BÖLÜM 31

1.9K 229 11
                                    


Düşüncelerimin yönü saatlerdir değişmiyordu.

Sanki başka bir şey düşünemez, başka bir şey yapamaz olmuştum. Sadece o vardı aklımda, geriye kalan diğer şeyler ise önemsizleşmişti. Bu döngüyü kırmak içinse hiçbir şey yapmıyordum. Yapamazdım, çabalarım her zaman boşa çıkardı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve içime yerleşip gittikçe büyüyen o korkuyu dizginlemeye çalıştım.

Rex... Mike... Diana!

Onları geride bıraktım, terk ettim ve güvenlerini boşa çıkardım.

Patlamadan sağ çıkabilmişler miydi?

Tanrım! Çıldırmak üzereydim.

Gözlerime biriken yaşları geri göndermek için kafamı yukarı, geniş ve ferah odanın tavanına çevirdim. Jason'ın gizli evlerinden birindeydik yine. Bizi kurtarmak için geri dönmüştü ama ilk önce beni çıkarmış ve diğerlerini orada bırakmıştı.

Rex'i orada bırakmıştı...

Biliyordum, onun hiçbir suçu yoktu fakat tüm kalbimle birini suçlamak istiyordum. Birden tenim buz kesti, suçlanması gereken kişi bendim. Daha fazla yalvarmalı, geri dönmesi için tüm gücümü kullanmalıydım ama yapmamıştım. Hissettiğim pişmanlık ve acı daha da artarken bir elimi kalbimin üzerine koyup hafifçe bastırdım. Sanki bu şekilde acımı dindirebilecekmişim gibi gereksizce çabaladım.

Boğuluyordum, nefes alış verişlerim artık daha da sıklaşmıştı. Oturduğum koltuktan kalktım ve önümdeki pencereye doğru yürüyüp akşam güneşine doğru çevirdim yüzümü. Hissizleşmek ve her şeyi unutmak istiyordu bir yanım, diğer yanım ise unutmanın daha da kötü sonuçlar vereceğini fısıldıyordu. Bunu söyleyen aslında zihnimi işgal eden Galina'ydı. Pişmanlığım birden bire öfkeye dönüştü. Ellerimi yumruk yapıp gözlerimi pencere pervazına diktim. Galina'yı dinlemekte hata mı yapmıştım? Belki de Jason'ın yerine Rex'i göndermeliydim, böylece onu geride bırakmak zorunda kalmazdım. Belki de patlama olurken o orada olmazdı ve...

'O asla gitmezdi.'

Düşüncelerimin arasına sızan bu cümle tüylerimi diken diken etti. Galina hala zihnimi işgal ediyor, bir türlü peşimi bırakıyordu. Ondan kurtulmak istiyordum, deniyordum da ama bir türlü başarılı olamıyordum. Yine de haklı olduğunu biliyordum, Rex beni asla bırakmazdı. Benim yaptığım gibi kaçıp gitmezdi.

''Andy.''

Jason'ın yumuşak sesi kulaklarımı doldurduğunda yavaşça vücudumu ona doğru çevirdim ve sert yüzüne diktim gözlerimi. Üzerini değiştirmiş, temizlenmişti. Elinde ise iki fincan tutuyor ve bana temkinli ama duygularını gizleyen gözlerle bakıyordu. Sanırım onu suçlayacağımı düşünüyordu ki bunu ben de istiyordum ama Galina sürekli 'Suçlu o değil, o seni kurtarmak için kendi hayatını riske attı' diye fısıldıyor, buna engel oluyordu.

İster istemez Galina'ya yine hak verdim. Onu gönderirken bizi kurtarmasının günler süreceğini düşünmüştüm, fakat o düzinelerce adamla birlikte aynı gün içinde geri dönmüştü. Onun da birçok adamı ölmüştü muhtemelen ve benim yaşadığım acıyı o ve ölen diğer insanların aileleri de yaşıyordu.

Bir anda kendimden utandım. Dertlerime o kadar dalmıştım ki, ona geri geldiği için düzgün bir şekilde teşekkür etmemiştim bile. O hayatımı kurtarmıştı ve kurtarırken o da ölebilirdi. Sertçe yutkunup gözlerimi gözlerine diktim. Yüzü anlaşılmayacak derecede duygusuzdu. Nasıl bu kadar sert olmayı başarıyordu?

Bu... Çok zordu.

Sesimin güçlü çıkması için birkaç saniye bekledim ardından '' Teşekkür ederim,'' diye mırıldandım.

KUKLA: Y.A.K   ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin