafede nasıl unuturum. Özellikle beni istememişti, o kadar kendimi zorla davet ettirmeye çalıştım ve Yavuz bana son yorolmo hoyotom yot oyo demişti, ben buna izin verir miyim? Beni iyi tanımışsınız dostlar. Tabiki de o kafeye gidilecek, kiminle buluştuğu öğrenilecek, kız ve güzelse çin işkenceleri gözden geçirilecek değilde erkekse tıpış tıpış kendimi göstermeden geri dönülecek. Eğer gitmezsem meraktan ölürüm. Beni çok sevdiğiniz için bunu istemediğinizi biliyorum.
Şimdi plan yapma zamanı, elimi kolumu sallayarak oraya gidemezdim. Tek mi gitmeliydim, yoksa üniversite arkadaşlarımdan birini mi yanıma almalıydım? Aa ne tesadüf Yavuz Beyciğim siz de mi burdaydınız, bizde arkadaşımla bir öğlen yemeği yiyelim demiştik, ne büyük bir masa beraber mi otursak? Hayır hayır bu çok aptalca, adama rezervasyonu ben yaptım tesadüf olmadığını hemen anlar. Yok yok en iyisi tek gitmeli. Odada deli dana gibi bir ileri bir geri yürüyordum. Bir şapka bir gözlük kamuflaj için yeterli olurdu. Üzerimi giyindikten sonra kendimi dedektif Gadget gibi hissettim, ya da bir Sherlock Holmes. Kork benden Yavuz Ece Holmes geliyor tatlım.
' Ne zamandır kendi kendine konuşuyorsun canım dostum?' Aynaya bakarak kendi kendime konuşuyordum ama onların içimden olması lazımdı. Yine kaptırmıştım kendimi bağıra bağıra konuşmuştum.
' Kız Ece için dışın bir diyeceksin değil mi? Seni uyandırdığım için üzgünüm bebek.' Deyip öpmek üzere yanağına doğru ördek dudağımla giderken işaret parmağıyla alnımı geri ittirdi. ' Acıdı ama insafsız.' dedim elimle alnımı ovarken.
' Kutsal sabahı mahvetmekten hükümlüsün Ece Gündoğdu.' Yooo Hayır siz bunun anlamını bilmiyor sunuz? Aramızdaki ev kuralları listesinin ilk maddesine göre her kim Kutsal ( hafta sonu) sabahı yani diğerinin güzelim uykusunu bölerse üç gün süreyle tüm ev işlerini üstlenmek zorundadır( ütü dahil). Ki nedense cezalı olunan o üç gün içerisinde kurban olan kişinin tüm dolabı aşağı indirilir ve (piçliğine) iç çamaşırlarına kadar ütülenir. Yine aynı şekilde suçlu olan taraf diğer tarafın tüm ayakkabılarını temizler. Aklıma gelince tüylerim diken diken oldu, Yavuz'dan bununda acısını çıkarmalıydım.
' Prensesim, can dostum ses tellerimin telleri tellenseydi de ses dalgalarım bilinmez kıyılara vursaydı. Gökten üç elma düşseydi de hepsi boğazımda kalsaydı. Dureydiim karşısında da gitme diyeydiim. Açeydiiim kollarımıı, sesime gitme diyeydim. Benim yüzümdenn.' diye saçmalarken onun pes edeceğini biliyordum. Şok olmuş değildi, sadece suratıma donuk donuk bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Hiç Biter Mi??
Humor'Cehenneme git' dedim dişlerimin arasından. Ama hiç alınmamış gibi kollarımdan tutup beni kendine daha da yaklaştırdı. Gözlerine bakınca sakinleşirdim biliyordum. Birkaç uzun saniye direndikten sonra pes ederek gözlerimle birleşmeyi bekleyen gözlere...