BÖLÜM 4

3.7K 384 53
                                    


Aklıma dolanan düşünceler boğuyordu beni. Sanki büyük bir yük vardı göğsümün üzerinde. Bu yük her saniye daha da baskı uygulayıp nefesimi kesiyor, sanki beni karanlığın içine çekmeye çalışıyordu ama ne zaman o karanlığa dalsam ağırlık birden bire uzaklaşıyor ve beni hayata döndürüyordu. Sonra aynı şeyler yeni baştan başlıyordu. Sanki kırılmaz bir döngünün içindeydim ve bu döngüyü kırmanın tek yolu vardı; O da Andy'yi bulup herkesten gizli güvenli bir yere saklamaktı.

Tanrım!

Neredeyse on altı gündür kayıptı ve YAK hiçbir şey yapmıyor, Victor ise kendi işine bakıyordu. İşte bu yüzden şuan arabamda oturmuş karşımda duran şatafatlı gece kulübüne bakıyor ve hayatım boyunca en çok nefret ettiğim kadınla buluşmak için bekliyordum. Kadının adı Lily'di ve çok güçlü bir adam için çalışıyordu. O adam Andy'yi kurtarmama yardım edebilecek tek kişiydi. Bu yüzden geçmişe bir sünger çekip yardım istemek için buraya gelmiştim. Gözlerimi sıkı sıkı kapatıp içimde kabaran öfkeyi bastırmaya çalıştım.

Sonra Andy buna değer diye mırıldandım yavaşça.

Değerdi.

Gözlerim yeniden gece kulübüne takıldı. Burası o adama aitti. Aslında sahip olduğu yüzlerce mekândan biriydi ama bir şey istemek veya bir teklifte bulunmak için bu gece kulübüne gelmek zorundaydınız. Lily işte burada devreye giriyordu. Adamla görüşmek isteyenler arasında bir nevi köprü görevi görüyordu. Önce onun yanına gitmeniz ve teklifinizi sunmanız gerekiyor, ardından teklif ettiğiniz şey adamın dikkatini çekerse onunla görüşebiliyordunuz. Fazlasıyla sıkıcı ve yavaştı ama beklemek zorundaydım, tek şansım buydu.

Parmaklarım tuttuğum direksiyonu daha da sıkarken düşünmeye devam ettim. Bana bir görüşme ayarlaması için Lily'yi zorlamak zorunda kalmazdım umarım. İkimiz de birbirimizden pek haz etmediğimize göre ona iyi bir teklif götürmek zorundaydım ama ne sunabileceğimi bile bilmiyordum. Adam her şeye sahipti, adeta bir tanrı gibi ortalıkta geziyor ama asla izini belli etmiyordu. Adam sanki hayalet gibi bir şeydi. Geçmişi hakkında en ufak bir şey bile bilinmiyordu. Bilinen tek şey kendisine O denilmesini istediğiydi. O'nun ne anlama geldiği hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Belki isminin baş harfiydi, belki de başka bir anlam taşıyordu.

Bu denli gizli olması ona karşı hissedilen korkuyu körükleyip duruyordu. Aklıma beni buraya yönlendiren adam geldi birden bir. O adam da Lily'yle buluşup O ile görüşmüştü ve dediğine göre görüşmeleri karanlık bir odada yapıyor, hatta yüzüne maske bile takıyordu. Bu aslında komikti, yani maske takması ama onunla görüşmüş olan adamın hiçte komiğine gitmiş gibi görünmüyordu. Daha çok dehşete kapılmış bir hali vardı. Hatta onun yanına gitmemem için beni uyarmıştı, sonuçlarının ağır olacağını söylemişti ama yardım edebilecek tek kişi oyken korkup kaçamazdım.

Düşüncelerimden sıyrılıp kolumdaki saate baktım. Vakit gelmişti, derin bir nefes alıp arabadan çıktım ve gece kulübüne doğru yürüdüm. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ama kulübün önünde sıraya girmiş insanlar için saat pek önemli değilmiş gibi gözüküyordu. Gece kulübünün önüne varınca sırada bekleyen kişileri es geçerek mermer merdivenlerden çıkıp korumalardan birinin tam yanında durdum. Arkamdaki söylenmeleri kulak ardı ederek korumaya dik dik baktım. Elbette beni tanıyordu, Lily çoktan geleceğimi söylemiş olmalıydı.

Koruma birkaç saniye sonra '' Bay Carter,'' dedi ve ileri doğru elini uzattı. Adama bakmayı kesip dar ama zengin malzemelerle döşenmiş altın sarısı koridorda yürümeye başladım. O sırada ellerimi birkaç kez yumruk yapıp açtım, sinirlerim tıpkı ince bir buz tabakası gibiydi, her an kırılabilir ve etrafa saçılabilirdi.

KUKLA: Y.A.K   ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin